Türk romanının kurucu adlarından Halid Ziya Uşaklıgil'in Fransız yazarlardan çevirdiği 22 ve kendi yazdığı sekiz öyküden oluşan 'Nâkil', 131 yıl sonra ilk kez Latin alfabesiyle çıktı. Onun edebiyatımıza getirdiği moden bakışın kaynağı, bu öyküler.
Halid Ziya Uşaklıgil denilince akla romancılığı gelir. Türk romanının kurucu adlarındandır, bence gerçek anlamda kurucusudur. Türk edebiyatında roman olarak tanımlanabilecek ilk eserleri kaleme almıştır. Başta ‘Aşk-ı Memnu’ olmak üzere romancı kimliği o kadar güçlüdür ki başta hikaye olmak üzere mensur şiir, tiyatro, deneme ve inceleme alanlarındaki eserleri gölgede kalır ve pek fark edilmez. Oysa üstad 1883’de Hazîne-i Evrak’ta yayımlanan ilk yazısı ‘Deniz Danası’ndan 1945’deki vefatına kadar çok verimli bir yazarlık yaşamı olmuş, birçok eser vermiş velut bir yazar.
Halid Ziya’nın okuma aşkı çocukluk çağlarında başlıyor ve özel hocalardan aldığı Fransızca öğrenimi ile birlikte gelişiyor. Biyografilerinde Paris’ten getirtilen klasik, romantik ve naturalist yazarların eserlerini okuduğu belirtilir. Halid Ziya’ya Fransızca eğitiminin bir parçası olarak edebiyat eserlerinin Türkçeye çevirileri de yaptırılmış. Hocalarının yardımıyla Ponson de Terrail’ın bir romanını Türkçeye çevirdiği biliniyor.
Halit Ziya, Ermeni Katolik rahiplerinin açtığı Özel Mechitariste Okulu’nda okumaya başlamasıya birlikte Fransız edebiyatına ilgisi daha da artmış ve okulda Eugène Sue, Jules Verne, Louis Figuier, Camille Flammarion, Paul Féval, Alexandre Dumas, Eugène Scribe, Racine gibi yazarların eserlerini okumuş. Dumas, Scribe ve Racine’den tercümeler yapmış. Çeviriyi sevdiği, yazarlığıyla birlikte çevirmenliği de sürdürdüğü anlaşılıyor. Çocukluk çağlarında başlayan çeviri tutkusunu şu sözlerle dile getirmiş;
“Artık delice bir hevesle, birini bırakıp ötekine koşarak, bir oyuncak dolu masanın önünde kendisini şaşırmış bir çocuk hâliyle tercümeler yapmaya başladım.”
İlk çevirileri 1884’te Envâr-ı Zekâ’da yayımlanmış. 1884’de Bıçakçızâde Hakkı’yla birlikte çıkarmaya başladıkları Nevruz dergisinde Alfred de Musset, Victor Hugo gibi Fransız romantiklerinden nesir halinde şiir tercümeleri, Louis Figuier’den popüler fennî yazılar ve derginin ilâvesi olarak George Ohnet’nin ‘Demirhane Müdürü’ adlı romanını yayımlandığı belirtiliyor biyografilerinde.
Fransız edebiyatına ilgisi o kadar büyük ki işi Fransız edebiyatı tarihi yazmaya kadar vardırmış. 1885’de Kitapçı Arakel’in teklifiyle Fransız edebiyatı tarihi yazmaya başlamış. Kısa sürede yazdığı eserin birinci cildi yayınlanmış ama anlaşmazlık nedeniyle arkası gelmemiş.
1886’da Tevfik Nevzat’la birlikte çıkarmaya başladığı Hizmet gazetesinde roman ve hikaye çevirileri, dünya edebiyatı hakkında makaleleri yayımlanmış. Bu dergide yayımlanan çalışmalarıyla edebiyat dünyasının ilgisini çektiği söylenir.
Fransızca bilgisi ve çeviri yeteneği onun meslek hayatını da belirlemiş. İzmir Rüşdiyesi’nde Fransızca, 1886’da açılan İzmir İdâdîsi’nde Fransızca, Türkçe ve edebiyat öğretmenliği, Osmanlı Bankası’nda tercümanlık ve muhasiplik yapmış. 1893’de Reji Muhâberât-ı Türkiyye ve Tercüme Kalemi müdürü olmuş. 1901’de Dârülfünun’da Batı edebiyatı tarihi ve estetik dersleri vermiş. Ama bu yoğun çeviri faaliyetinin ürünleri pek kitaplaşmamış ve dergilerde kalmış. Biyografisinde çeviri eserleri olarak Louis Jacolliot’dan Esrâr-ı Serendib ve çeviri hikayeler derlemesi olan Nâkil görülür.
Halid Ziya Uşaklıgil’in Fransız edebiyatından çevirdiği 22 ve kendi yazdığı sekiz öyküden oluşan ‘Nâkil’, 1893 – 1895 yılları arasında dört cilt olarak yayınlanmış. Bu kitapta yer alan öyküler daha önce dergilerde yayınlanan çalışmalarının bir derlemesi. Bu dört cildi genç çevirmenin çalışmalarının bir arada görünmesini sağlamak için yayımlattığını düşünebiliriz.
Nâkil’de 19. yüzyıl Fransız yazarlarının öyküleri yer alıyor. Guy de Maupassant, Alphonse Daudet, Emile Zola gibi klasikleşmiş yazarların yanı sıra dönemin önemli Fransız yazarlarından öyküler de yer alıyor. Hepsi oldukça gerçekçi öyküler.
‘Nâkil’ ilk yayınlanmasından 131 yıl sonra, Dr. Berna Sevindik‘in çalışmasıyla ilk kez Latin alfabesiyle tek ciltte toplanmış. Timaş Yayınları’ndan çıkan ‘Nâkil’in hem Halid Ziya’nın çevirmenliğini tanımak hem de hikayeciliğinin ilk örneklerini görüp nasıl geliştiğini öğrenmek açısından önemi var kuşkusuz. Ama esas önemi yazarın Batı ve özellikle Fransız edebiyatıyla kurduğu bağ ve bu bağın yazarlığına nasıl bir etkisi olduğunu anlamak açısından somut örnekler olmaları.
Dr. Berna Sevindik, önsözde Halid Ziya’nın Fransız edebiyatından çevrilmesi gereken 50 yazarlık bir liste hazırladığını, seçtiği yazarların üslup ve tür bakımından birbirinden farklı olmasına dikkat ettiğini yazıyor. Halid Ziya, çeviri yaparken uyacağı kuralları da not etmiş.
Halid Ziya’nın çevirmeyi tercih ettiği öyküler, onun yazarlığını ve Türk edebiyatına getirdiği modern bakışı anlamamızı sağlıyor. Öykü ve romanlarındaki gerçekçi bakışının kaynağının bu eserler olduğu anlaşılıyor. Türk edebiyatının dünya edebiyatlarıyla ilişkisinin ve çeviri anlayışımızın adaptasyonlarla geliştiği biliniyor. Türk edebiyatının ilk romanlarının ve öykülerinin ne kadar adaptasyon, ne kadar özgün eserler olduğu tartışmalıdır ve araştırılmaya değer. Halid Ziya, adapte edip öyküleri sahiplenmek yerine çevirmeyi yeğlemiş. Bu etik tutum onun yazarlık anlayışını da belirlemiş.
Tüm bu bilgiler bir yana ‘Nâkil’de Fransız edebiyatının temel taşını oluşturan yazarlardan seçilmiş ve Halid Ziya’nın nefis Türkçesi öyküler yer alıyor. Sadece edebiyat zevki almak için bile okunabilecek bir derleme.