Çirkin Kadınlar İçin Hayatta Kalma Rehberi: Güzellik baskısına başkaldırı

25 Eylül 2024
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı

'Çirkin Kadınlar İçin Hayatta Kalma Rehberi' adlı romanında modern hayatın kadınlar üzerinde kurduğu güzellik baskısına başkaldıran Peri'nin hikayesini anlatan Ceren Ceran: "Güzellik baskısı sadece kendini çirkin hisseden kadını ezmiyor ki..."

NESLİHAN CAN

Ceren Ceran, cesur ve düşündürücü romanı ‘Çirkin Kadınlar İçin Hayatta Kalma Rehberi’ ile modern hayatın kadınlar üzerinde kurduğu güzellik baskısına dikkat çekiyor. Toplumdaki güzellik algısına, baskısına başkaldıran şehirli kadın Peri’nin hikayesini merkeze alan roman, yalnızca kendini ‘çirkin’ hisseden kadınlara değil, güzellik standardının ağır yükünü taşıyan herkese sesleniyor. Kitabın yazım sürecinden, ilham aldığı hikayelerden ve güzellik anlayışına karşı nasıl bir duruş sergilediğinden bahseden Ceran, okurlarını toplumsal normlara başkaldırmaya ve gerçek benliklerini kucaklamaya davet ediyor.

Açıkçası kitabı ilk gördüğümde hiçbir kadının bunu eline almak istemeyeceğini düşündüm. Siz bu ismi seçerken tedirginlik hissetmediniz mi? Yayıneviniz kitabın ismi konusunda sıkıntı çıkardı mı?
Kesinlikle bence de bu bir riskti. Hatta bu isimde bir kitabın asla kitapçıdan satın alınmayacağını, sadece internetten sipariş edilebileceğini düşündüm. Fakat beklentimin aksine pek az kadın isimden rahatsızlık duydu. Daha çok kitabı okuyan anneler, çocuklarının yanlarına gelip kendilerini teselli edercesine “Anne sen çirkin değilsin ki neden böyle bir kitap okuyorsun?” dediklerini söylediler.
Yayınevimin endişesi daha çok kitabın bir kişisel gelişim kitabı sanılabileceği yönündeydi. Onun dışında isim, kitabın mesajını en iyi şekilde gözler önüne serdiği için bir itiraz olmadı.

Yine isimden yola çıkarak soruyorum, bu kitabı çirkin kadınlar mı okumalı?
Gönlümden geçeni soruyorsanız, bu kitabı öncelikle keşke genç kızlar, ergenlik çağındakiler okusa, ondan sonra yetişkinler. Ama kitapta da derinlemesine işlendiği gibi, güzellik baskısı sadece kendini çirkin hisseden kadını ezmiyor ki. Bu baskıdan nasibini almayan kadın mı var? Hatta belki de kendini çirkin hisseden kadın artık mücadeleyi bıraktığı için daha rahattır. Oysa güzel/güzelliği kendine misyon edinmiş kadın öyle mi? O mükemmel görüntüyü devam ettirmek için gece gündüz emek vermek zorunda.

Kitaptaki karakterler gerçek hayatta tanıdığınız kadınlar mı?
Tanıdığım bir insanı birebir gözlemleyip, alıp kitaba koymadım ama tanıdığımız veya hayatta bir şekilde temas ettiğimiz insanları yazmamız kaçınılmaz. İki kitabımı da yazıp bitirdikten çok sonra bir anda ‘Aslında şu karakter bizim lisedeki Kerem’di veya 10 yıl önce ayrıldığım iş yerimdeki Elif’ti’ aydınlanması yaşadığım oldu. Yazarken fark etmeyebiliyorsunuz. Oysa tüm temaslar, yaşantılar orada bir yerde bekliyor.

Romanda duvar yazılarıyla ateşlenen bir akım var; kadınlara yönelik güzellik/mükemmellik dayatması duvar yazılarıyla protesto ediliyor. Gerçek hayatta da bunun tezahürünü görmek ister misiniz?
Romanda son derece haklı bir isyan var. Gençlik ateşiyle o protest tavrın bir araya gelmesi beni genelde mest eder. Çok yakıştırırım genç insanlara çıkıp sokaklarda itiraz etmeyi, yanlışa minicik cüssesi kadar dur demeyi… Romanda duvar yazılarıyla, kadınlara yönelik güzellik/mükemmellik dayatması protesto ediliyor, bence bu gerçekten protesto edilmesi, ‘kahrolsun’ denilmesi gereken bir şey. Keşke gerçek hayatta da bir Pe-Nar olsa.

İlk kitabınız ile ikinci kitabınız arasında net bir çizgi ayrımı var, biri küllerinden kendini doğuran bir kadını, diğeri ise bir şehrin değirmen gibi öğüttüğü insanları anlatıyor. Romanlarınızın konusunu nasıl belirliyorsunuz?
Çok başka gibi görünseler de ikisinin de dezavantajlı insanlara odaklandığını düşünürsek aslında en temel noktalardan birinde ortaklar. ‘İstanbul’da böyle şeyler yaşanıyor, hayret nasıl kimse bunu yazmamış’ diye düşündüğümde kimse benden böyle bir şey beklemese de bu konuyu anlatma misyonunu yükledim kendi omuzlarıma. İkincisinde ise mutlaka kadın davasına destek verecek bir konu seçmek istiyordum ki kadınlara yönelik mükemmellik baskısından ne kadar nefret ettiğimi fark ettiğimde konumu bulmuştum.
Evet, neyi yazacağımı biliyorum. Yine bir derdi, mesajı olacak. Mesajı verirken de edebiyatı kurban etmeyeceğim. Bu dünyada mücadele edilmesi gereken şeylerin başında yoksulluğun olduğuna inanıyorum. Her zaman hikayelerimin merkezinde olmasa bile bir yerinde mutlaka yoksulluk olacağını söyleyebilirim. Hikayelerimin sabiti az yada çok yoksulluk.

Çirkin Kadınlar İçin Hayatta Kalma Rehberi
Ceren Ceran
Masa Kitap, 2024
roman, 236 sayfa.

İstanbul’un Bodrum Katları
Ceren Ceran
Masa Kitap, 2022
roman, 244 sayfa.

  • 1

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.