Elçin Poyrazlar’ın her kitabı yazıldığı dönemin Türkiye tarihi gibidir. 'Çıplak Kalp'te de vicdanlı Suat Komiser'imiz çocuk istismarı, tarikatlar, siyaset-iş dünyasının karanlık ilişkilerine çomak sokuyor. Elinizden bırakamayacağınız bir polisiye.
Elçin Poyrazlar ve komiser Suat Zamir ile tanışmam ‘Kayıp Yüz’ romanıyla oldu. Meğer Suat komiserimin ikinci kitabıymış, cahilliğim. Hemen ilk kitap ‘Ecel Çiçekleri’ni okudum. Hızımı alamadım Suat Komiser olmasa da Elçin Poyrazlar’ın ‘Mantolu Kadın’ romanını da bir solukta bitirdim. Bayıldığım yazar, geçen yılın son günlerinde Suat Komiser’imin yeni macerası ‘Çıplak Kalp’i yayımladı. Hiç bekletmeden hemen alıp okudum, yazıp sizinle paylaşmak bugüneymiş.
‘Çıplak Kalp’, güncel siyasi ve sosyolojik olayların yarattığı olayları kurgu kahramanlarıyla çözüme ulaştırıyor. Poyrazlar okurken asla unutmamamız gereken bir konu var ki o da herkes katil olabilir!
‘Çıplak Kalp’e gelmeden önce biraz polisiye tutkunlarının alışkanlıklarından bahsedeyim. Sıkı bir polisiye okuru olarak kahraman komiser veya dedektife bağlandım mı her şeyini bilmek istedim. Ne yer, ne içer, ne giyer, ne dinler…
Suat Komiser’im bir yetim, polis olan Osman dedesi büyütmüş onu. Samatya’daki eski ama gıcırdayan zeminine rağmen bana harika gelen büyüdüğü evde oturmaya devam ediyor. Kentsel dönüşüme karşı! Üst üste aldığı darbeler öncesinde gayet sporcu kimliğiyle önüne geleni devirebilecek bir güçteydi. Osman dedesinin hep yetişkin gibi davrandığı Suat Komiser deri montu, postalları ile yaz kış aynı. Yani insanın “Şu postalları bir çıkar da ayakların hava alsın gardaşım” diyesi geliyor her kitapta. Hayatında hiç kadın bir rol modeli olmayan kahvaltısı iki çay bir sigara olan Suat Zamir’in kafası oldukça karışık, biraz sert ama özünde vicdanlı ve oldukça da pamuk kalpli biri. Sigarası hiç sönmeyen, ‘içilmez’ yerlerde bile içen Suat Komiser, niyeyse yazar Elçin Poyrazlar’ın sözleriyle ‘hödük’ Selim Belen ile arasındaki cinsel çekimin bir türlü üstesinden gelemiyor.
‘Çıplak Kalp’te Suat Komiser’i ‘Çocuk Büro’ya sürgünde buluyoruz. Hiçbir şey yapmaması istenen Suat Komiser’in cinayet büroya geri dönme yolları kapanmış görünüyor. Zaten üç beş kadın komiserin bulunduğu cinayet büroda var olma savaşı erkeklerin ve hatta kendisine aşık olan Selim’in çabalarıyla alt üst edilen Suat Komiser bir kararın eşiğinde. Çocukluğundan beri başka hiçbir iş bilmeyen baba ve dede mesleğini istifayla bırakıp yoluna mı gitmeli yoksa savaşını sürdürüp vicdanının sesini mi dinlemeli? Kapısından giren çocuk Samet bu kararı vermesine yardımcı oluyor Suat Komiser’in ve tarikatların eline düşen Samet için mücadele ediyor.
O sırada Selim ve Suat’ın yakın dostu Beren Bahar zengin müteahhit ve otorite sahibi Cüneyt Canipoğlu’nun kaybolması davası ile haşır neşirler. Hem siyasi kanadın hem de üst düzeylerin müdahil olduğu bu olayda Selim ve Beren’in elini çabuk tutması gerekiyor. Suat Komiser de bir yandan Samet ve tarikatı araştırıyor. Çocuk istismarı, uyuşturucu Suat Komiseri karanlıklara doğru çekerken bir noktada iki olay birbirine giriyor. Sürükleyici ve elinizden bırakamayacağınız kitap hakkında daha fazla ayrıntı vermeyerek gerisini sizin okumalarınıza bırakıyorum.
Elçin Poyrazlar aynı zamanda bir gazeteci. Kitaplarının güncel politik ve siyasi ortamla iç içe geçmesi tam da bu uzmanlığı nedeniyle de çok normal. Her kitap yazıldığı dönemin bir tarihi gibi Poyrazlar’ın. Öne çıkan tartışmalar, sorunlar her daim Poyrazlar’ın kitaplarında yer alıyor, son dönemde çocuk ve kadın istismarı haberi almadığımız bir gün de geçmediği için son kitabının da bu konuda olması kaçınılmazdı.
Yazar Elçin Poyrazlar’a bir sitemimi ifade etmeden noktayı koymak istemiyorum. ‘Çıplak Kalp’te Beren’in Cüneyt Bey’in kütüphanesinin şüphelileri sorgulamak için uygun bir dekor oluşturduğunu, hatta Agatha Christie romanlarındaki gibi tüm şüphelileri aynı odaya toplamak, şöminenin yanında dikilerek herkesin kendince zengin adamı öldürme motivasyonlarını, sonunda da en beklenmedik kişinin katil olduğunu duyurmanın güzel olacağını heyecanla anlatması sonrası Suat’ın zihninden şunlar dökülür: “Suat’ın polisiye roman okuyacak ne vakti ne de sabrı vardı.”
Suat Komiser’im polisiye okumayarak neler kaçırdığınızı bir bilseniz, hatta Elçin Poyrazlar’ı da okumanızı şiddetle tavsiye ederim.