Olivier Tallec’in 'Sincap Olmak İstemiyorum' ve 'En En İyi Arkadaşım' adlı şimdilik iki kitablık serisi, baş karakteri kızıl sincapla unutulmazlar arasına girecek türden. Enfes çizimler eşliğinde eğlenceli, içe işleyen hikayeler bunlar.
‘Koyunlar Kralı I. Louis’, ‘Hayalimdeki Hediye’, ‘Büyük Kurt- Küçük Kurt’, ‘Rita ve Adsız’ serilerinden tanıdığımız Olivier Tallec’in sadece çizimlerini seyretmek bile başlı başına mutluluk sebebi. Buna bir de mizahı baş tacı ettiği, eğlenceli ve bir o kadar insana dair hikâyeler eklenince nasıl bir keyfe dönüştüğünü varın siz düşünün.
Tallec’in şimdilik iki kitaplık serisi, baş karakteriyle de unutulmazlar arasına girecek türden. ‘Sincap Olmak İstemiyorum’da, her an far görmüş tavşan şaşkınlığıyla bakan, pofuduk kuyruklu, fazla sorgulayan, biraz depresif biraz çılgın ve hiç de mükemmel olmayan kızıl sincap şimdiden gönlümüzü fethetti.
Nehirde kendi yansımasını görüp aşık olan Narkissus’un hikâyesini bilirsiniz. İşte, küçük sincap tam da bu sahneyle karşılıyor bizleri. Ama bırakın kendine aşık olmayı kendi olmaya en ufak tahammülü yok. “Artık sincap olmak istemiyorum” diyor, “Asla!”
Hangimiz seçme şansımız olsa bir başkası olmayı düşünmemiş, bir anlığına da olsa bunun hayalini kurmamışızdır ki. Günlerini daldan dala zıplayıp kozalak arayarak geçirmekten sıkılan, varoluşundan hazzetmeyen sincap da bu hayale dalıp gidiyor. Mesela neden bir kunduz olmasın ki? Hayatları çok daha heyecanlı. Ya da görkemli boynuzlarıyla asil mi asil bir geyik. Kim bilir, belki de hayalini kurduğu hayata kirpi olarak kavuşacak. Yok yok, yarasa, hayır, kurbağa, yoksa salyangoz mu?
Saymak bile baş döndürücü değil mi? İnanmayacaksınız ama küçük sincap tüm bunları ve daha fazlasını hayal etmekle kalmıyor, tek tek deniyor. Komik mi komik, bu sefer kim olacak, hangisinde karar kılacak diye sayfaları merakla çevirdiğimiz bir macera başlıyor böylece.
Ama işte… Keşke kunduzların hayatı o kadar yorucu olmasaydı, geyikler sürekli koşmak ve saklanmak zorunda kalmasa, kirpilerin solucan yemeleri gerekmeseydi. Sincap mutluluğu başka hayatlarda arayadursun biz serinin ikinci kitabı ‘En En İyi Arkadaşım’a geçelim.
“Bu sabah yürüyüş yaparken bir en iyi arkadaş buldum.” Bunu söylerken bir kütüğün üstünde yalnız başına oturan mantara bakıyor uzaktan, kızıl sincap. Uzun zamandır bir en iyi arkadaş aradığı için çok ama çok mutlu oluyor. Sonuçta insanın bir sürü arkadaşı olabilir ama sadece bir tane en iyi arkadaşı olur. En azından sincaba göre öyle.
Olivier Tallec’in çizdiği arkadaşlık sahneleri o kadar güzel ki; Sincap ve mantarın birlikte güneşin yansıdığı su birikintilerini keşfetmeleri, düşen sonbahar yapraklarını izlemeleri, kışın ilk kar tanelerini birlikte karşılamaları içe işliyor, birlikte geçirilen anların kıymetini hatırlatıyor.
Fakat biliyorsunuz, sincap ikircikli, her mevzuyu ince ince didikleyen bir karakter. Günün birinde aralarına sinek Momo katıldığında neler hissettiğini tahmin edersiniz. Aslında üçü birlikte gayet güzel vakit geçiriyorlar. Sincap ikisiyle ayrı ayrı da mutlu oluyor ama hangisinin en iyi arkadaşı olduğu sorusu takılıyor bir kere kafasına.
Tallec, her arkadaşlığın değerli olduğunu, her birinin benzersizliğini vurgulayarak anlatıyor. Biriyle sessizce bulutların süzülüşünü izlemek ne kadar güzelse bir diğeriyle koşturup taş sektirmek de o kadar mutluluk verici olabilir. Bir de aranıza dördüncü katılırsa iskambil bile oynayabilirsiniz!
Sincap Olmak İstemiyorum
Olivier Tallec
Çeviren: Göyçen Gülce Karagöz
Hep Kitap, 2024
4-7 yaş, 36 sayfa.