Yenidoğan soruşturmasında tutuklu sayısı 22, Sağlık Bakanı hastanelerle ilgili ‘gereği yapılıyor’ dedi

Adalet Bakanı Tunç, yenidoğan çetesiyle ilgili soruşturmada 22 kişinin tutuklu olarak yargılandığını söyledi. Gece yarısı Resmi Gazete'de çıkan karara göre ise Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları Genel Müdürü görevden alındı.

Gündem 19 Ekim 2024
Bu haber 2 ay önce yayınlandı

Mayıs ayında gelen bir haber, Türkiye’de çok sık yaşanan türden bir devleti dolandırma vakasıydı. Mayısta İstanbul ve Tekirdağ’daki beş özel hastanede çalışanlara geçtiğimiz hafta operasyon düzenlenmiş 14 doktor, 16 hemşire ve sekiz hastane görevlisiyle birlikte toplam 40 kişi gözaltına alınmıştı. Bunlardan 14’ü daha sonra tutuklandı.

Peki ne yapıyordu bu ‘çete’?

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın ve Sosyal Güvenlik Kurumu SGK’nın pek çok özel hastaneyle sözleşmeleri var. Bu sözleşmelerden birinde, doğum sonrası bebek ölümlerini azaltmak için yenidoğanların, yenidoğan yoğun bakımında yatırılmasının ücretini devlet ödüyor.

Yenidoğan bebekler üzerinden devleti dolandırmak akla gelir mi? Gelmiş. Bu çete, gerçekte yoğun bakımda kalmaya ihtiyacı olmadığı halde pek çok bebeği sahibi olduğu özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakımına kaldırıyor, orada bir süre sözde ‘tedavi’ ediyordu. SGK hastanelere yenidoğan bebeklerin yoğun bakımda kaldığı her gün için 8 bin lira ödeme yapıyordu. Çetenin bu yolla SGK’dan fazladan 2 milyar lira para aldığı hesaplanıyor. O denli büyük bir iş bu yani.

Fakat tabii çetenin aç gözlülüğü yoğun bakımda tutulması gerekmediği halde bebekleri yoğun bakıma alıp buradan fazladan para kazanmakla sınırlı değildi. Çete, kural olarak 24 saat doktor ve uzman hemşirelerin bulunması gereken bu yenidoğan yoğun bakımlarında doktor ve hemşirelere ödenecek ücreti ödemekten de kaçınmak istiyordu, yoğun bakımları doktorsuz, hatta uzman hemşiresiz bırakıyordu.

12 bebek bu yüzden öldü

Soruşturma derinleşince, meselenin sadece para çalmak olmadığı, bu hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarında 12 bebeğin doktorsuzluk ve hemşiresizlik yüzünden öldüğü anlaşıldı. Korkunç bir durum vardı.

Yoğun bakım ünitelerinde yedi gün 24 saat zorunlu doktor bulunması gerekirken bu kurala uyulmadığı HTS kayıtlarıyla tespit edildi. Kayıtlarda hekimlerin hastanede olmadığı, doktorlar yerine hemşirelerin raporları imzaladığı ortaya çıktı. Hatta hemşirelerin bile asistanlarına bebekleri emanet ettiği belirtildi. Bir doktorun da rapora imza attığı saatte bir eğlence mekanında olduğu belirlendi. Yani bebekler tehlike altındaydı.

Dolandırıcılığın yapıldığı hastaneler incelendi ve geçtiğimiz günlerde soruşturmayla ilgili dosyaya yeni bir rapor eklendi. Raporda 12 bebeğin ihmal sonucu öldüğü bildirildi. Bebekler daha fazla para kazanmak için bir bakıma öldürülmüş oldular.

Savcıya ilk tehdit: ‘Papa’ya suikast yapan güçlü grup’

Yolsuzluk soruşturması cinayet soruşturmasına dönüşünce çete telaşa kapıldı ve çok cüretkar bir adım atıldı.

30 Ağustos’ta avukat A.A, çeteyle ilgili soruşturma yürüten savcı Y.E. ile önce telefonla sonra da makamında görüştü. Çeteye yönelik dava kapsamında bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse savcıya suikast yapılacağını belirten avukat A.A., savcının ailesinin yaşadığı yerleri de söyleyip onlara da zarar verilebileceği tehdidinde bulundu.

Bu planın, ‘Papa suikastı’ gibi birçok olayı gerçekleştiren güçlü bir silahlı grup tarafından yapıldığını söyleyen A.A. savcıya öldürüleceği tehdidinde bulundu.

Savcı geri adım atmıyor

Ancak savcı geri adım atmamıştı. Tehditler üzerine gizli bir soruşturma başlatıldı. Diğer yandan savcının yakınlarının özel bilgilerine ve yaşadıkları yerlere ilişkin bilgilerin ne şekilde sızdırıldığına dair araştırma yapıldı.

Avukat A.A. ile ilişkili Mustafa Kemal Zengin hakkında da fiziki ve teknik takip kararı alınmasının ardından olayın delillendirilmesi için savcının odasına kayıt cihazı yerleştirildi.

Çete, savcıya ikinci bir gözdağı vermek için yine makamına gitti. Kendini eski İçişleri Bakanlığı müsteşarı olarak tanıtan Mustafa Kemal Zengin’in savcıyı açık şekilde ölümle tehdit etmesi kayıt altına alındı. Zengin görüntülerde ‘mermiye kafa atan 500 kişilik’ sokak ekiplerini anlattı. Bir aracı gibi konuşan Zengin konuşmada masaya bile vurdu, savcıya tehditte dozu arttırdı.

Zengin’e operasyon gereği orada bir şey söylenmedi, herhangi bir işlem de yapılmadı. Ancak daha sonra üç isimle daha görüştüğü belirlendi.

Ayrıca savcının kişisel ve ailevi bilgilerinin, tehdit edilmeden önceki bir tarihte üç jandarma personeli tarafından sorgulandığı tespit edildi. Belgeler toplanınca da geçtiğimiz hafta yeni operasyon için düğmeye basıldı. Sekiz kişi gözaltına alındı ve bunlardan beşi tutuklandı.

Tunç: 22 tutuklu var, yargılama süreci devam ediyor

Dün Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, soruşturmayla ilgili bilgi verdi. Tunç soruşturmada gözaltına alınan toplam 47 şüpheliden 22’sinin tutuklandığını ve bu şüphelilerle ilgili yargılama sürecinin devam ettiğini bildirdi.

Tunç şunları söyledi: ”Soruşturmada 16 Ekim 2024 tarihinde iddianame hazırlanmış ve 22’si tutuklu bulunan bu şüphelilerle ilgili yargılama süreci devam etmektedir. Diğer yandan, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığında görevli Cumhuriyet savcısının tehdit edilmesi hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, gözaltına alınan 8 şüphelinin 5’i tutuklanmış ve 3’ü hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Bu soruşturma da çok yönlü ve titizlikle devam etmektedir.”

Yerlikaya: CİMER’e yapılan başvuru ve sağlık müdürlüğü ihbarıyla soruşturma başlatıldı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise soruşturmanın CİMER’e yapılan bir başvuruyla birlikte İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün ihbarı üzerine başlatıldığını söyledi.

Yerlikaya’nın açıklamasının devamı şöyle: ”Soruşturma çok yönlü ve titizlikle devam etmektedir. Artık konu yargıdadır. Ve biz hep birlikte yüce milletimiz adına, oradan nasıl bir karar çıkacak göreceğiz ve temennimiz odur ki vicdanlarımızı yaralayan, bizleri üzen olayların, suçların hiç olmaması. Mayıs ayından itibaren bir annenin CİMER’e yapmış olduğu ihbarla birlikte Sağlık İl Müdürlüğümüz, Sağlık Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız, savcılarımız ve İstanbul Mali Şube ekipleri, planlı, projeli, sabırla, titizlikle bu olayı aydınlatmış ve yargılama süreci de devam etmektedir.”

Sağlık Bakanı: Cezasızlık algısı oluşturmaya çalışıyorlar, böyle bir şey yok

Muhalefetin günlerdir açıklama yapmadığı için eleştirdiği Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, operasyonun yapıldığı dönemde İstanbul İl Sağlık Müdürü’ydü. 2 Temmuz’da bakanlık görevine gelen Memişoğlu eleştirilere şöyle yanıt verdi: “Bu Mayıs 2023 yılında İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün ihbarı Emniyet Genel Müdürlüğümüze bildirmekle başlayan bir süreçti. Bu süreçte çeşitli dinlemeler ve delillerle beraber bu süreçte suçlular tutuklandılar. Hastanelere cezalar ve kapatma cezaları uygulandı. Tabii bunun adli, hukuki ve savcılık süreçleri devam etmekte. Daha da cezalar uygulanabilir. Birim kapatılması oldu, cezalar uygulandı. Daha da uygulanacak. Adli süreçler devam ettiği için bu konuda çok fazla bir şey söylemek istemiyorum ama şunu bilin ki hepsinin gereği yapılıyor. Toplumda sanki bunlarla ilgili cezasızlık algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Böyle bir şey olmadığını özellikle ifade etmek istiyorum.”

İddianamedeki ayrıntılar korkutucu

Diğer yandan çeteyle ilgili yeni ayrıntılar da ortaya çıkıyor. Çetenin ölümüne neden oldukları bebeğin ailesinden iki kat fazla para istediği ve parayı vermedikleri takdirde cenazeyi vermeyeceklerini söyledikleri ortaya çıktı. Çete, aileyi bebeği kimsesizler mezarlığına gömmekle tehdit etti. Ancak ailenin İlçe Sağlık Müdürlüğüne şikayette bulunması üzerine cenazenin teslim edilmiş. İddianamede ayrıca sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi istendi.

Fezlekede ‘malen sorumlu’ olarak yer alan kuruluşlar ise şunlar: ”Özel Avrupa Şafak, Özel Bağcılar Medlife, Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Silivri Kolan Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Doğa Hospital, Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist, Akabe Sağlık Tesisleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Doğamed Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ, Ekip Sağlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi, Güney Hastanesi Sağlık Hizmetleri LTD ŞTİ, Medilife Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Refik Arslan Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi, Yonca Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi ile GMZ Sağlık Hizmetleri İnş. ve Tur. Ltd. Şti.”

Çetenin liderinin Doktor Fırat Sarı olduğu iddia ediliyor. Soruşturmada ismi geçen doktorlar ise Dr. İlker Gönen, Dr. Ahmet Atilla Yılmaz. İsimleri geçen hemşireler ise şöyle: Çağla Durmuş, Ceren Hatice Kırım, Cansu Akyıldırım, Mehtap Sayar, Sümeyye Nur Arslan, Hüseyin Günerhan, Enes Kaan Bölükbaşı, Mehmet Halis Başli, Deniz Korkmaz, Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök.

Diğer yandan Enes Kaan Bölükbaşı’nın iktidara yakın Milli Beka Hareketi Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı olduğu ortaya çıktı.

Çetenin lideri olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı, ifadesinde iddialara şöyle yanıt verdi: “Yenidoğan yoğun bakımında yetersiz sayıda hemşire çalıştırılması, bakımsızlıktan bebeklerin ‘eks olması’, dış nöbetçi hemşire görevlendirilmesi, hastanenin başka biriminde çalışırken yoğun bakımda görev alınıyor gibi liste düzenlenmesi olaylarının hiçbiri doğru değildir. İddia edildiği gibi bakımsızlıktan ‘eks olan’ bebek yoktur. Normalde yoğun bakımda 4 bebeğe 1 hemşire bakmalıdır. Tam zamanlı olarak bir doktor çalışmalıdır. Tam zamanlı doktor da benim. Her şey prosedüre uygundur. Ben hiç kimseye entübe olmayan bir bebeği entübe gibi gösterilmesini, 1. düzeyde olan bir bebeğin 2. veya 3. düzeyde gösterilmesini, uygulanmayan tedavileri uygulandı gibi gösterilmesi gerektiğini, hastane muhasebeleri dahil kimseye söylemedim. Yine konuşma içeriklerinde çok sık geçen curosoft veya başka bir ilacın saklanması, hastaneden dışarı çıkarılması, dışarı satılması veya hastaya uygulandı gibi gösterilip uygulanmaması gibi bir talimat vermedim.”

Sağlık Yatırımları Genel Müdürü görevden alındı

Gece yarısı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayınlanan kararla Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları Genel Müdürü Rıza Uçan görevden alındı. Rıza Uçan’dan boşalan koltuğa Mehmet Fidan atandı. Görevden almanın operasyonla ilgili olup olmadığı şimdilik bilinmiyor.

Rıza Uçan’ın AK Partili Güngören Belediyesi’nde başkan yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde M.Ş. isimli bir yurttaşı dövdüğü iddia edilmişti. Skandalın ardından da Güngören Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Rıza Uçan’ın açığa alındığı ve müfettiş görevlendirildiği” belirtilmişti.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.