Gazeteci Yaşar Kemal: İnce Memed neyse röportajlarım odur

23 Şubat 2024
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı

1952’de Erzurum depremi sonrasında ya da kaçakçılar arasında 25 gün yaşayarak imza attığı gerçek 'röportaj yazıları' ders niteliğinde olan büyük yazar Yaşar Kemal'in gazetecilik yönü, 28 Şubat'ta Yapı Kredi'deki söyleşide ele alınacak.

“Bugün dünya gazeteciliğinin iki dayanağı var: Biri haber, diğeri röportaj. Haber nedir? Bir kabuk, gerçeğin bir gölgesi. Oysa, röportaj, derinliğine varmaktır gerçeğin” diyen büyük yazar Yaşar Kemal, röportajı “Bal gibi de edebiyat” olarak tanımlıyor ve “İnce Memed neyse röportajlarım odur” diyordu. Yaşar Kemal’in gazetecilik yönü, 28 Şubat Çarşamba saat 17.00’de Yapı Kredi Kültür Sanat’da gerçekleştirilecek bir söyleşide ele alınacak.

Yaşar Kemal Vakfı, Darüüşafaka Cemiyeti ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından düzenlenen ‘Gazeteci Yaşar Kemal’ başlıklı söyleşide iletişimbilimci ve akademisyen Prof. Dr. Yasemin Giritli, gazeteci-yazar Vahap Munyar ve gazeteci-yazar Derya Sazak Yaşar Kemal’in gazeteciliğini çeşitli açılardan ele alacaklar. Söyleşinin moderatörlüğünü yazar ve eleştirmen Feridun Andaç yapacak.

Yaşar Kemal şiir, öykü, roman, anı, deneme, oyun, fıkra, makale ve senaryonun yanı sıra köşe yazarlığı ve röportajlarıyla da bilinir. 1950’lerde başladığı ve uzun yıllar sürdürdüğü röportaj yazarlığı Yaşar Kemal için bir yan uğraş değildi, röportajı “Bal gibi de edebiyat” olarak tanımlıyor, “İnce Memed neyse röportajlarım odur” diyordu.

1952’deki Erzurum depremi sonrasında Hasankale’de yaşananları aktaran, Van’daki Esrük dağı eteklerinde mağaralarda yaşayan insanları anlatan, 25 gün aralarında yaşadığı kaçakçıların hayatlarına okuru dahil eden röportajları Yaşar Kemal, hem has bir gazetecinin gözüpekliği, gözlemciliği ve merakıyla hem de usta bir edebiyatçının ifade ve üslup incelikleriyle kotarılmıştı. ‘Röportaj Yazarlığında 60 Yıl’ adlıyla 2011’de Yapı Kredi Yayınları tarafından kitaplaştırılan bu röportajlar günümüzde iletişim fakültelerinde ders olarak anlatılmakta.

Ders niteliğinde bir kitap: ‘Röportaj Yazarlığında 60 Yıl’

‘Röportaj Yazarlığında 60 Yıl’, röportaj yazarlığına gönül verenler kadar, türün meraklıları için de bir ‘ders kitabı’ niteliğinde; ancak baskısını bulmak zor, umarız Yapı Kredi Yayınları kısa sürede yeni baskısını yapar.
Yaşar Kemal’in 60 yıllık röportaj serüveninden bir seçki sunan kitap, 1952’de Cumhuriyet’te yayımlanan ‘Hasankale Yerle Bir’ adlı röportajı da yıllar sonra okurla buluşturuyor. Kitabın bir diğer özelliği de foto-röportaj ustası Ara Güler’in çoğu ilk kez günışığına çıkan Yaşar Kemal fotoğraflarına yer vermesi.

‘Röportaj Yazarlığında 60 Yıl’ romanlarında Anadolu insanının gerçek dünyasını destansı boyutlara taşıyan, yaşanmış gerçeğin, mitlerin, efsanelerin evreninden çoğaltan Yaşar Kemal’in klasikler arasında yerini almış toplam on iki röportajına yer veriyor: Diyarbakır, Kaçakçılar Arasında 25 Gün, Hasankale Yerle Bir, Görülmemiş Lüfer Akını, Sait Faikle Görüşme, Mağara İnsanları, Sahaflar Çarşısı, Füreyanın Çini Cenneti, Yanan Ormanlarda Elli Gün, Peri Bacaları, Neden Geliyorlar? ve ‘Bir Bulut Kaynıyor’. Kitapta ayrıca Ağustos 1975’te ‘Milliyet Sanat’ dergisinin röportaj soruşturmasına verdiği yanıtlar da ‘Röportaj Üstüne’ başlığıyla yer alıyor.

Kitap, Yaşar Kemal’in röportaj türü üzerine görüşlerini dile getirdiği ‘Röportaj Üstüne’ adlı yazıyla başlıyor. Yazar, “Röportaj bir edebiyat dalı mıdır?” sorusuna bu yazıda açıklık getiriyor:
“Röportaj bir edebiyat sayılabilir mi? Bu soruyla çok karşılaştım. Röportajı bir edebiyat dalı saymak ne, röportaj bal gibi edebiyattır. Onu haberden ayıran nitelik onun edebiyat gücüdür. Haber bir yaratma değildir, bir taşımadır. Röportaj bir yaratmadır. Gerçeğe, gerçeğin, yaşamın özüne yaratılmadan varılamaz. Yaratmadan hiç kimse hiçbir şekilde gerçeği yakalayamaz, yakalarsa da karşısındakine anlatamaz. Haber gerçek değil mi, bence haber gerçeğin simgesidir. Haberin arkasında neler var, neler dönüyor, ne yaşamlar, dramlar, sevinçler var, haber bunu bize veremez. Röportaj haberin varamadığı yere varandır, nasıl, yaratarak, gerçeği değiştirerek değil, yaratarak.”

Bu kitap sayesinde yıllar sonra gün ışığına çıkan ‘Hasankale Yerle Bir’ başlıklı röportaj, 1952 yılındaki Erzurum depremi sonrasında yaşananları olanca canlılığıyla hatırlatıyor. Âşık Veysel’i Sivas’taki köyünde ziyarete giden Yaşar Kemal, Erzurum’a bağlı Pasinler’de büyük bir yıkıma yol açan depremi İstanbul’a dönmeye hazırlanırken öğrenir ve hemen Hasankale’ye hareket eder. O günlerde Sivas’ta bulunması, Yaşar Kemal’in deprem bölgesine ulaşan ilk gazeteci olmasını sağlar ve deprem haberleri onun aracılığıyla Türkiye’ye duyurulur. Evlerin büyük bölümünün yıkıldığı, insanların eksi 30 derecede çadırlarda yaşam mücadelesi verdiği Hasankale’nin içler acısı durumu Yaşar Kemal tarafından tüm çıplaklığıyla okurlara aktarılır. Bölgede yaklaşık bir ay kalan ve röportajlarını telefon aracılığıyla yazdıran Yaşar Kemal, depremzedelerin acılarına ortak olur, onlarla birlikte çadırda kalır.

‘Röportaj Yazarlığında 60 Yıl’, günümüzde ‘söyleşi’ ile karıştırılan, unutulmaya yüz tutmuş bir geleneği bize yeniden hatırlatıyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.