Netflix dizisine ilham olan DeadEndia: Bir garip paranormal park

DENİZ YILMAZ

2022 yılında Netflix’te yayına giren ve iki sezon olarak yayımlanan ‘Dead End: Paranormal Park’, yayınlandığı dönemde adından söz ettirmişti. Bu animasyon dizinin çıkış noktası olan çizgi roman ‘DeadEndia: Paranormal Park’, Karakarga Yayınları tarafından yayımlandı.
2013 yılında Kingston Üniversite’sinden mezun olan ve mezuniyetinden sonra BBC, Cartoon Network, Disney ve Nickledoeon için işler üreten Hamish Steele, ‘DeadEndia’nın yayımlanma hikâyesini kısaca şöyle aktarıyor:

“’DeadEndia’, başlangıçta çizgi romandan animasyona ardından çizgi romana ve tekrar animasyona varan ilginç bir yolculuk yaşadı. Barney ve Norma’nın ilk görünümleri, ‘Katletme Vakti’ isimli başarısız bir çizgi roman ile başladı. Hikâyede Barney gizemli bir savaşçı tarafından post-apokaliptik bir gelecekten aranır ve çeşitli tarihi savaşçılarla mücadele etmeye mecbur bırakılır.”

Barney ve Norma’nın tanışma hikâyesinden önce bütünlüklü olarak baktığımızda çizgi romanın öne çıkan en belirgin özelliği karakterlerin karmaşık duygusal gelişimlerini çok iyi yansıtması ve yaşanan maceraların temelinde yatan büyünün sebebini anlamaya çalışırken LGBTQ+ romantizmi ile harmanlanmış garip bir iş yerinde geçen komedi ve doğaüstü korku macerasını bir araya getiriyor olması.

‘DeanEndia’ en temelde Barney Guttman’ın hikâyesini anlatıyor. Ailesi, Barney’nin trans kimliğini tam olarak kabullenmekte zorlanır ve bu durum Barney’in köpeği Pugsley’le evden ayrılmasına sebebiyet verir. Norma sayesinde Phoenix Parks’ta bir iş buluyor. Phoenix Parks, bir eğlence parkı ve gizemli bir şekilde genç kalan aktris, şarkıcı Pauline Phoenix’in uzun yaşamı ve kariyerinden ilham alıyor.

Pauline Phoneix, gizemli bir karakter. Kimse onu görmüyor ancak meşhur bir şarkıcı. Uzunca zamandır hayatta ve kurduğu eğlence parkı insanların akınına uğruyor. Barney ve köpeği Pugsley, parkın korku evinde iş buluyorlar ve kendi evinden ayrıldığından kalacak yer olarak bu eve gizlice taşınıyorlar. Fakat Barney, evin cehennemin şeytani düzlemlerine bir portal içerdiğinden habersizdir. Ve evde tek kalan kendisi de değildir. Yeni oda arkadaşı yaklaşık 912 yaşındaki genç şeytan Courtney’dir. Bu kızıl ev arkadaşı düzenlediği partiye portal aracılığıyla bir şeytan kralını davet eder ve olaylar çığrından çıkar. Partiye davet edilen Temeluchus, Courtney’den kurban ister. Courtney de kurban olarak kahramanlarımız Barney ve Norma’yı sunar. Ancak beklenmedik şey olur, Norma Pugsley’i şeytan krala teslim eder.

Barney bu duruma artık ailesi olarak gördüğü zavallı Pugsley’in Temeluchus tarafından zaptedilmesiyle yıkılır. Zavallı Pugsley vesilesiyle dünyaya adım atan bu şeytan, dünyaya terör saltanatı sürmeye niyetleniyor. Dünyayı kurtarmak da bizim kahramanlarımıza düşüyor.

Durumdan kurtarmak için bir yarış başlıyor, bu terör saçan şeytan bir fotoğraf karesine hapsediliyor ancak ufak, tatlı köpeğimiz Pugsley’de tuhaf ve sihirli yan etkiler bırakıyor. Artık konuşabilen, kitap okuyabilen ve büyü yapabilen bir büyücü oluyor Pugsley. Ve hikâyemizin en tatlı kahramanı oluveriyor.

Sonraki bölümlerde farklı karakterlerle tanışıyoruz ve her birinin hayat hikâyelerini öğreniyoruz. Her bölümde şeytani karakterlerin dünyaya sızma çabaları Pugsley, Norma ve Barney’in çabalarıyla engelleniyor. Karakterlerin kullandığı esprili dil, Barney’in platonik aşkı, korku evinde rehber olan Norma’nın korkuları bizi seriye sıkı sıkıya bağlıyor. Serinin neden çok okunduğunu, neden animasyon diziye uyarlandığını anlıyoruz.

‘DeadEndia’ serisi, kullandığı karakterlerle LGBTQ+ topluluğunun temsili açısından da önemli bir yere sahip. Diğer yönüyle Steele’in eseri, hem yetişkinler hem genç yetişkinler ve korku türüne ilgi duyanlar için de ideal bir okuma sunuyor.
Netflix uyarlamasının çıkış noktası olması nedeniyle ayrı bir kıymeti olan ‘DeadEndia: Paranormal Park’, çizgi roman severler için hem korku hem macera türünde nitelenebilecek bir eser.

Hızlı akan bölümleri, bol koşturmacalı bol büyülü ve zamanlar arasında sık sık dolaştığımız eğlenceli bir metin.