İsmail Afacan: Aklın ve duygunun kesiştiği yerde arıyorum düşülkemi

6 Mayıs 2024

Toplumcu şiir geleneğinden gelen genç şair İsmail Afacan, ikinci kitabı 'Robot Resimler Albümü'yle okur karşısında. Afacan, "Pandemi, sel, yangınlar, deprem… Son beş yılda çok fazla kayıp verdik. Kitap için arama ısrarının albümü diyebiliriz" diyor.

İsmail Afacan

Geçen zamanın izinde yıpranan sözcükler ve imgeler şiire yük oluyor mu emin değilim ama şairlerin üretim çeşitliği ve sözcük seçimindeki titizliği şiiri daha bir öne çıkarıyor ve metnin hazzını çoğaltıyor kuşkusuz. ‘Adımlar Sağanak’ kitabında ilk şiirlerini bir araya getiren şair ve gazeteci İsmail Afacan’ı yeni kitabı ‘Robot Resimler Albümü’ kısa zaman önce yayımlandı. Yaşadığımız zamanın alnına sorular yazmakla, çağın ve insanın tenhada kalan sorularına yanıt aramak için yola çıkan şiirler yer yer ‘grimser’ yer yer ‘kirmavi’ dizelerle karşılıyor bizi.

Can Yücel’den etkilendiğini sezdirmekten ve söylemekten çekinmeyen İsmail Afacan, yeni kitabında sözcük oyunlarına da açıyor şiirin kapılarını. Halimiz ve hallerimizle yüzleşirken bir yandan da sözcükleri karıştırıp eş ya da zıt anlamlı yeni sözcüklere davet ediyor bizi. Toplumcu şiirimizin uslanmaz ve bıçkın damarı giriyor söze ve yeni bir ırmağın yatağında çağlayarak denize ulaşacağı zamanı yokluyor. Yeni şiirlerinde toplumla ve kendiyle yüzleşerek arananlar listesinden bir aile albümü oluşturan İsmail Afacan ile 10HaberKitap okurları için söyleştik.

Arka plandan çok şeyin çağrışımını güçlendiriyor dizeler. İşçiler bir yanda, mülteciler ve çocukluk zamanları bir yanda, aşk ve yalnızlık, yenilgi ve üstüne gitme ısrarı bir diğer yanda. ‘Robot Resimler Albümü’ bir arananlar, bulunamadığı halde aranmaya devam edenler niyetine de okunabilir mi?
Elbette… Son beş yılda toplumsal ve bireysel olarak o kadar büyük travmalar yaşadık ki… Pandemi, sel, yangınlar, deprem ve savaş… Bu süreçte çok fazla kayıplar verdik. Yaralarımızı saramadan yeni yaralar açıldı ruhumuzda. Sadece fiziksel kayıplar yaşamadık, duygular, duyarlılıklar da değişti. Böyle bir atmosferde doğan şiirler yer alıyor ‘Robot Resimler Albümü’nde. Kitap için arama ısrarının albümü diyebiliriz. Hatada ısrarın üslup olduğunu unutmayarak…

Can Yücel’i ustam kabul ediyorum

Bir düşülke var şiirlerinizin saklısında, çoğalıp büyüyor. Serpiliyor bir yandan, toplumcu geleneğin bir yansımışı olarak okuyabilir miyiz bu sezgiyi?
Düşülkesiz olamazdık, yapamazdık. Ben de, şiirim de… İnsan ve edebiyat yaşama ayarlı… Panzehri olmalı yaşadığımız günlerin. Küçük Menderes gibi büklümler çizerek yol almaya devam ediyoruz. Düşülkemize ne çok yakınız ne de çok uzağız. Esas olan yolculuğun kendisi…
Toplumcu şiirin bendeki etkisine gelirsek. Toplumcu şiiri çok seviyorum. Şiir estetiği anlamında Can Yücel’i ustam kabul ediyorum. Düşünce dünyamı 20. yüzyılın sosyalist külliyatı şekillendirdi. Şiirimde toplumcu geleneğin yansıması var ama ayrıştığım yerlerde çok. Topluma duyulan koşulsuz bağlılık, her koşulda umut ve gelecek zamana hapsolma gibi konularda eleştirilerim var. Onları bu tercihlerinden dolayı yadırgamıyorum. Bu duyarlılık bana bugün uzak geliyor.
Şiir anlayışımı öz eleştirel gerçekçilik olarak tanımlıyorum. Şiirime mavi değil gri renk hakim. Duygu olarak ne iyimser ne de karamsar, benim şiirim grimser. Aklın duygusuna odaklanıyorum. Aklın ve duygunun kesiştiği yerde arıyorum düşülkemi…

‘Grimser’, ‘kirmavi’, ‘günesmer’, ‘günanka’ ilk defa sizin şiirlerinizde okuduğumuz sözcükler. Bir okuma zenginliği sunduğu gibi, bir şaşkınlığa da neden oluyor. Bu sözcükler ve yaratım sürecinden bahseder misiniz?
Türkçe buna çok uygun bir dil. Sözcüklerle oynamayı seviyorum. Aynı zamanda bendeki Can Yücel etkilerinden biri diyebilirim. Hareket noktam Can Yücel gibi çağrışımlar… Sözcükleri yan yana getiriyorum. Sözlük karıştırıyorum, eş anlamlı, zıt anlamlı sözcüklere bakıyorum.  Yeni bir anlam bağlamı oluşturmaya çalışıyorum. Umarım bu sözcükler geleceğe kalır.        

Yeni kitabınız bir toplumsal arka plan sunuyor, şiirlerinizde toplumsal trajedilerin sesi gelirken bir yandan da ‘kişisel tarih akordu’ndan bahsediyorsunuz. Toplumsal ve kişisel trajedileri bir sentezde nasıl bir araya getiriyorsunuz?
Bireyi zamandan, mekandan, toplumdan ve sınıfından bağımsız görmüyorum. Yazdığım şiir gücünü öz eleştiriden alıyor. Çelişkinin, çatışmanın ve hesaplaşmanın şiirini yazmaya çalışıyorum. Bunu yaparken zıtlıklardan yararlanıyorum. İyi-kötü, aydınlık-karanlık, yaşam-ölüm, umut-umutsuzluk gibi… Burada amacım ikiliklerden birini seçmek değil, yüzleşmeyi derinleştirmek. Kimse kusursuz olamaz, en ulvi sistem bile… Kusursuz olanı aramak, bulduğunu zannetmek hayal kırıklığına neden olur. Bu arayış hem toplumsal mücadelede hem de bireysel yaşantıda idealizmdir. Toplumsal koşulları, düşülkemi ve yaşam pratiğimi bakarak kişisel tarihimin akordunu yapıyorum. Şiirim de bu sentezden ortaya çıkıyor.

Robot Resimler Albümü
İsmail Afacan
Mahal Edebiyat, 2024
şiir, 48 sayfa

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.