Ortadoğu’da Bir Ülkenin Acil Durum Alarmı: Bu bir Süreyyya Evren kitabıdır

28 Nisan 2024
Bu haber 3 hafta önce yayınlandı

Gündelik olanın absürde varan doğallığı içinde soğukkanlı bir heyecana sürüklüyor Süreyyya Evren’in kitapları. 'Ortadoğu’da Bir Ülkenin Acil Durum Alarmı' da bu soğukkanlı üslubun ‘yakıcı, kavurucu’ romanı. Güncel bir hazine! Üstelik macera dolu.

Süreyyya Evren

Süreyyya Evren Türkiye’de yaşıyor, Türkçe yazıyor ve herhangi bir dalda yarışmıyor! İlk ikisini bilenlerimiz vardır, üçüncüsünü de ben uydurmuş olayım ama, değil! Onun kendisini şair, romancı, öykücü, eleştirmen ve dahası olarak adlandırdığını hiç duymadığım için, aslında çoğun kötü niyetle kullanılan bir fiilden, bir kadın eleştirmen yıllar evvel benim şiir yazmadığımı söylemek için ‘üretiyor’ demişti, bu fiilden bir iyilik çıkarmak istiyor ve Süreyyya Evren’e ‘yazı ve sanat üreticisi’ demek istiyorum.

Görülmeyecek gibi değil, görülüyordur ama, okur denilen o ‘mutlu azınlığa’ yazan biri aynı zamanda, belki de öncelikle yazarlara yazıyordur. SE’nin yenilikçi tutumu bunu söylemeyi gerekli kılıyor. Son şiir kitabı ‘Houdini’den Sonra Ölüm’deki (Pan, 2022) biyografisine bakınca, baştan beri okumuş olduğumu gördüm onu, belki kitabın adından belki yeni bir yazarı tanıma isteğinden okumuşum ilk kitabı ‘Postmodern Bir Kız Sevdim’i (1993). Yeniden okumadım ama bu ilgiyle pek çok kitabını okudum, okuyorum. Bazen benden gizli yayımladığı kitapları da buluyorum ve o zaman daha çok seviniyorum, örneğin ‘Tercüman’ı (2014) rastlantıyla gördüm ve yıllar sonra okudum, sonra da şöyle düşündüm: Ezberbozan desem tam da bu kavramı içeren bir ezber olacak, alışkanlık yapmayan diyeyim daha sıradan olsun, bir kitabını daha okumuş oldum. SE hakkında ilk söyleyeceğim budur.

SE, edebiyatın günümüzde kapsadığı, postmodernden fantastiğe çeşitli kavramlarla tanımlanan türlerden mürekkep bir külliyat oluşturmuş. Her birinin özel bir tanım gerektirmediği bu yapıtlar, ne türde yazılmış olursa olsun, olaylar nerede ne zaman geçiyor, belki de geçmiyor, olursa olsun, sanki gizli bir bağlantıyla, yeraltı kanalıyla birbirlerine bir biçimde bağlanıyorlar, olmadı göz kırptıklarını görüyoruz.

‘Bu bir Süreyyya Evren kitabıdır’ adlı bir kitap yazmadı daha, ama yazdığı hemen tüm kitaplar bu görünmeyen üstbaşlığı taşıyorlar.

Gündelik olanın, sıradan da tabii, absürde, saçmaya varan doğallığı içinde soğukkanlı bir heyecana sürüklüyor SE’nin kitapları okuru. Edebiyatın bizdeki ‘güney aksanlı’ sıcaklığını düşünürseniz, nerdeyse başka türden bir coşkunun toprağında ve dilinde yazdığı sanısına kapılırsınız onu. Oysa güneyin tuttuğu geniş alandan ötürü fazla görünür olmayan bir yerden, dilin kuzeyinden yazıyor SE, yine buradan ve ‘tarıma elverişli olmayan’ kayalık ve sert bir kara parçasından.

Yapıtlarını okur denilen o ‘mutlu azınlığa’ yazıyor elbette, ama bu ‘uçsuz bucaksız azınlığa’ yazdığı anlamına da gelmiyor her zaman. “Yüce Türk milletine ve tüm İslam alemine” adadığı ‘Başbakan’ın Krallığı’ (2013) adlı küçük romanı, “Cem’in bir türlü yayıncı bulamayan öykü kitabı sorunu” etrafında, zamanın Ermeni sorunundan Kürt sorununa, Gazze’den İttihatçılar’a, Abdülhamid’e, ve o günlerde pek moda olan ‘okyanus ötesi’ne selam yollamaya kadar pek çok göndermesiyle, ‘sıcak gündem’e de ‘atıflarda bulunarak ilerliyor’ diye bir klişe cümle kuralım.

Minimal bir anlayış ve çevreye ve kendisine ait bir zamana odaklanmış gibi görünmesine karşın, güncel olanı da hemen hiç ihmal etmeden yazması, kuşkusuz ‘tuhaf’ değil ama, edebiyat kamusunda da çok yaygın hareketlerden sayılmaz! Burada ‘tuhaf’ olan bizim buna şaşırmamız, oysa SE nerdeyse tüm yapıtlarında işte bu, şimdi pek görüldüğünü söylemeyeceğim ama inatla, kararlılıkla ve soğukkanlılıkla biriktirdiği, eklediği, büyüttüğü ‘tuhaf edebiyat’ın verimlerini dört koldan ‘üretiyor’.

Bir yıl sonra yayımladığı ‘Tercüman’ (2014) romanı da, birbirlerine gizlice bağlanmış duygusu veren yapıtlarından. Kaybedenler, tutunamayanlar türünden bir mağdur şahıslar edebiyatı yapmayacağım burada, zaten SE külliyatının kaşları hemen çatılır buna, ama göz önünde olduğu için görmediğimiz, farkına varmadığımız, hiçbir şeye saymadığımız şahısları tutup getiriyor önümüze, belki de bunca sıradan insan kalabalığıyla onun kitaplarında karşılaşmanın şokudur yaşadığımız.

Ee insan biraz da hayıflanıyor, mahcup oluyor bu pek roman kişisi sayılmayan kişileri okuyunca romanda. Başka bir romanda görsem ‘antikahraman’ derdim ama, SE romanlarında ve öykülerinde müşterek tapu sahibi gibi hepsi de!

Sanat, anarşizm, kültür, politika konularındaki sayısız kitabına değinmiyorum, ’23 Nisan Ağıdı’ (2010), ‘Ebu Garib Neşesi’ (2011), ‘Bir Avuç Adalet’ (2013) adlı şiir kitaplarını hatırlatıyorum.

Daha ilk kitaplarından ‘Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üzerine Kısa Bir Roman’ı (1994) unutamıyorum. Bir metinlerarası mı desem şairler-yazarlar-yapıtlararası mı, arkasındaki dizinden mi söz etsem yoksa kitabın adı olan Oktay Rifat’ın şiir kitabından mı? Sanırım hepsinden.

Soluksoluğa, büyük bir keyifle okuduğum ‘Yakınafrika’ (2018) romanı da özel bir yazıyı hak ediyor.

‘Evsel Dönüşüm’de (Can, 2019) topladığı öyküleri, bana kalırsa Türkçede yazılmış en heyecanlı öyküler arasında. Neyin heyecanı? Cesaretin, farklılığın, beklenmeyenin öyküleri ki her genç, hatta gençolmayan öykü yazarına da ‘bak bu da öykü’ deyip okutulması zorunlu bir toplam!

‘Hurra Aşağılara, Yokuş Aşağılara!’ (Can, 2021) romanını okuyan biri, bu kitaptaki ‘roman ve söz arkadaşları’nın çılgın yorumu karşısında ne yapar bilmem, ‘okuyucuyu canevinden vurmak’ da buna mı derler, onu hiç bilemem!

En yeni kitabı ‘Ortadoğu’da Bir Ülkenin Acil Durum Alarmı’ (Can, 2024), soğukkanlı bir üslubun, evet ‘yakıcı, kavurucu’ romanı. Özetle ‘bu ateş hepimizi yakar!’

Bu yazı, Süreyyya Evren kitaplarını okumaya bir giriş, başlangıç, biraz da davettir. Nerden başlamalı diyenler için romanları, öyküleri, şiirleri ve diğerleri diye bir sıralama da yapabilirim. Ama karışık okumanın tadını da çıkarın derim! Ne demekse: Güncel bir hazine! Üstelik macera dolu!

Ortadoğu’da Bir Ülkenin Acil Durum Alarmı
Süreyyya Evren
Can Yayınları, 2024
roman, 176 sayfa.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.