Morgda karışıklık: Yanlış cenaze mezardan çıkartıldı
Cem Garipoğlu'nun mezarının açılması ile ilgili Karabulut Ailesinin yaptığı başvuru kabul edildi. Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu cezaevinde ölü bulunmuştu.
İstanbul Bahçeşehir’de 3 Mart 2009 tarihinde vahşice öldürülen Münevver Karabulut’un ailesinin avukatı Rezan Epözdemir katil Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasına karar verildiğini duyurdu.
Garipoğlu 2014 yılında cezaevinde yaşamına son vermişti. Karabulut Ailesi ölenin Garipoğlu olduğunun ispatı için mezarın açılmasını ve DNA örneği alınmasını talep etmişti.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararıyla Cem Garipoğlu’nun mezarı açılarak DNA örnekleri alınacak ve defnedilen bedenin Garipoğlu’na ait olup olmadığı karşılaştırmalı incelemelerle netlik kazanacak.
Avukat Epözdemir konuyla ilgili sosyal medyadan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Malumunuz olduğu üzere yaklaşık 15 yıldır Münevver Karabulut’un hunharca ve vahşice katledilmesi ile ilgili dosyayı mağdur aile vekili olarak takip ediyoruz. Münevver Karabulut cinayeti Türkiye’de kadına şiddet ve kadın cinayetleri bakımından toplumsal farkındalık ve fikri takip oluşması açısından son derece önemli ve emsal mahiyette bir cinayettir. Bu kapsamda son olarak Cem Garipoğlu’nun mezarının açılarak C.M.K m. 87/4 uyarınca fethi kabir işleminin yapılmasını talep etmiştik. Müvekkil Süreyya Karabulut’un talebi üzerine özellikle son iki yıldır bu konuda etkili bir hukuki süreci hayata geçirdik.
Geldiğimiz noktada Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı talebimizi kabul ederek Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasına ve fethi kabir işleminin yapılmasına karar verdi ve bu konuda Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazıldı. Yıllardır gittiğimiz her yerde, üniversitelerde, panel ve seminerlerde, yazılı ve görsel basında, sosyal medyada en fazla sorulan ve halkımızın önemli ölçüde ikna olmadığı bu muamma bu suretle giderilmiş olacak. Yıllardır devam eden hukuki mücadelemiz neticesinde, Sayın Başsavcılığın vermiş olduğu bu karar son derece önemli önemli ve sevindiricidir. Sayın Başsavcılığa müvekkil aile adına teşekkür ediyorum. Kamu vicdanının rahatlaması ve maddi gerçeğin ortaya çıkması için fethi kabir işlemi ve hukuki süreç tarafımızca etkili bir şekilde takip edilecektir. Gereği kamuoyunun bilgilerine saygılarımla sunulur.”
Bahçeşehir’de bir villada öldürülen Münevver Karabulut’un parçalanmış cesedi 3 Mart 2009’da Etiler’de bir çöp konteynerinde bulunmuştu. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011’de Münevver Karabulut’u öldürdüğü gerekçesiyle Cem Garipoğlu’nu 24 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
Garipoğlu 10 Ekim 2014’te kaldığı Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde intihar etmişti. Yapılan otopsinin ardından Garipoğlu toprağa verilirken aileden alınan DNA örnekleri de bu kişiyle uyuşmuştu.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı Münevver Karabulut’u 18 Kasım 2011’de öldürdüğü gerekçesiyle 24 yıl hapis cezasına çarptırılan ve 10 Ekim 2014’te kaldığı Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde intihar eden Cem Garipoğlu’nun ölümüne ilişkin yeni bir karar almıştı.
Cem Garipoğlu’nun hem otopsi fotoğrafları hem de cezaevinde intihar ettiği iddia edilen 10 Ekim günü son anlarına ilişkin görüntüler peş peşe ortaya çıkmıştı.
Otopsi fotoğraflarında Garipoğlu’nun ellerindeki morarmalar tartışma yaratmıştı. Her iki el parmaklarında görülen morarmanın nedeni belli oldu. Garipoğlu’nun el parmaklarındaki morarmaların siyah mürekkep lekesi olduğu açığa çıkmıştı.
Soruşturma birimleri yaptıkları incelemelerde bu lekelerin Silivri 5 Nolu L Tipi Cezaevi F Blok F3 Alt koğuşunda kalan Garipoğlu’nun resim çalışmaları sırasında olmuş olabileceği ihtimali üstünde durulmuştu.
Garipoğlu’nun hem otopsi fotoğraflarına hem de cezaevinde intihar ettiği iddia edilen 9-10 Ekim 2014 tarihine kadar vaktini nasıl geçirdiğine ilişkin elde edilen bilgilere göre Garipoğlu’nun koğuşunda üç yaşam odası, bir hobi odası, bir mutfak ve avlu yer aldığı öğrenilmişti.
Garipoğlu’nun 4 Ekim 2013- 30 Aralık 2014 arasında düzenlenen F Bloktaki iş atölyesindeki resim kursu faaliyetlerine bile katıldığı ortaya çıkmıştı.
Koğuştaki üç numaralı, yani Garipoğlu’nun intihar ettiği iddia edilen odada yapılan aramada boş resim tuvali, boyalar, yatağı bulunmayan boş bir ranza ve üstünde bazı eşyalar yer alıyordu.
Garipoğlu’nun otopsi sırasında her iki el parmaklarındaki mürekkep lekelerinin resim çalışması amacıyla gerçekleşebileceği değerlendirmesinde bulunuyordu.
Garipoğlu’nun ölüp ölmediğiyle ilgili iddialar üzerine Karabulut ailesi Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasını (fethi kabir) istemişti. Ancak talep savcılık ve Adalet Bakanlığı tarafından reddedilmişti.
Cem Garipoğlu’nun babası Nida Garipoğlu da geçen aylarda mezarın açılmasını ve tartışmaların son bulması yönünde savcılıktan yeniden talepte bulunmuştu.
Soruşturmayı yürüten Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan Cem Garipoğlu’nun otopsi işlemi sırasında yapılan işlemlere ait fotoğrafları ve video kayıtlarının hazırlanıp savcılığa gönderilmesini istemişti.
Fethi kabir mezarın açılması anlamına gelen bir hukuki terim. Genellikle adli soruşturmalarda ölüm nedeninin yeniden incelenmesi veya ölümle ilgili şüphelerin aydınlatılması amacıyla kullanılır.
Bu işlem mezarın açılarak cesedin veya kemik kalıntılarının adli tıp incelemelerine tabi tutulması için gerçekleştirilir. Fethi kabir mahkeme veya savcılık kararıyla yapılır ve genellikle otopsi veya kimlik tespiti gibi durumlar için başvurulan bir uygulamadır.
Fethi kabir işlemi hukuki bir sürecin parçası olarak gerçekleştirilir. Öncelikle mahkeme veya savcılık tarafından mezarın açılması için bir karar alınması gerekir. Bu karar genellikle ölüm nedeniyle ilgili şüphelerin giderilmesi, kimlik tespiti veya adli tıp incelemesi gibi nedenlerle verilir.