Bu Kitabı Yasaklayın: Uslu öğrencilikten sivil direnişe

8 Mayıs 2024

Alan Gratz’ın ‘Bu Kitabı Yasaklayın’ adlı romanı kitap yasaklamanın ne kadar yanlış olduğunu gözler önüne seriyor. Yasak konuda kafası karışık velilere ve 10+ yaş grubu çocuk ve gençlere çok yararlı olabilecek, eğlenceli ve güzel bir roman.

Geçen günlerde katıldığım bir söyleşide okur olmaya giden yollardan konuştuk. Evde sıkılan çocuklar olarak ne bulursak okuduğumuzdan bahsettim ama bir şeyden bahsetmeyi unutmuşum. Okuyacaklarımızı seçmekte şimdiki çocuklara göre çok özgürdük. Annemizin babamızın bizim ne yapıp ettiğimizle ilgilenmekten çok daha önemli dertleri vardı, etrafımızda kitapla ilgili ablalar, abiler ya da teyzeler, dayılar varsa az biraz onlar yol gösteriyordu ve şimdi aşırı travmatik kitaplar olarak gösterilse de Kemalettin Tuğcu’ları, Ömer Seyfettin’in savaş hikâyelerini, Gülten Dayıoğlu’ları hatmetmiştik. Valla benim etrafımda okuduklarından travmatize olan çıkmadı açıkçası, daha reel dertlerle uğraşıyorduk zaten.

‘Bülbülü Öldürmek’i yasaklamak

Son 20 yılda hızla değişen ebeveynlik, çocuğun kırılacak bir nesne gibi korunmaya alınması ve sürekli biriciklik hissiyle yüceltilmesi benim gibi eski kuşakları hem şaşırtıyor hem de bu yaştaki çocuklara ebeveynlik yapıyorsak bu neslin hayatla nasıl başa çıkacağına dair kaygılanmamıza sebep oluyor. Avrupa’da durum nasıl pek bilmiyorum ama ABD’yle benzer bir gidişatta olduğumuz kesin. Sosyal medyada sık sık pek çok eyalette yasaklanan kitaplar haber oluyor ki bunların içinde ‘Harry Potter’lardan tutun da ‘Bülbülü Öldürmek’e kadar pek çok önemli eser var.

Mart ayında Can Çocuk tarafından yayımlanan Alan Gratz’ın ‘Bu Kitabı Yasaklayın’ adlı romanını okuduğumda tüm bunları ve aslında yasağın ne denli geçersiz bir eylem olduğunu yeniden düşündüm. Bence yasağa az da olsa olumlu bakan ya da bu konuda kafası karışık velilere ve 10+ yaş grubu çocuk ve gençlere çok yararlı olabilecek, eğlenceli ve güzel bir roman ‘Bu Kitabı Yasaklayın’.

Dördüncü sınıfa giden 10 yaşındaki kitap kurdu Amy Anne’in tekrar tekrar okumayı sevdiği kitabı ‘Tatlı Bir İhtiyarın Karmakarışık Dosyaları’nı kütüphane rafında bulamamasıyla başlıyor roman. Kütüphane görevlisi Bayan Jones’a nerede olduğunu sorduğunda ise bazı velilerin bir araya gelerek bu kitabın ilköğretim okulu öğrencilerine uygun olmadığını düşündüklerini ve okul yönetiminin de onlara hak vererek kitabın okul kütüphanesinde yasaklandığını cevabını alıyor. Bu elbette bir ilk değil, son da olmayacak. Amy’nin yıkılmış halini gören Bayan Jones, onu kitabı ne kadar sevdiğini ve o kitabı tekrar tekrar okuduğu halde yalancı veya hırsız olmadığını anlatmak üzere okulun bir sonraki yönetim kurulu toplantısına davet ediyor. Amy de utanarak kabul ediyor.

Roman bir taraftan veli görüşüyle kitap yasaklamanın ne kadar yanlış olduğunu gözler önüne sererken bir taraftan da içe kapanık, çekingen Amy Anne’in dönüşümünü konu alıyor.

Küçük Amy’nin kütüphane yalanı

Amy Anne iki büyük boy köpek, iki yaramaz küçük kız kardeş, çok çalışan beyaz yakalı bir anne ve işçi bir babadan müteşekkil bir aileye sahip. Sevgi dolu anne babası özellikle beş yaşındaki en küçük çocuğun doğumuyla işlere yetişememeye başlamış. Bu yoğunluktan da en çok etkilenen elbette en büyük çocuk olan Amy Anne… Odası olmaması, kardeşleri yüzünden sessizce kitap okuyup ders çalışamaması, arıza çıkaran kardeşleriyle yaşadığı sorunlarda hep onun ödün vermesi sebebiyle anne babasına her gün okulda kulüplere katıldığını söyleyerek eve en geç otobüsle dönen ve söylediği yalandan utanan bir çocuk. Kulüplere katıldığı yalanıyla akşama kadar kütüphanede bir başına kitap okuyan Amy Anne o macera kitaplarındaki gibi evden kaçmayı düşünse de elbette bunun romanlarda kalacak bir fikir olduğunu bilecek kadar da zeki, bu romanları yasaklatmayı tercih edenlerin aksine kurmaca ve gerçek arasındaki ayrımı biliyor.

Kitap yasaklarına karşı sivil direniş

Böylelikle ‘Bu Kitabı Yasaklayın’da bir yandan kitapların yasaklanması başını Amy Anne ve iki yakın arkadaşının çektiği sivil bir direnişe dönüşürken, bir yandan da 10 yaşındaki bu çocukların işe yarar bir şey yaptıklarını keşfetmeleriyle karakterleri değişecek. Alan Gratz yasak kitapların yavaş yavaş Y.K.D.K.’de (Yasaklı Kitaplar Dolap Kütüphanesi) yer almasını, gönüllü pek çok çocuğun evde buldukları yasaklı kitabı gizlice kütüphaneye kaydetmesini, Amy Anne’in kütüphaneciliğin bir sistemi olması gerektiğini anlamasını ve ödünç alanı, vereni, boşta olan kitabı belli edecek bu sistemi öğrenmelerini gayet heyecanlı ve anlaşılır bir biçimde anlatmış. Buradan yazarın kitabı ‘Dünyanın Dört Bir Yanındaki Kütüphanecilere’ adamasının önemini de çıkarabiliyoruz.

Hem çocukların ebeveyniyle olan diyaloğunun ne kadar önemli olduğunu hissettirmesi, hem yasak kitaplar konusundaki özgürlükçü tavrı, hem de romanın kötü karakteri, kitap yasaklatanların başı, klasik bir biçimde okul aile birliğinin, başka pek çok vakfın, derneğin üyesi Sarah Spencer’ın bile aslında derinlerde bir yerde iyi bir insan olduğunu verebilmesiyle Alan Gratz, bir çocuk kitabından beklenileni fazlasıyla yazmış.

Farklı bakış açılarıyla tanıştırmak görevimiz

Müthiş kütüphaneci Bayan Jones yönetim kurulu toplantısında Amy Anne’i çok etkileyen konuşmasında diyor ki:

“Eğitimciler olarak, çocukları mümkün olduğunca farklı türden kitaplarla ve farklı bakış açılarıyla tanıştırmak bizim görevimiz. Bu, onlara çok kolay ya da çok zor gelen kitapları da okumalarına izin vermek demek. Bu, onlara meydan okuyan kitapları ve hatta onları eğlendirmekten başka bir şey yapmayan kitapları da okumalarına izin vermek demek. Ve tabii, bu, öğrencilerin, içinde hemfikir olmadığımız şeyler olan kitapları okumalarına ve bazen düpedüz korkutucu şeyler konusunda kendi kararlarını vermelerine izin vermek demek. (…) Her ebeveynin çocuğunun neyi okuyup neyi okumayacağına karar vermeye hakkı vardır. Haklarının olmadığı şeyse, başkaları adına bu kararı vermektir.”

Bu müthiş manifestodan bizim okullara gelirsek, kütüphaneci diye görevli bir insan olmadığını, eğer kütüphane diye bir yer varsa bu işi gönüllü öğretmenlerin yaptığını, devletin okul kütüphanelerine genellikle birkaç ideolojik kitaptan başka bir kitap sağlamadığını, öğretmenlerin zümre kararıyla okumak için seçtikleri kitaplara ise idarecilerden tutun da velilere kadar herkesin karıştığını, yönetim kurulu kararı diye bir şey olmadığını, hoşnutsuzlukların çoğunlukla CİMER’e şikayetle devam ettiğini söylemem gerekir.

O nedenle ben bu güzel romandan sonra neden çocuk kitabı yazamayacağımı bir kez daha anlamış bulundum. Bana kalsa ebeveyni de karıştırmazdım.

Tuğçe Özdeniz’in tertemiz Türkçesiyle yayımlanmış bu anlamlı kitabı kitapkurdu tüm çocuklara ve velilere öneririm.

Bu Kitabı Yasaklayın
Alan Gratz
Çeviren: Tuğçe Özdeniz
Can Çocuk, 2024
10+ yaş, 248 sayfa.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.