Suat Gönülay’dan gerçeküstü grafik roman Harabe ve Labirent

16 Nisan 2024

Usta çizer Suat Gönülay’ın grafik romanı 'Harabe ve Labirent', 'Kayıp Şehir' isimli kitabı için araştırma yaparken kendini rüyalar âleminde, mitoloji ve kadim masallar içinde cebelleşirken bulan haber spikeri İsmail'in hikayesi...

Suat Gönülay

DENİZ GÜNEŞ ÖZALMETE

1965 yılında Samsun’da doğan Suat Gönülay, çizgi dünyasına ‘Lak-Lak’ mizah dergisinde yaptığı çizimlerle başlamış. Gırgır ve Fırt dergilerinde de karikatürleriyle yer alan Gönülay, Gırgır’da başladığı çizgi romana Limon dergisinde devam etmiş. Akabinde Hıbır, Avni ve Dıgıl dergilerinde çalışmış, bir dönem Dıgıl’ın editörlüğünü de üstlenmiş. Sinema ve TV çalışmaları nedeniyle çizgi romana ara vermek zorunda kalan Suat Gönülay, L-Manyak, Penguen, Rodeo Strip gibi dergilerde arada bir görünmeye devam ediyor. Haftalık mizah dergilerinde ‘devamı haftaya’ konseptiyle uzun soluklu öyküleri sinematografik bir biçimde çizen Gönülay, çizildiği dönemde özellikle ‘Sultanahmet’in Kamburu’, ‘Baltalar Elimizde’, ‘Hayatım Roma’, ‘Örtmenim Canım Benim’ adlı çalışmalarıyla dikkat çekmiş.

L-Manyak’taki çalışmalarından biri olan ‘Adolf’, 2003 yılında Yunanistan’ın Selanik kentindeki ‘Kültür olimpiyatları’ kapsamında, Türk çizgi romanını temsilen sergilenen Suat Gönülay, ‘Hayatım Roman/Baltalar Elimizde’, ‘Ben Yaşarım’, ‘Sonsuz Cuma Günü’ ve son olarak 2013 yılında çıkan ‘Halkım İstesin Hemen’den uzun bir sonra yayımladığı ‘Harabe ve Labirent’ Karakarga Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu.

Takıntıyla yazmaya çalıştığı ‘Kayıp Şehir’ isimli kitabı için araştırma yaparken kendini rüyalar âleminde, mitoloji ve kadim masallar içinde cebelleşirken bulan haber spikeri İsmail’in hikayesini anlatan ‘Harabe ve Labirent’, okuru kutsal kitapların, mitlerin ve İsmail’in tüm bunları birbirine eklemleyerek çıkardığı akıl sınırlarını zorlayan sonuçlar arasında dolaştırıyor.

Bir televizyon kanalında sabah haberlerini sunan İsmail, her zamanki rutinini yerine getirmek için işe gider. Teleprompter’dan akan haberleri seyircilere aktarırken araya bir ‘son dakika’ gelişmesi sıkıştırır. Bu acil haberde İsmail, yaratılan ilk kadın Havva’nın nerede öldüğü bilgisine ulaşıldığını açıklar. İş bitimi ‘son dakika’ haberinin metnini yönetmeninden isteyen İsmail, böyle bir metnin okunmadığı, bültende yer almadığını öğrenince ufak çaplı bir şok yaşar. Eve döndüğünde sorunlu bir ilişkisi olduğu karısı Sema’yla yaptıkları tartışma yüzünden ‘Havva’nın nerede öldüğü’ konusu o an için İsmail’in aklından çıkar. Ertesi gün işte yine kanala gider. Bu kez de haberleri kekeleyerek okur ve bu esnada da arkasındaki dekor üstüne düşer. Adı konulmamış tuhaflıklar silsilesi de böylece başlamış olur.

İsmail’in uzun süredir üzerinde çalıştığı kitabı ‘Kayıp Kent’ için yaptığı incelemelerde ‘Havva’nın ölümü’ meselesini atlamıştır. Hikâyenin çıkışının burada olduğunun farkına varan İsmail, konuyu derinleştirdikçe yeni kapılar bulur. O kapılar başka kapılara açılır, rüyalar, masallar, mitler, kutsal kitaplardaki sembollerle dolu karmakarışık bir âlemin içine dalarak her biri, bir diğeriyle ilintili bulgularıyla gerçekle gerçeküstü bir sürecin içine girer.

Suat Gönülay, ‘Harabe ve Labirent’te, üzerine çokça çalışılmış bir grafik roman sunuyor okura. İsmail’in başına uzun bir süredir tebelleş olan tuhaflıklar, İsmail’in ‘Havva’nın ölümü’ meselesini önüne koymasıyla beraber, okur da İsmail’le birlikte bambaşka bir dünyanın peşinden gidiyor. ‘Kadim lisan’ı öğrenmek kaydıyla…

Harabe ve Labirent
Suat Gönülay
Karakarga Yayınları, 2024
grafik roman, 216 sayfa.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.