Kılıçdaroğlu’nun hedefinde uyuşturucu baronları var: Kökünü kazıyacağım
Hollandalı uyuşturucu baronu Joseph Johannes Leijdekkers’ın sağ kolu Isaac Bignan’ın da aralarında olduğu isimleri tahliye eden mahkeme heyeti hakkında HSK soruşturma başlattı.
Hollandalı uyuşturucu baronu Joseph Johannes Leijdekkers’ın sağ kolu Isaac Bignan’ın da aralarında olduğu isimler için tahliye kararı veren mahkeme heyeti hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) soruşturma başlattı.
İstanbul Çağlayan’daki 15. Ağır Ceza Mahkemesi Hollandalı uyuşturucu baronu Joseph Johannes Leijdekkers’ın sağ kolu Isaac Bignan’ın da aralarında olduğu isimler hakkında tahliye kararı vermişti. Böylece davada tutuklu sanık kalmamıştı.
Dava kamuoyuna en çok çeteden elkonan lüks otomobillerin İstanbul’da trafik polisinin kullanımına sunulmasıyla gündeme gelmişti. Tahliye edilen sanıklar polis aracı yapılan lüks otomobillerin sahipleriydi. Bunun üzerine lüks araçların geri verilip verilmeyeceği tartışmaları gündeme gelmişti.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi uyuşturucu baronlarının tahliyesinden beş gün sonra Abdullah Alp Üstün, Aziz Demir, Bahadır Mert Oğur, Efe Alp Üstün, Eric Schroeder, Selçuk Aydın ve Wilhelmus Adrianus Leijdekkers’in yeniden tutuklanmasına karar vermişti. Mahkeme sekiz sanık hakkındaki adli kontrol kararı ve yurtdışı çıkış yasağına yapılan itirazı da reddetmişti.
Tahliyeden beş gün sonra verilen tutuklama kararının ardından HSK da harekete geçti.
Sabah gazetesinden Halil Turan haberine göre HSK 1. Dairesi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da oluruyla dosyada bulunan delillere, kara para aklanmasına ilişkin hazırlanan detaylı MASAK raporuna rağmen 15 sanığın tahliyesine karar veren mahkeme başkanı Oktay A. ile ilgili soruşturma izni verdi.
Soruşturma izninin ardından HSK Teftiş Kurulu Başkanlığı tahliyelerin araştırılması için müfettiş görevlendirdi. Müfettişlerin hazırlayacağı raporun ardından soruşturma dosyası HSK 2. Dairesine gönderilecek.
Timur Soykan BirGün gazetesinde tahliye kararını, davayı ve geçmişini şöyle anlatmıştı:
İstanbul’un göbeğindeki lüks otomobil galerisi Autobank’ın sahibi Hasan Lala, Abdullah Alp Üstün’e çok yakın bir isimdi. Kendisiyle bağlantılı 7 şirketin üzerinden sürekli lüks otomobilleri nakit karşılığı alıp satarak on milyonlarca doları çok kısa sürede aklıyordu. Bu kara para temizleme sisteminde Autobank’ın yanı sıra Emperyal Otomotiv, Emperyal Motorlu Araçlar, Altınışın İnşaat ve Otomotiv, Lila Otomotiv ve Lapet Gemicilik isimleri şirketleri kullandığı iddia edildi. Christopher Mark Grogan (Can Yavuz), Isaac Bignan, Üstün ve İspanyol uyuşturucu kaçakçısı Nadır Aıt Tarım Cobo ile bağlantılı kişiler Hasan Lala’dan çok sayıda ultra lüks otomobil almış görünüyordu. Bu otomobiller şüpheli şirketler arasında birkaç gün, hatta aynı gün içinde defalarca alınıp satılmıştı. Mesela Mercedes bir otomobil aynı gün içinde 3 kez alınıp satılmıştı.
Christopher Mark Grogan (Can Yavuz) 2021 yılının Kasım ayında, bir haftada 2020 model Lamborghini, 2021 model Audi RS 6 Quattro, 2021 model Porsche, 2021 model Mercedes-Benz satın almış görünüyordu. Bu otomobiller sonrasında defalarca kez tekrar satılıyordu.
Çeteye yönelik operasyondan sonra firar eden Hasan Lala’nın, İstanbul Etiler’deki Autobank isimli galerisi 1 Nisan’da kalaşnikof silahlarla tarandı. Galeri ve otomobillere 60 mermi isabet etti.
Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanlığı döneminde suç örgütlerine yapılan operasyonlarda 100 milyar TL’den fazla değerde mal varlığına elkondu. Aynı dönemde sosyal medya fenomenleri kara para aklama iddiasıyla tutuklanmış ve mal varlıklarına tedbir kararları alınmıştı. Çetelerin elkonan lüks otomobilleri suçla mücadele sembolüne dönüştürüldü.
Türkiye’nin suç örgütlerinden temizlendiği vurgusunu yapmak için Ferrari, Bentley, Porsche, Mercedes, Land Rover otomobiller giydirme yapılarak trafik polisi aracına çevrildi. Bu araçlar İstanbul’da meydanlarda sergilendi ve sergilenmeye devam ediyor. Kamuoyunda bu otomobillerin Dilan Polat ve diğer fenomenlere ait olduğu algısı oluştu. Oysa sadece birkaç tanesi fenomenlerindi. Otomobillerin büyük çoğunluğu Avustralyalı Komançero ve Hollandalı Jos Leijdekkers’in çetesine aitti ve kara para aklamakta kullanılmışlardı. Sadece Hollandalı çete soruşturması kapsamında 33 ultra lüks otomobile elkonmuştu. Bu otomobillerin 5 tanesi Ferrari, 14 tanesi Rolls Royce, iki tanesi Fiat, 3’ü Audi, 5 tanesi Mercedes Benz, biri BMW, biri Chevrolet, 2’si BRP ve Bombardier marka lüks ATV’ydi.
Ancak tüm iddialara ve operasyonlara karşın geçen hafta cuma günü şoke eden bir gelişme yaşandı. İstanbul Çağlayan’daki 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Hollandalı baron ve onunla bağlantılı olduğu iddia edilen çete üyelerinin yargılanmasına devam edildi. Abdullah Alp Üstün’ün yanı sıra Hollandalı, Alman, İspanyol, İsveçli uyuşturucu kaçakçılarının avukatları savunma yaptı.
Mahkeme 6 Temmuz Cumartesi gece 02.30’a kadar süren duruşmada Üstün, Isaac Bignan, Eric Schroder, hâlâ firari olan Jos Leijdekkers’in kardeşi Wilhelmus Adrianus Leijdekkers’in de aralarında olduğu tüm sanıkların tahliyesine karar verdi. Sanıklara sadece yurtdışına çıkış yasağı kondu. Böylece Türkiye’nin en büyük baronlar operasyonundan bir yıl sonra tutuklu sanık kalmadı. Isaac Bignan, Eric Schroder gibi Kırmızı Bülten ile aranan sanıkların ülkelerine iade edilip edilmeyeceği henüz belli değil. Bu davada tahliye olmalarına karşın cezaevinden çıkıp çıkamayacakları konusunda da soru işaretleri var.
Başka bir uyuşturucu davasından tahliye edildikten sonra uyuşturucu kaçakçılığına devam ettiği öne sürülen Üstün ise cumartesi günü Çorlu Yüksek Güvenlik Cezaevi’nden serbest bırakıldı. Sanık avukatları kara para davasında öncül suçun tespit edilemediğini ve tahliyelerin doğru olduğunu savunuyor. Ancak Messi fotoğraflı uyuşturucu paketleri, Sky ECC’deki yazışmalar ve MASAK raporundaki kara para hareketleri gibi çok sayıda delil iddianamede yer alıyor. Sonuçta çetenin el konulan lüks araçları polis otomobili olarak sergilenmeye devam ederken bunların sahipleri artık özgür. Bu otomobillerin üzerindeki polis yazılarının silinip baronlara geri verilip verilmeyeceğini ise zaman gösterecek.