Vuran arkadaşıymış: Hopa’da öldürülen Reşit Kibar ‘Bana bir şey yapmaz’ deyip köylülerin önüne geçmiş

Hopa'da halk mesire alanı için ağaç kesilmesine karşı çıktı, ormana girecek iş makinelerinin önüne geçti. Ama Muhammet Ustabaş şirketin safını tuttu, onlara kurşun sıktı. Reşit Kibar öldü ve anlaşıldı ki o gerginliği sakinleştiren kişiydi.

Üstelik Reşit Kibar, Muhammet Ustabaş'ı tanıyordu ve 'Sen dur bana bir şey yapmaz. Sen karışma' diyerek yanındakilerin önüne geçmişti.

Gündem 6 Eylül 2024
Bu haber 2 ay önce yayınlandı
Muhammet Ustabaş (solda), Reşit Kibar (sağda).

Dağlar, dereler ve ormanlar şirketlerin kar hırsına yenik düşerken buralarda yaşayanlar doğayı savunmaya devam ediyor. Olumsuz ÇED raporlarına rağmen mahkeme kararını hiçe sayan şirketler doğal yaşamı bertaraf ediyor ve birçok kez Türkiye halkın doğayı savunuşuna şahitlik ediyor. Rize-İkizdere, Muğla-Akbelen, Artvin-Dereiçi, Tunceli-Tahar Çayı Vadisi bunlardan birkaçı. Son direniş Hopa’daydı ve burada kan aktı. Aslında Hopa doğasını savunmaya alışkın. Çünkü Belediye Başkanı Utku Cihan’ın anlattığına göre ilçenin yüzde 86’sı maden arama ruhsatlı. Ancak buraların hepsinde çalışma yapılırsa Hopa’nın yeşilinden geriye kuru toprak kalacağı da aşikar. Bu yüzden halk da sürekli yaşam alanlarını savunuyor.

Yine ilçenin Cankurtaran mevkisinde böyle bir direniş vardı. Çünkü burada taş ocağı açılmak isteniyordu. Köylülerin itirazıyla bu gerçekleşmedi ama bu kez de mesire alanı ihalesi açıldı. Bu ihaleye dört şirket girdi, YAPI SOY Beton Firması aldı. Bu firma Kocaeli merkezli 2019 yılında kuruldu, 20 yıllık ihaleyi kazandı, iş makineleriyle ormanlık alana girdi. Ancak halk itiraz ediyordu. Çifteköprü Muhtarı Remzi Çakmak’ın anlattığına göre bir senedir resmi kurumlara dilekçeler veriliyor, basın açıklamaları yapılıyor ve yürüyüşler düzenleniyordu. 3 Eylül’de iş makineleri köylülerin tüm itirazına rağmen ormana geldi, bunu gören beş kişi de oraya gitti.

İddiaya göre jandarmanın iş makinelerinin oraya geleceğinden haberi vardı ve iki sivil görevlendirmişti. Onlar araçta, köylüler ormanın bir tarafında, karşılarında da şirket yetkilisi ve Muhammet Ustabaş vardı.

Muhammet Ustabaş köylülerin tanıdığı biriydi, aynı ilçenin çocuklarıydılar. Evliydi, dört de çocuğu vardı. Geçen seçimlerde muhtarlığa da aday olmuştu ama bölgede yaşayanların anlattığına göre sevilen biri değildi. Seçimi de kazanamadı. Daha önce kerestecilik yapıyordu ama uzun zamandır bırakmıştı. Üstelik iddiaya göre kaçakçılıktan cezası vardı ve gittiği yerlerde de sorun çıkarmasıyla biliniyordu. Yine bu olayda da şirketin tarafına geçmişti, ormanı koruyan halkı tehdit ediyordu.

Beş kişi orada onu görünce şaşırmadı. Ersan Koyuncu, Gökhan Koyuncu, Reşit Kibar, Dursun Ali Koyuncu ve bir kişi daha iş makinelerinin önüne geçti. Saldırıdan kurtulan Dursun Ali Koyuncu’nun anlattığına göre; iş makinesi operatörlerine “Sizinle işimiz yok. Siz gidin” dediler ama onlar araçlarına sahip çıkmak istedi. Bu sırada gerilim yükseldi ama kısa sürdü çünkü Reşit Kibar araya girdi, hem yanındakileri hem de karşısına geçenleri sakinleştirdi.

Muhtar Çakmak’ın “Bizim köyün çocuğu” dediği Reşit Kibar da evliydi, üç kızı vardı. TIR şoförüydü, iş nedeniyle sık sık Rusya’ya gidiyordu. O da ormanlık alanın talan edilmesine karşı çıkanlardandı. Muhammet Ustabaş’la aynı kuşaktandı. Tanışıyorlardı, yaşlarının yakın olması dolayısıyla arkadaşlıkları da olmuştu. Yanındakiler ise ona ‘abi’ diyordu. O, gerilimi düşürünce geriye sözlü tartışma kaldı ama bir anda tansiyon yeniden yükseldi. Aslında köylüler oraya gittiklerinde jandarmanın da şirket yetkilileriyle geleceğini düşünmüşlerdi. Öyle olmadı, iki sivil görevli araçtan hiç inmedi.

Tansiyon yeniden yükseldiği sırada Reşit Kibar, yanındakilerin önüne geçti. Çünkü Muhammet Ustabaş’la arkadaşlık etmiş olmalarına güveniyordu. Hatta Dursun Ali Koyuncu’ya “Sen dur bana bir şey yapmaz. Sen karışma” dedi:

“Biz nereden bilelim silah çıkaracağını.”

Muhammet Ustabaş’ın gözünü karartan hırs Reşit Kibar’ı da görmedi. Silahını çekti ateş etmeye başladı. Reşit Kibar üç kurşunla vuruldu, yanındaki iki kişi Ersan Koyuncu ve Gökhan Koyuncu da yaralandı. Dursun Ali Koyuncu’yu da vurmak istedi ama kurşunu bitti:

“Reşit abiye gelen kurşunlardan sonra biz de ölecektik. Bize sıra geldiğinde kurşun bitmişti. Havaya da ateş açmadı direkt üzerimize sıktı. Göğüs mesafesinde bana silahı doğrultup sıktı, tetiğe bastı bastı ama kurşun gelmedi. Tabancaydı elindeki.”

Dursun Ali Koyuncu bu olayın yaşanmasında Artvin Valiliği’nin ihmali olduğunu düşünüyor. Çünkü hem kaymakamlığa hem de Valiliğe Muhammet Ustabaş’ı bildirdiklerini ama hiçbir önlem alınmadığını söylüyor:

“Valilik zamanında müdahale etseydi, barış ortamı olmadan o alana girmeselerdi sorun olmazdı. Bu tarz durumlarda jandarmayla halk karşı karşıya gelir, biz şirket yetkilileriyle karşı karşıya geldik.”

Saldırı sonrası kaçan Muhammet Ustabaş yakalandı ve tutuklandı. Onun ateş ettiği ruhsatlı silahın sahibi şirket yetkilisi Fikret Merttürk ise serbest bırakıldı.

Belediye Başkanı Cihan da ‘halka rağmen’ ihalelere karşı. Her projenin halkla birlikte yapılması gerektiğini savunuyor ve “Halka rağmen, yüz yıllardır orada yaşayanlara rağmen tepeden inme ihale süreçlerinin iletilmemesi gerekir. Biz Hopa Belediyesi olarak Hopa halkının talepleri neyse onların yanındayız. Biz de oradaki halka her zaman destek olduk, destek olmaya devam edeceğiz” diyor.

Mesire alanı için halka ateş açılmıştı: Yapı Soy Beton projeden çekildi

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.