N.G. Kabal: Hayal gücüm beni nereye çekiştirirse oraya gittim

DENİZ YILMAZ

Nagihan Gökçe Kabal ya da okurlarının tanıdığı ismiyle N.G. Kabal. Çok takip ediliyor, çok seviliyor ve çok okunuyor. Güzel Sanatlar Fakültesi’nde mimari restorasyon eğitimi alan Kabal, 16 yaşındayken ilk uzun romanı ‘Gecenin Hikâyesi Aylema’yı yazdı. Aradan pek çok kitap, pek çok seri geçti ve şimdilerde ‘Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik’ serisiyle adından söz ettiriyor. Serinin üçüncü kitabı ‘Deliler ve Cellatlar’ ile öncesinde okunması gereken bir anlamda üçüncü kitabın tanıtımı niteliğindeki ‘ikibuçuk’uncu ara kitap ‘Ejderha ve Yıldız’ı DEX Kitap etiketiyle yayımlayan kitabını ve yazarlık serüvenini konuştuk.

Yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?
Kendimi bildim bileli hayalperest bir çocuktum, kafamda her zaman hikayeleri evirip çeviriyordum. Okuma yazmayı okula başlamadan önce öğrenmiştim ve o zamandan beri de yazmayı hiç bırakmadım.

N.G. Kabal kim, nelerden hoşlanır, neler okur, neler dinler, neler izler?
Kendini ifade etme biçimi de iletişim şekli de yazmak olan biri. Araştırma yapmayı, yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyorum. Mimari restorasyon eğitimi aldım, okul zamanlarımda başlayan tarihi eserlere ve sanata olan ilgimi yazarlığıma katkı olarak kullanmayı seviyorum. Aslında her şey okurum, tarihi kurguları ve modern klasikleri çok seviyorum ama kendimi geliştirmek ve beslemek için her tür okumaya özen gösteririm. Özellikle doksanların pop müzikleri sürekli gündelik yaşamımda arka planda çalıyor ama daha özel zamanlar için çok sevdiğim türküler ve birkaç yabancı müzik listem var. Romantik komedi filmler ve animasyonlar konfor alanım olsa da korku filmlerini de çok severim.

Bir başarı hikayesisiniz; yüz binlerce okurunuz var, hem de yerli yazarların pek de fazla şansı olmadığı fantastik türde, bunu nasıl başardınız?
Çok teşekkür ederim. Kendime çok inandım, özellikle kimsenin inanmadığı zamanlarda. Kendimi ve zihnimi biliyordum ve bunun için doğduğuma inanıyordum. Kitabıma ve anlatmaya çalıştığım her şeye çok güvendim bu yüzden şansımı epey zorladım. İlk başta böyle yoğun bir ilgiye sahip değildim, yıllar içinde ben vazgeçmedikçe çoğaldı. Çok zor bir yol oldu hala da zor aslında çünkü ne kadar başarılı olsanız da sizi aşağıya çekmeye çalışan etkenler oluyor ve olacaktır da. Bazen inatçı olmak zorundayız ki yargıları kırabilelim diye düşünüyorum.

Hayalperest bir çocuk için gökyüzü büyüleyicidir

‘Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik’ serisi şu anda her yerde; üçüncü kitap ‘Deliler ve Cellatlar’ çıktı, hatta bir de ‘ikibuçuk’uncu ara kitap ‘Ejderha ve Yıldız’ var. Bilmeyenler için seriyi bize kısaca anlatmanızı istesem?
Hayalperest bir çocuk için gökyüzü büyüleyicidir, ne zaman başımı kaldırsam bu beni gülümsetiyordu. Çocukluğumun bir kısmı Adana’da bir köyde geçti, anneannem ve dedemle birlikte kalıyordum. Adana’da evlerin damında uyudukları çardaklar olur ve gökyüzü harika görünür. Dedem o çardakta bana yıldızları öğretmişti. Kitabın temeli o günlere dayanıyor. Büyüdükçe gökbilimine, astroloji ve astronomiye ilgim arttı. Onlar da beraberinde mitolojiyi getirdi. Ben de bütün bunları harmanlayarak bir kurgu yazdım. Yarattığım evrende yıldız tozundan var olan alfinler var, burçlara göre krallıklara ayrılıyorlar ve gökyüzünden güç alıyorlar. Lordlar, Vârisler, Tanrıçalar, mitolojik yaratıklar, nagueller ve tabi ki taht mücadelesi ama bunun için verilen savaş daha çok psikolojik oluyor.

Serinin felsefesiyle ilgili ne söylersiniz?
Gücün ve güçsüzlüğün kimi zaman zıt anlamlara gelebileceğini görüyoruz. Çok şeye sahip olmak bizi zayıf kıyabildiği gibi hiçbir şeye sahip olmamak da bazen çok büyük bir güçtür. Her şey bir sebepten ötürü var olur ama hiçbir şey ilk haliyle kalmaz. Özellikle kişisel bağlar ve ilişkiler değişir, dönüşür. Basit olanı nasıl zorlaştırdığımızı görüyoruz karakterlerle birlikte. Bir arada yaşamanın mümkün olduğunu ama buna nasıl sırtımızı döndüğümüzü. Evren yaşamın sırları ile dolu ama biz ondan daha iyi olduğumuza inanıyoruz ve asırlardır yanılmamıza rağmen ders çıkarmıyoruz.

Okurlarınız sizi çok seviyor, bunun sırrı nedir?
Benim kitaplarıma olan bağlılığımı hissettiklerini düşünüyorum ama en önemlisi aynı hisleri paylaşıyoruz. Ben anlaşılmak için yazıyorum ve onların da buna ihtiyacı var. Birinin onlarla aynı hisleri paylaştığını görmek, hiç tanışmadıkları birine karşı sevgi beslemelerine neden oluyor. Benzer ruhların birbirine rastlaması nadirdir ve biz buna sahibiz gibi görünüyor…

Yine yıldızları izleyeceğim

Kitaplarınız gerçekten fantastik türde dünyaca ünlü seriler kadar zengin, aşk, macera dolu; mitoloji, astroloji ve felsefe de var.
Yazdığım her kitabın bir meseleye değinmesi ve içerik olarak zengin olması benim için önemli. Okuyup geçilecek kitaplar değil durup düşündüren kitaplar yazmak istiyorum ve tüm çabam bu yönde. Akılda kalsın, ruhlara dokunsun ama aynı zamanda bu nedir diye merak uyandırıp araştırmaya yönlendirsin istiyorum ve bunun için her kitabıma çok titizlikle çalışıyorum.

Önümüzdeki günlerde N.G. Kabal neler yazacak?
Hayal gücüm beni nereye çekiştirirse oraya gittim, yine yıldızları izleyeceğim gibi görünüyor. Yeni bir fantastik serinin hazırlığını yapıyorum ve bu konuda çok heyecanlıyım.