O artık Türkiye’nin en genç büyük ustası: Ediz Gürel
Türkiye'nin satrançta en genç büyük ustası olan 15 yaşındaki Ediz Gürel başarısını boş zamanından fedakarlık yaparak disiplinli çalışmasına bağlıyor. 10Haber'e konuşan Gürel'in hedefi dünya sıralamasında üst sıralara çıkarak Türkiye'yi temsil etmek.
15 yaşındaki Ediz Gürel geçen hafta Çekya’nın başkenti Prag’da düzenlenen 2024 Uluslararası Satranç Festivali’nde Challengers kategorisinde şampiyon olarak büyük usta (GM) unvanı aldı. Böylelikle Gürel Türkiye’nin en genç büyük ustası olarak tarihe geçti.
Büyük usta unvanı Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından verilen en yüksek seviyeyi ifade ediyor. Dünya üzerindeki milyonlarca satranç oyuncusundan sadece çok azı bu unvana ulaşabiliyor. Bunun için önce turnuvalara katılıp taban puanı 1000 olan ‘elo’ sisteminde 2500 puanı aşmak gerekiyor. Ardından yine turnuvalarda üç kez büyük usta normlarını almak gerekiyor. Tüm bunları başarabilmek içinse senelerce çalışıp turnuvalara katılmak gerekiyor.
Yedi yaşında satranç oynamaya başlayan Ediz Gürel’in büyük ustalık başarısına ulaşmasıysa sekiz senesini aldı.
Gürel 2019 yılında Avrupa Okullar Şampiyonası’nda 3’üncülük sonrası ilk önce usta adayı (CM), 2021’de FIDE ustası (FM) ve 2022’de uluslararası usta (IM) oldu. Büyük ustalıksa (GM) son unvanından iki sene sonra Prag’da geldi.
Lisanslı oyuncu sayısının 1 milyon 200 bine ulaştığı Türkiye’deyse gözler en genç büyük usta Gürel’e çevrildi.
Şampiyon Ediz Gürel ve her turnuvada yanında olan annesi Özlem Gürel duygularını 10Haber’e anlattı.
Anne Özlem Gürel Ediz’in satranca olan yeteneğini anaokulundaki satranç öğretmeninin fark ettiğini söyledi. Maceralı şampiyonluk yolculuğu öğretmeni Ediz’in kursa yazılması konusunda tavsiye verince başladı.
Ediz Gürel büyük usta olmanın kendisi için önemini şöyle anlattı: ”Büyük usta olmanın ayrı bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Bu unvan benim için büyük bir onur. İlk normumdan bu yana geçen süre içinde oldukça başarılı geçirdiğim turnuvalarım oldu. Ancak bazılarında norm almak için yeterli şartlar oluşmamıştı. Her zaman normal çalışmalarıma devam ettim ve buna devam ettiğim süre içinde de bunun bir gün olacağına hep inandım. Artık bu unvana yakışır bir sporcu olmanın sorumluluğunu hissedeceğim.”
Prag’daki turnuvada en heyecanlı anının son maçındaki galibiyet hamleleri olduğunu belirten Gürel’in bundan sonraki ilk hedefi 2600 elo puanını geçmek: ”Sonrasında da 2700 elo puanı geçip dünya sıralamasında üst seviyelerde yer alıp ülkemi yurtdışındaki turnuvalarda en iyi şekilde temsil etmek istiyorum.” Gürel şu anda 2560 elo puanına sahip. Dünyada en yüksek elo puanına sahip isim 2830’la Magnus Carlsen.
Fen lisesi dokuzuncu sınıf öğrenci olan Ediz Gürel satranç çalışma temposunu da anlattı. Gürel okuldan sonra ödevler biter bitmez günlük ortalama iki saat satranç çalıştığını söyledi. Bu tempo hafta sonları ve turnuva dönemlerindeyse daha da artıyor.
Gürel ”En genç büyük usta olabilmeyi nasıl başardın, diğerlerinden seni ayıran ne oldu” sorusuna tevazuyla yanıt veriyor: ”Benim kendimden önceki büyük usta abilerimden biraz daha erken unvan sahibi olmamda biraz teknolojinin gelişmesi, internet ortamında her türlü bilgiye, analiz ve varyantlara daha kolay ulaşabilmenin etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. Benden öncekiler bulabildikleri kitaplarla, çevrelerindeki antrenörlerle çalışmak zorunda kalırken, günümüzde birçok antrenörlerle internet üzerinden ders yapmak çok mümkün.”
Onu yaşıtlarından öne çıkaransa disiplin ve fedakarlık olmuş: ”Yaşıtlarıma göre cevap vereceksem eğer disiplinli ve kaliteli çalışma, doğru zaman planlaması yapmak, önceliklerimi sıraya koyup bunun her türlü boş zamanımdan fedakarlık yapmak, kendime olan inancım ve özgüvenim olabilir.”
Gittiğini turnuvalarda küçük ya da büyük sporcuların kendisine gösterdiği sevginin onu motive ettiğini belirten Gürel, oyun tarzı olarak dünyanın en iyisi Magnus Carlsen ve eğlenceli egosuz kişiliğiyle Anish Giri’yi beğendiğini söyledi ve ekledi: ”Türkiye’deki büyük usta abilerimin hepsini çok seviyor ve çok saygı duyuyorum.”
Satranç dışında masa tenisi oynamayı sevdiğini ve iyi bir kitap okuyucusu olduğunu söyleyen Gürel başarısıyla motive olan genç sporculara şöyle seslendi: ”Öncelikle beni tebrik eden, mesajlar yollayan binlerce insan oldu. Hepsinin ilgisine ve desteğine sonsuz teşekkür ediyorum. Benden küçük satranç sporcularına ise hep aynı şeyi söylüyorum; eğer bu spora profesyonel arenada devam etmek istenirse, tüm sporlarda olduğu gibi yaşam disiplini şart! Düzenli çalışma, düzenli uyku, düzenli beslenme çok önemli. Satranç sadece yetenek ile başarılı olunabilecek bir spor branşı değil. Antrenör ile yaptığınız çalışmaların dışında, bol soru çözümü, taktik çalışmaları, oyun ortası ve oyun sonu çalışmaları, doğru turnuva seçimleri ilk aklıma gelenler.”
Ediz’in annesi Özlem Gürel hislerini şöyle anlattı: ”Her ebeveyn gibi bizim için de hayattaki en büyük önceliğimiz hep çocuklarımızın sağlığı ve mutluluğu oldu. Eşim ve ben çocuklarımızın kendilerini mutlu hissettikleri her alanda onları hep desteklemeye çalıştık. Onların ilgi duydukları alanda onları desteklerken zaman planlamasını doğru yapmayı, gittiği yolda onu gerçekten neyin mutluğu ettiği konusunda dikkatli olmayı sorumluluk bildik. Ediz’in şu anda bulunduğu nokta ailesi olarak bizim için büyük gurur elbette. Biz Ediz’in bu güne kadar maç sonucundan daha ziyade saygılı, centilmen bir birey olarak yetişmesine, sağlıklı büyümesi ve sporcu disiplini için düzgün beslenmesi, düzenli uyuması ve mutlu bir birey olarak yetişmesine odaklı yaşıyoruz diyebilirim. Her ailenin kendine has bir yaşam dinamiği olduğunu düşünüyorum. Bu bakımdan kimseye “ şöyle yapın, böylesi iyi” gibi akıl vermeyi had görmüyorum. Tek diyebileceğim, dünyaya gelmesine bizim karar verdiğimiz evlatlarımızın bu dünyadaki mutlulukları bize emanetken, ayakları yere basan, sağlam karakterli Atatürk çocukları yetiştirmek ebeveyn olarak öncelikli ödevimiz. Çocuğumuzun ilgi duyduğu, onu mutlu eden alanlarda destekleyip, onları birey olarak kabul ettiğimiz, gerçekten anlamaya çalışarak dinlediğimiz sürece bu ülkede her alanda çok fazla başarılı çocuk yetişeceğine inancım tam.”