Hindistan’da tünel çöktü, 41 işçi dokuz gündür içeride mahsur
Beşiktaş Belediyesi kendini savunayım derken açık etti: İstanbul Gayrettepe'deki 'Masquerade' isimli gece kulübü için bundan 37 yıl önce ruhsat alınmış, sonrasında diskotek hiçbir denetimden geçmemiş, tek bir itfaiye raporu bile alınmamış.
Sinemaya gidiyorsunuz, tiyatroya gidiyorsunuz, konser salonuna gidiyorsunuz, kalabalık barlara, kalabalık gece kulüplerine, diskoteklere gidiyorsunuz.
Hiç düşündünüz mü, orada bir yangın çıkarsa ve başka bir panik çıkartıcı durum olursa ne olur, oradan en kolay nasıl dışarı çıkarsınız, güvenliğinizi nasıl sağlarsınız?
İnsan genellikle bu soruları sormaz ama şuna da güvenir: Kamu otoritesi nasıl olsa bu mekanları denetlemiştir, mekanların acil çıkış kapıları vardır, panik yaşansa bile oradan çıkmanın bir yolu bulunur.
Peki ya kamu otoritesi hiçbir denetim yapmamışsa? Bulunduğunuz mekanın hiçbir acil çıkış imkanı yoksa?
Türkiye günlerdir, tarihimizde yaşanan en büyük yangın facialarından biri olan, tam 29 kişinin hayatını dakikalar içinde kaybettiği İstanbul Gayrettepe’deki diskotek yangınını konuşuyor ve gözler ister istemez kamu otoritesine, en çok da bu mekanın insanlar için güvenliğini denetlemekle görevli Beşiktaş Belediyesi’ne dönüyor.
Dün 10Haber’de okudunuz, bugün ‘Masquerade’ adını taşıyan gece kulübü, 1987 yılından beri, yani 37 yıldır var. Buraya ruhsat 1987 yılında verilmiş; dünkü haberimizde vardı, mekan sahipleri 2006 yılında ruhsat değiştirmek istemiş ama itfaiyeden olumsuz rapor alınca bundan vazgeçip eski ruhsatlarıyla işlerine devam etmişler. Sonra 2018 ve 2020’de ruhsatta değişiklik yapılmış, burasının pandemi sırasında da açık olması için ruhsat ‘İçkili lokanta’ya çevrilmiş, sabah 04.00’e kadar açık kalma hakkı elde edilmiş. Bu son iki ruhsat değişikliğinde İstanbul İtfaiyesi’nden yeni bir rapor istenmemiş bile.
Mekana 2018’de verilen ruhsatın altında dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Yasemin Saral’ın, 2020’de verilen ruhsatın altında ise halen Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Ali Rıza Yılmaz’ın imzası var.
Ali Rıza Yılmaz dün 10Haber’e konuştu, ruhsat yenileme işlemini ‘sıradan bir işlem’ olarak anlattı, ‘İtfaiyeden rapor istemeye gerek yoktu’ dedi.
Konuyla ilgili 10Haber’e konuşan Ali Rıza Yılmaz “2020 yılında bu gece kulübüne ruhsat yenileme verilmedi. 2020 yılında pandemi sürecinde bu diskotek ve barlar çalıştırılmadığı için lokantaya dönüşerek çalışabiliyordu. Dolayısıyla diskotek ruhsatının tadili bu. O yüzden 2020 yılında verilen bu ruhsat için itfaiyeye ve diğer birimlere bir şey sormaya gerek yok” dedi.
Ali Rıza Yılmaz geçmiş dönem içinse “Geçmiş dönemleri biz bilmiyoruz. 2019 yılında geldik biz göreve. Bu geçmiş dönemde verilen ruhsatlar hep devir olarak verilmiş. Yani şirket devriyle verilen ruhsatlar. Siz noter kanalıyla ruhsat devri yapıyorsunuz, sonra belediyeye bildiriyorsunuz. Geçmiş dönemde ruhsatlar devir ruhsatı olarak verilmiş. Burası 1987 yılından beri diskotek ve içkili lokanta ruhsatı olan bir yer. 1500 metrekare projesi var” diye konuştu.
Bu açıklamadan şunu anlıyoruz: 1987 yılında, yani bundan 37 yıl önce bu sinemadan bozma gece kulübü için bir kez ruhsat alınmış, o ruhsat işlemi sırasında gerekli denetim belki yapılmış belki yapılmamış, sonrasında ise kamu otoritesi bu mekana yangın ve acil çıkış denetimi için bir daha hiç uğramamış, ruhsat yenilemeleri, hatta sonuncusu kanuna karşı hile niteliğindeki yenileme hep kağıt üzerinde yapılmış.
Yangın sonrası diskotekte denetim yapan itfaiye görevlileri, mekanda bir yangın söndürme sistemi olduğunu gördüler ama bu sistem yangın sırasında çalışmadı. Çalışmayan tek şey bu değildi. Önceki gün olay anının video görüntüsü ortaya çıktı; bir işçi kaynak yaparken kaynaktan sıçrayan kıvılcımlar, tam da kaynak yaptığı yerde olan ve açıkta duran cam elyafı kaplama malzemesini tutuşturuyor.
Söz konusu yangının bir canlı tanığı var, şans eseri hayatta kalan işçilerden Ercan E. yangını polise ve savcılığa anlattı. Onun anlatımında en çarpıcı olan şey, çıkan küçük yangına hemen yangın tüpüyle müdahale edilmesi. Ama tek tüp yeterli olmuyor, ikinci tüpü de kullanmak istiyorlar. İkinci tüp ise boş. Aslında bu yangın tüplerinin 4 yılda bir değişmesi, yenilenmesi gerekiyor. Bu denetimi de kamu otoritesinin yapması lazım ama burada inisiyatif tamamen mekan sahiplerine kalmış, onlar da ihmal etmişler. İhmalin bedeli ise çok ağır oldu.
Yangın yerindeki bir başka büyük sorun, acil durum aydınlatmasının olmaması. Ercan E’nin ifadesinde de var, yangından hemen sonra elektrikler kesiliyor ve mekan zifiri karanlığa bürünüyor. Bu da paniği arttırıyor. Oysa mekanda bu gibi durumlar için acil durum ışıklandırması olması, akülü bu sistemlerin ortamı aydınlatıp insanlara çıkış yollarını göstermesi gerekiyor.
Ercan E. 15 yıldır ustalık yaptığını, çalıştığı şirketin sahibinin olayda vefat eden Ramazan Alpan olduğunu söyledi. 20 Mart’tan itibaren mekanda tadilata başladıklarını belirten Ercan E. “Locaları ve duvarları mobilyayla kaplıyorduk. Çalıştığımız yerin 10 metre arkasında kaynak işi yapan kişinin oradan bir anda alevler çıktığını gördük. Bu sırada ‘Yangın çıktı’ şeklinde bağrışmalar oldu” dedi.
İfadesinde yangın tüpüyle alevlere doğru giden 17 yaşındaki Efe Demir’i engellediğini, yaşının küçük olması ve yangından zarar görmesini istemediği için tüpü elinden aldığını söyleyen Ercan E. “Yanımdakilere uzaklaşmalarını söyledim. Yangın tüpünü ateşin üstüne sıkarak ateşi söndürdüm. Yangın tüpü bitince tanımadığım biri başka bir yangın tüpü verdi. Fakat tüpü mandalına basmama rağmen çalışmadı. Bu sırada yangın bitme noktasına geldiği için de insanlar kaçmayı bıraktı” diye konuştu.
DJ kabininin arkasından çok şiddetli dumanların yükseldiğini söyleyen Ercan E. “O esnada elektrikler kesildi. Kaos ortamı olmaya başladı. İnsanlar bağırmaya başladı. İçerisi karanlık oldu, göz gözü görmüyordu. Ben kendi çabamla koşarak tuvaletlere doğru gittim. Orada bir koridora girdim. Fazla duman yoktu. Ardından yoğun duman gelmeye başladı. Ayakta durduğum için dumanın beni daha çok etkilediğini anlayarak yere yatarak sürünmeye başladım” dedi.
Faciadan sağ kurtulmayı başaran Ercan E. “Koridordan sürünerek geçtiğim vestiyerden koşarak kendimi dışarıya attım. Dışarıya çıktığımda arkadaşlarımı aradım. İçeride kaldıklarını anlayınca itfaiyenin yanına gittim” dedi. İçeride mahsur kalan işçilerin yerini göstermek için itfaiye ekibiyle içeri girdiğini belirten Ercan E. çalışanların yerini gösterdikten sonra dışarı çıkarıldığını, hastanede kendisinin de tedavi gördüğünü anlattı.
29 kişinin yaşamını yitirdiği kulüp yangınını Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı (TÜYAK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Yangın Güvenlik Uzmanı Levent Yasa da Doğan Haber Ajansı’na yorumladı.
“İhmaller zinciri var” diyen Yasa “Sıvı kimyasal yoksa ve katı maddeler yanıyorsa suyla müdahale doğrudur. Fakat kovadan atılan suyun söndürme etkisi olmaz. Daha yoğun ve fazla suyla müdahale edilmesi gerekir. Bunun için de yangın dolabı sistemi ya da sabit söndürme sistemleri, yağmurlama gibi sistemler olması gerekiyordu ki oradaki yangına tam olarak müdahale edilebilsin” dedi. Yasa yangın tüpüyle alevlere müdahale ettiğini belirten ve yangından kurtulan işçinin ifadesini de yorumladı, “Yangın tüpleri yönetmeliğe göre dört yılda bir değiştirilmek zorunda. Kamuya açık alanlarda yangın tüplerinin aylık kontrollerinin yapılmasını, kullanıma hazır durumda olmasını istiyoruz ki tüpün çalışmaması veya kullanılamaması durumu meydana gelmesin” dedi.
Yönetmeliğe göre her 250 metrekareye bir yangın tüpü olması gerektiğini belirten Yasa tüpün de mekanda yanması muhtemel malzemeyi söndürmeye uygun tipte seçilmesi gerektiğini vurguladı.
Yasa “İnsan yükünün ve kalabalığın olduğu alanlarda kaçış yollarının bulunması ve sürekli kullanılabilir halde olması bizim için vazgeçilmez önemde. Yangının söndürülebilmesi işi bir disiplin işidir. Multidisipliner bir konu. Yangın algılamayla başlıyor, bir detektör sistemiyle yangın algılanır, alarm verilir. Bunu duyan personel, orada kim görevliyse yangına ilk müdahaleyi gerçekleştirir. Söndürülemezse binadan tahliye gerekiyor, bu tahliyenin de mutlaka tahliye yollarıyla yapılması lazım. Yangın kapıları, yönlendirmeleri, yangın geçiş güzergahları sürekli açılabilir durumda, geçilebilir durumda olmalı. Temiz alanlar olması lazım, bundan kastımız nedir; kaçışların geçişlerin önünde geçmeyi engelleyecek, masa, klima motoru, sandalye gibi malzemelerin bulunmaması lazım. Yangın çıkış kapılarının hiçbir zaman kilitlenmemesi ve sürekli kaçış yönüne doğru açılır durumda ve insanların çabuk tahliyesi gerçekleştirebilecek genişlikte olması gerekiyor” dedi.
29 kişiden işçi Akın Kıhrı (36) ve kaynak ustası babası Yılmaz Kıhrı’nın (59) cenazeleri Giresun’un Tirebolu ilçesinde toprağa verildi. Yılmaz Kıhrı’nın yeğeni Salim Kıhrı “Bu resmen facia, bilerek işlenmiş bir cinayet. Havalandırma yok, içi kimyasal madde dolu. Normalde güvenlik çıkış kapılarıyla üç kapı var, ikisini kapatmışlar. Kalan bir kapıya ulaşabilmen için de en az 5-6 dakika yürümen gerekiyor. Bu cinayet resmen başka bir şey değil” diye konuştu.
Yılmaz Kıhrı’nın kardeşi Durdu Kıhrı ise “Biri kardeşim diğeri yeğenim, bu olaya kaza denme şansı yok. Böyle bir kaza olmaz. Kardeşimin sigortası da yoktu. Orada bir yanlışlık mı diyeceksin facia mı diyeceksin, her türlü belli bir ihmaller zinciri var. Ben iki can kaybettim bu örtbas edilecek mi hakları aranacak mı bilmiyoruz. Yangının çıktığını televizyondan duydum. Yeğenimi aradım ve ‘git onları al gel’ dedim. O da aradı ve ‘amca ikisi de gitmiş’ dedi. Suçlular cezasını çekmeli ama ben buna inanmıyorum zaten bize hiçbir açıklama da yapılmadı” dedi.
Yangının ardından başlatılan soruşturma kapsamında iş yeri sahipleri Mehmet Menduh C. ve Şahzade Ş. ile sorumlu müdür İsmet Ş., işletme müdürü Arda Arman P. ve iş yeri muhasebecisi Salim A., tadilat ile ilgili metal işleri sorumlusu Kahraman E., metal işleri firma sahibi Çağatay A., mobilyacı Ercan E. ve iş yeri ortağı Fatma D. olmak üzere toplam 9 şüpheli gözaltına alınıştı. Yangına ilişkin devam eden soruşturma kapsamında sahne platform firması yetkilisi 2 kişi daha gözaltına alındı. Gözaltı sayısı ise 11’e yükseldi.
Beşiktaş Asayiş Büro Amirliği’nde ifadeleri alınan 9 kişi için ek gözaltı süresi alınırken, mobilyacı Ercan E.’nin ifadesinin alınmasının ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı ortaya çıkmıştı. Devam eden soruşturma kapsamında ise gece kulübünün teknik servis personeli İbrahim B.’nin de (36) polis tarafından gözaltına alındığı öğrenildi.
Gözaltındaki kişilerin ifadeleri devam ederken, yaşanan olayla ilgili yeni gözaltıların olabileceği söylenmişti. Emniyet tarafından yapılan açıklamalar kapsamında, sahne platformu firmasının sahibi Dursun Ç. ile teknik servis sorumlusu Sibel Ç. savcılık talimatıyla gözaltına alındı. İfade işlemleri tamamlanan şüphelilerin yarın adliyeye sevk edileceği öğrenildi.