Yalova'nın elmalı köyünde bir eve pazartesi sabaha karşı 03.00'de operasyon yapıldı. Evden karşı ateş açılınca çatışma çıktı. Çatışmalar saatlerce devam etti. Üç polis şehit oldu, 6 DAEŞ mensubu öldürüldü. Aynı eve üç ay önce de polis baskını yapıldığı ortaya çıktı.
Bugünlerde sık sık “Polis DEAŞ operasyonu yaptı, şu kadar kişi gözaltında” diyen haberlere rastlıyorsunuz. Bunun sebebi, Emniyet’in son haftalarda DEAŞ’le ilgili istihbaratı sonrası, bu örgütün Türkiye’de yeniden eylem yapmak istemesine karşı önlemler alması. Yılbaşında bir kanlı DEAŞ eylemi olacağına dair alınan istihbarat da son günlerde bu operasyonların sıklaşmasına neden oldu.
Polis pazar gününü pazartesine bağlayan gece yarısı Türkiye’nin dört bir yanında yine DEAŞ’e karşı operasyondaydı. 15 ilde 108 adrese gitti polis. Ama bunlardan birinde, Yalova’nın Elmalı köyündeki bir eve yapılan operasyonda evden polise silahla karşılık verilince, çatışma çıktı.
Yalova’daki çatışma gece yarısı 02.00’den sabah 09.40’a kadar devam etti, Bursa başta olmak üzere çevre illerden takviye özel harekat polisleri de köye geldi. Çatışmalar ilk başladığı saatlerde yaralanan 7 polis memurundan 3’ü ilerleyen saatlerde şehit düştü. Çatışmalar bittiğinde DEAŞ’ın hücre evinde bulunanlardan 6’sı öldürülmüştü. Evde bulunan 5 kadın ve 6 çocuk ise sağ olarak çıktı.
Polisin 8 saate yakın çatışmak zorunda kaldığı evin bundan üç ay önce de yine DEAŞ şüphesiyle basıldığı, şimdi ölü ele geçirilen bir DEAŞ’lının o dönem telefonlarını yere atıp kırdığı için gözaltına alındığı ama sonra serbest kaldığı anlaşıldı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Yalova’daki DEAŞ operasyonunda şehit olan polislerin kimliklerini açıkladı. Çıkan çatışmada polisler İlker Pehlivan, Turgut Külünk ve Yasin Koçyiğit şehit oldu.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Yerlikaya, “Bu sabah Yalova’da DEAŞ’lı teröristlerce düzenlenen hain saldırıda 3 kahraman polisimiz, İlker Pehlivan, Turgut Külünk ve Yasin Koçyiğit şehit oldu. Kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet; acılı ailelerimize, Emniyet Teşkilatımıza ve Aziz Milletimize başsağlığı diliyorum. Şehitlerimizin makamları âli olsun.” diye yazdı.
IŞİD’li teröristlerin hücre evinde bulundurduğu 6 çocuğun yaşlarının 1 ila 9 arasında değiştiği, gece 02.00’de başlayan ve sabah 09.45’e kadar devam eden çatışmalarda küçük çocukların polis ekiplerine karşı canlı kalkan olarak kullanıldığı söylendi.
Çatışmaların bitmesiyle birlikte IŞİD’lilerin hücre evi mahalleliler tarafından ateşe verildi.

DEAŞ’lıyla polisin diyaloğu
Sosyal medyada paylaşılan bir görüntüde operasyon sırasında polis memuruyla bir DEAŞ militanının diyaloğu ortaya çıktı.
İşte polis ve terörist arasındaki diyalog:
“Polis: Gel bak, öleceksin gel. Gel teslim ol. Gerek yok. Bak bunlara bile gerek yoktu, gel.
DEAŞ’lı: Çocuklar var.
Polis: Tamam, çocuğu da al, silahı bırak gel.
DEAŞ’lı: Bırakmayız
Polis: Silahı bırakmazsan çocuğa yazık olacak. Yazık, günah. Çocuğa yazık günah, gel. Bak ne kadar korkmuştur. En azından çocuğu dışarıya bırak.
Bak tekrar ediyorum. Buradan çıkışınız yok. Tamam, çocuğu gönder. Tamam, en azından çocuğu gönder. Çocuğu gönder. Çocukları öldürmeyiz.
Bak son kez söylüyorum. Aziz üç aylar, mübarek gün. Kimsenin burnu kanamasın. Bak son kez söylüyorum. Aziz mübarek gün. Kimsenin burnu kanamasın. Aşağıya inin, güzelce teslim olun. Bakın kimse isteyerek çocuk öldürmez.”
Yalova’da IŞİD örgütüne düzenlenen operasyon gözleri yeniden örgütün Türkiye’deki stratejik yapılanmasına çevirdi. Güvenlik birimlerinin geçmişten bugüne yürüttüğü takipler Yalova’nın örgüt için sadece bir barınma alanı değil, sahte belge üretilen , finansman ağının yönetildiği ve lojistik kararların alındığı bir “harekat merkezi” olduğunu ortaya koyuyor.
Yalova’daki IŞİD varlığının boyutlarını ortaya koyan en kapsamlı tespitler 2021 yılından bugüne uzanan soruşturma dosyalarında yer alıyor.
Örgütün Yalova’daki yapılanmasına dair en büyük kırılma noktası 2021 yılının Ocak ayındaki operasyonla kayıtlara geçti.Yalova Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubeleri örgütün üst düzey bir yöneticisiyle “suikastçı” kodlu birinin izini sürerek geniş çaplı bir ağa ulaştı.
20-29 Ocak 2021 tarihleri arasında düzenlenen eş zamanlı baskınlarda örgütün Yalova merkezli olarak Sakarya, Eskişehir, Mersin ve Şırnak illerini kapsayan bir yapı kurduğu belirlendi. Bu operasyon Yalova’nın örgüt tarafından basit bir “yatakhane” olarak değil, bir komuta merkezi olarak kullanıldığını gösterdi.
Operasyonun merkezinde İçişleri Bakanlığı kaynaklarınca “Türkiye Suikastçısı” olarak tanımlanan ve örgütün insan kaynaklarını yöneten A.Y. ile hücrenin yerel lideri ve idari sorumlusu A.G. yer aldı.
Soruşturma dosyalarına yansıyan bilgilere göre Yalova hücresinin teknik kapasitesi “Hicret ve Lojistik Ofisi” gibi işlev görüyordu. Avrupa’ya geçmek isteyen örgüt üyeleri için Yalova sahte kimliğin basıldığı, seyahat planının yapıldığı ve çıkışın organize edildiği merkez konumundaydı.
Hücre evlerinde yapılan aramalarda ele geçirilenler bu kapasiteyi gözler önüne serdi. Aramalarda çeşitli ülkelere ait düzenlenmiş ve kullanıma hazır 433 pasaport ele geçirildi. Bu sayı, yaklaşık bir tabur büyüklüğündeki grubun uluslararası dolaşıma sokulması anlamına geliyordu.
Örgüt üyelerinin şehir içi denetimlerde ve bankacılık işlemlerinde kullanması için 346 sahte kimlik ele geçirildi. Pasaport ve kimlik yapımında kullanılan 9 adet profesyonel makine, soğuk damgalar, çipler, hologramlar ve sahte mühürler ele geçirildi.
İddianamelere göre hücre finansman ihtiyacını hem dış kaynaklardan hem de yerel suç faaliyetlerinden sağlıyordu. Örgütün Eskişehir, İstanbul ve Sakarya’da tespit ettiği varlıklı yabancı uyruklu iş adamlarını kaçırarak, silahlı tehdit ve yağma yoluyla paralarına el koyduğu belirlendi.
Para transferlerinde ise bankacılık sistemi yerine izlenmesi zor olan “Hawala” sistemi kullanıldı. Fiziki para transferi olmaksızın güvene dayalı işleyen bu sistemde; Suriye’deki bir sarrafın talimatıyla İstanbul’daki döviz ofisleri ödeme yapıyor, paralar kuryeler aracılığıyla Yalova’daki hücreye ulaştırılıyordu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan finansman iddianamesi ve MASAK raporları örgütün ekonomik büyüklüğünü de ortaya çıkardı.
Piko Turizm (1 Milyar TL): Sanıklardan Imad Machnouk’a ait Piko Turizm Şirketi’nin hesaplarında, 2017’den itibaren en az 1 milyar TL’lik işlem hacmi tespit edildi. Herhangi bir ticari faaliyeti bulunmayan şirketin, tamamen örgütsel para transferi için kullanıldığı, sanığın kişisel hesabında ise 212 milyon TL’lik hareketlilik olduğu belirlendi.
Sham Express ve Yaptırımlar: Hazine Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 5 Ocak 2023’te mal varlığı dondurma kararı aldığı “Sham Express” ve “Wadi Alrrafidayn” gibi şirketlerin, insani yardım maskesi altında örgüte fon sağladığı saptandı.
Rakka Bağlantısı: Şubat 2023’te Suriye’nin Rakka kentinden “Abu Alaa” kod adlı Fawaz Abd-al-Hamid Hadib tarafından gönderilen 600 bin dolarlık fonun, Marmara Bölgesi’ndeki hücrelere dağıtıldığı tespit edildi.
Yalova’daki operasyon Türkiye’deki IŞİD tehdidine yönelik tartışmaları boyutlandırdı. CHP Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın “Yalova merkezli IŞİD yapılanması” iddiasının araştırılması için iki yıl önce verdiği, reddedilen araştırma önergesi de yeniden gündeme geldi.
Meclis gündemine getirilmeyen önergede Merkezi Yalova’da olan bir grubun taban kazanmak ve silahlı eğitim için IŞİD’le temasta bulunduğu iddiasına yer verildi. IŞİD’in militanlara, ‘cihad ideolojisi’nin yaygınlaştırılması için belirlenen haberleşme uygulamalarını kullanmaları uyarısında bulunduğu, bu haberleşme uygulamalarındaki gruplara referansla girildiği iddiaları da önergede yer aldı. Önergede ayrıca Türkiye’de sadece psikiyatri ve beyin cerrahisi hekimlerinin yazabileceği, bağımlılık yapan, “IŞİD hapı” olarak bilinen ilaçların örgüte yakın hekimler tarafından reçete edildiğine dair iddialar da yer aldı.
Salıcı’nın 2 yıl önce Meclis’e sunduğu ancak gündeme alınmayan araştırma önergesinde “IŞİD terör örgütünün ülkemizde ‘Mektebi Furkan’ adı altında yeniden yapılanmasının önüne geçmek için” araştırma komisyonu kurulması, Meclis’in bu durumu araştırması istendi.
Önergedeki iddialar Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın IŞID’in yeni yapılanması “Mektebi Furkan” hakkında hazırladığı iddianameye dayandırıldı.
Önergede, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Çeçenistan, Mali, Uganda, Sudan’da örgüte yeni eleman kazandırmak için propaganda faaliyetleri yürütüldüğü iddiasına yer verildi. Bu kapsamda örgüte maddi kaynak yaratmak için çalışmalar yürütüldüğü ve silahlı ve askeri çalışmalar yapıldığı kaydedildi. Militanların silahlı ve askeri eğitimlerini Gürcistan’da aldıkları, eğitimlerini tamamlayan militanların Gürcistan’dan Türkiye’ye geldikleri belirtildi.
Önergede, örgütün merkezinin Yalova’da olduğu bilgisine de yer verildi ve “Merkezi Yalova’da yer alan, Gürcistan’da da temsilciliği bulunan ‘Ahlak ve Sünnet Dergisi’ çevresinde toplanan grubun IŞİD’in yeniden yapılanma süreciyle doğrudan bağlantısı bulunamasa bile taban kazanmak ve silahlı eğitim için dirsek temasında bulundukları, Gürcistan’daki temsilcilikleri aracılığıyla örgüt faaliyetlerine destek verdikleri” ifadesi kullanıldı.
Örgütün haberleşme ağlarına ilişkin bilgiler de Salıcı’nın önergesinde yer aldı. Cihad ideolojisine taban bulmak için yürütülecek faaliyetlerin referansla girilen sosyal medya ve haberleşme uygulamalarında yürütülmesinin istendiği anlatıldı. Militanlara, bu gruplarda güven sağlandıktan sonra etkinliklere katılma izin verildiği kaydedildi.
Salıcı, Türkiye’de sadece psikiyatri ve beyin cerrahisi hekimlerinin yazabileceği, bağımlılık yapan ve “IŞİD hapı” olarak bilinen bir ilacın örgüte yakın hekimler tarafından reçete edildiği ve bu ilacın militanların büyük kısmı tarafından kullanıldığı iddiasına da önergesinde yer verdi.
Salıcı, 6 Şubat depreminden sonra Suriye’deki hapishanelerden kaçan, sayıları bilinmeyen yabancı militanların Türkiye sınırını geçtiğine dair iddiaları da söz konusu önergede gündeme getirdi.
Tüm bu iddiaları ilettikten sonra Salıcı, “IŞİD’in ülkemiz sınırları içerisinde organize olduğu, buna karşın hükümetin IŞİD ile mücadele konusunda etkin bir çalışma yürütmediği anlaşılmaktadır. Tüm bu anlatılanlar ışığında; IŞİD’in ülkemiz sınırları içerisindeki yeni yapılanmasına karşı tedbir almak adına meclis araştırması yapılması gerekmektedir” diyerek Meclis’in bu konuyu araştırması için bir komisyon kurmasını istedi.
Salıcı’nın araştırma önergesi Meclis gündemine alınmadı. Bunun üzerine Salıcı bir video çekerek sosyal medya hesabından paylaştı. Salıcı, 2 yıl önce yayınladığı videosunda şu ifadeleri kullandı:
“IŞİD’in yeni rotası Afganistan, Gürcistan ve Afrika ülkeleri. Örgütün yeni merkez üssü ise Türkiye. Afganistan’da terör saldırıları düzenleyen IŞİD’liler Van ve Ağrı’dan geçiş yapmış. Afganistan’a giden IŞİD’li teröristler İstanbul’un otellerinde kalmış. Sincan’ın ve Ulus’un hamamlarında, Afyon’un, Kütahya’nın kaplıcalarında bir araya gelmişler. Sahte pasaportları Hatay ve Gaziantep’te düzenlenmiş, Yalova’da bir dergi çevresinde Gürcistan yapılanmasına adam devşirmişler. ‘Uganda’da su kuyusu açacağız’ diyerek Valilik onayıyla para toplamışlar. IŞİD hapı denen ve bağımlılık yapan yeşil reçeteli ilaçları Türkiye’deki hekimler tarafından bu teröristler için yazılmış.”
Salıcı, iktidarın IŞİD’e karşı tavizsiz bir mücadele yürütmesi ve net bir dil kurması gerektiğini sözlerine ekledi.