Kaplan soruşturması İYİ Parti’nin eski yöneticisine uzandı
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi uyuşturucu baronlarının tahliyelerinden beş gün sonra yeniden tutuklanmasına karar verdi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tahliyelerinden beş gün sonra Abdullah Alp Üstün, Aziz Demir, Bahadır Mert Oğur, Efe Alp Üstün, Eric Schroeder, Selçuk Aydın ve Wilhelmus Adrianus Leijdekkers’in yeniden tutuklanmasına karar verdi.
İstanbul Çağlayan’daki 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Hollandalı uyuşturucu baronu Joseph Johannes Leijdekkers’ın sağ kolu Isaac Bignan’ın da aralarında olduğu isimler hakkında tahliye kararı verilmişti. Böylece bu davada tutuklu sanık kalmamıştı. Dava kamuoyuna en çok çeteden elkonan lüks otomobillerin İstanbul’da trafik polisinin kullanımına sunulmasıyla gündeme gelmişti.
BirGün gazetesindeki köşesinde dava sürecini kaleme alan Timur Soykan tahliyelere itiraz edildiğini, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yeniden tutuklama kararı verdiğini duyurdu.
Soykan köşesinde şunları yazdı:
“Süleyman Soylu’dan İçişleri Bakanlığı koltuğunu devralan Ali Yerlikaya’nın ilk büyük operasyonu Hollandalı Jos Leijdekkers’in çetesine yönelik olmuştu. 13 Haziran 2023’te yapılan operasyonda ‘Tombul Jos’ yakalanmadı. Gözaltına alınan 24 kişiden sadece Abdullah Alp Üstün tutuklandı. Abdullah Alp Üstün Avrupa ve Türkiye’de 2011 yılından beri uyuşturucu suçlamasıyla yargılanmış bir isimdi. 2017 yılında açılan bir davada yeraltı dünyasının önemli isimlerinden Naci Yılmaz yani Siirtli Naci ile birlikte yargılanıyordu. Türkiye’den diplomatik plakalı araçlarla Avrupa’ya eroin gönderip kokain ile takas ettikleri öne sürülmüştü.
Hollandalı çeteye ikinci operasyon dalgasında yine ‘Tombul Jos’ yakalanmadı ancak onun ortağı Isaac Bignan Isparta’da yakalanıp tutuklandı. Onu Türkiye’den kaçırmak için Hollanda’dan gelen Türklerin de arasında olduğu isimler de cezaevine kondu. Operasyonda Hollandalı çete ile bağlantılı Alman uyuşturucu kaçakçısı Eric Schroder de yakalandı. Onun Hamburg Limanı’na uyuşturucu sevkiyatları yaptığı, hatta kokain dolu konteynerleri soyduğu belirlenmişti. Sırp asıllı İsveç vatandaşı Christopher Mark Grogan ise Hollandalı çetenin uyuşturucu kaçakçılığının kilit isimlerindendi. Grogan Türk vatandaşı olup ‘Can Yavuz’ adını almıştı. İspanyol uyuşturucu kaçakçısı Nadır Ait Tarint Cobo da bu çeteye yapılan operasyonun şüphelilerindendi.
76 sayfalık iddianamede yabancı ve Türk uyuşturucu baronlarının kara para aklama sistemleri de ayrıntılı anlatılmıştı. İddianameye göre baronlar gökdelenlerde daireler, Bodrum’da oteller, villalar alıp şirketler kurarak yüz milyonlarca dolar kirli paralarını akladı. Lüks otomobiller ise kara para aklamanın önemli yöntemlerinden biriydi. İstanbul’un göbeğindeki lüks otomobil galerisi Autobank’ın sahibi Hasan Lala, Abdullah Alp Üstün’e çok yakın bir isimdi. Kendisiyle bağlantılı 7 şirketin üzerinden sürekli lüks otomobilleri nakit karşılığı alıp satarak on milyonlarca doları çok kısa sürede aklıyordu. Christopher Mark Grogan (Can Yavuz), Isaac Bignan, Abdullah Alp Üstün ve İspanyol uyuşturucu kaçakçısı Nadır Aıt Tarım Cobo ile bağlantılı kişiler Hasan Lala’dan çok sayıda ultra lüks otomobil almış görünüyordu. Bu otomobiller şüpheli şirketler arasında birkaç gün, hatta aynı gün içinde defalarca alınıp satılmıştı. Mesela Mercedes bir otomobil aynı gün içinde üç kez alınıp satılmıştı.
Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanlığı döneminde suç örgütlerine yapılan operasyonlarda 100 milyar TL’den fazla değerde mal varlığına elkondu. Aynı dönemde sosyal medya fenomenleri kara para aklama iddiasıyla tutuklanmış ve mal varlıklarına tedbir kararları alınmıştı. Çetelerin elkonan lüks otomobilleri suç ile mücadelenin sembolüne dönüştürüldü.
Türkiye’nin suç örgütlerinden temizlendiği vurgusunu yapmak için Ferrari, Bentley, Porsche, Mercedes, Land Rover otomobiller giydirme yapılarak trafik polisi aracına çevrildi. Bu araçlar İstanbul’da meydanlarda sergilendi ve sergilenmeye devam ediyor. Sadece Hollandalı çete soruşturması kapsamında 33 ultra lüks otomobile elkonmuştu. Bu otomobillerin beş tanesi Ferrari, on dört tanesi Rolls Royce, iki tanesi Fiat, üçü Audi, beş tanesi Mercedes Benz, biri BMW, biri Chevrolet, iki tanesi BRP ve Bombardier marka lüks ATV’ydi.
Tüm iddialara ve operasyonlara karşın geçen hafta Cuma günü şoke eden bir gelişme yaşanmıştı. İstanbul Çağlayan’daki 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma 6 Temmuz Cumartesi gece 02.30’a kadar sürmüştü. Mahkeme Abdullah Alp Üstün, Isaac Bignan, Eric Schroder, halen firari olan Jos Leijdekkers’in kardeşi Wilhelmus Adrianus Leijdekkers’in de arasında olduğu tüm sanıkların tahliyesine karar vermişti. Sanıklara sadece yurt dışına çıkış yasağı konulmuştu. Böylece Türkiye’nin en büyük baronlar operasyonundan bir yıl sonra tutuklu sanık kalmamıştı.
Başka bir uyuşturucu davasından tahliye edildikten sonra uyuşturucu kaçakçılığına devam ettiği öne sürülen Abdullah Alp Üstün ise cumartesi günü Çorlu Yüksek Güvenlik Cezaevi’nden serbest bırakıldı. Sanık avukatları, kara para davasında öncül suçun tespit edilemediğini ve tahliyelerin doğru olduğunu savunuyordu.
Mahkemenin bu kararına savcılık itiraz etmişti. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi itirazı 10 Temmuz 2024 günü inceledi. Mahkeme, tahliyelerden 5 gün sonra Abdullah Alp Üstün, Aziz Demir, Bahadır Mert Oğur, Efe Alp Üstün, Eric Schroeder, Selçuk Aydın ve Wilhelmus Adrianus Leijdekkers’in yeniden tutuklanmasına karar verdi.”
Kararda yedi sanığın mal varlıklarına elkonmasına ilişkin deliller de şöyle sıralandı:
İletişim tespit ile dinleme evrakı, Kırmızı Bülten kararları, İnterpol ve Europol (Avrupa Polisi) veri tabanları, operasyonlar, yurt dışında ve yurt içinde görülen öncül suç evrakı, operasyon ve aramalarda ele geçirilen dijital materyaller ve suç delillerine ilişkin değerlendirmeler, kriptolu telefonlardan imaj alma, inceleme ve çözümlemesine ilişkin aşamaları gösterir, bilgi ve belgeler, uyuşturucu ticareti yapma ve aklama suçunu içerir fotoğraf, video ve yazışmaların tespit, kod işlemleri çözümleme ve kimliklendirme çalışmaları, 652 sayfadan oluşan görüntü analizlerinin özeti, aklama suçuna ilişkin kişi bazlı analizler, şirketler üzerinden gerçekleştirilen eylemler, lüks araç alma yöntemi ile yapılan aklama eylemlerinin tespit ve yöntem çalışmaları, sanık bazlı eylemlerin değerlendirilmeleri, örgüt değerlendirme ve konumlandırma çalışmaları…