Sultanın Saatçisi: Saray saatçiliğinden Çorum’a sürgüne üç kuşak Meyer’ler

10 Eylül 2024

Serkan Yazıcı'nın 'Sultanın Saatçisi - Meyer Saatlerinin Asırlık Öyküsü', 1876'da Yıldız Sarayı’nda işe başlayan, zorluk yaşadığında bile Türkiye'yi terk etmeyen saatçi Johann Meyer ve ailesinin üç kuşak hikayesini anlatan, soluksuz okunan bir kitap.

Sultanın Saatçisi

Tarihçi yazar Prof. Serkan Yazıcı, ‘Sultanın Saatçisi’ kitabında Meyer Saatleri’nin kurumsal tarihini bize aktarırken Meyer ailesinin Osmanlı’nın son dönemleri ve Cumhuriyet tarihiyle iç içe geçmiş serüvenini de anlatıyor. Unuttuğumuz, hiç bilmediğimiz, kaybolmuş bir zamanın peşinde akrep ve yelkovanı soluksuzca izliyoruz. İster nostalji lensiyle bakalım ister mekanik bir düzeneğe hayran bir yürekle, bir saat hiçbir zaman sadece bir saat değildir.

“Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır… Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur.”

Berlin’de saatçilik eğitimi aldıktan sonra Osmanlı sultanı tarafından verilen bir iş ilanına başvuran genç Johann Meyer, 1876 yılında kendini Yıldız Sarayı’nda bulur. Artık kendisine sarayın, şehzadelerin, hanım sultanların, nazırların, devlet ricalinin ve komutanların saatleri emanet edilir. Ancak entrikalarla dolu saray hayatı ona göre değildir. Bir suikast komplosunun içine çekilmeye çalışıldığını görünce derhal sarayı terk eder ve Karaköy’de kendi saatçi dükkânını açar. Saray saatçisi olarak ünlendiği için müşteri bulmakta zorlanmaz ve saray erkânına hizmet etmeye devam eder.

Ayar gerektirmeyen bir ezani saat tasarladı

Bir yandan saat tamiri ve ticaretiyle uğraşırken öbür yandan da ayar gerektirmeyen bir ezani saat tasarımıyla uğraşır. Gayretlerinin meyvesi olarak, alaturka ve alafranga saatlerin bir birleşimi olan saatini padişaha sunar. Sultan II. Abdülhamid, Meyer ailesinin en büyük hazinesi olacak bir iftihar madalyası ve beratla Johann Meyer’i taltif eder.

“Bu saatin bir örneğinin kullanım kılavuzu niteliğindeki belgeyle birlikte padişaha takdim edildiği anlaşılmaktadır. Ancak günümüzde Dolmabahçe de dâhil hiçbir sarayın koleksiyonu içinde bu saat yer almamaktadır.”

I. Dünya Savaşı sonucunda Almanya vatandaşı olan Meyer ailesi büyük güçlükler çekse de çok sevdikleri İstanbul’dan ayrılmazlar. Johann Meyer’in vefatının ardından oğlu Emil Meyer işin başına geçer ve genç Cumhuriyet’in bakanlarına ve ileri gelenlerine hizmet etmeye başlar. İşini büyüten Emil Meyer, fabrikalar ve bekçiler için de saatler üretmeye başlar. Ta ki II. Dünya Savaşı sonrasında Almanya yenilene kadar…

II. Dünya Savaşı sonrası Çorum’a sürgün

Almanya’nın yenilgisinden sonra müttefiklerin isteği ve zorlamasıyla Türkiye’de yaşayan Alman vatandaşları ya Almanya’ya geri dönmek ya da Anadolu’da kurulacak kamplarda kalmaya mecbur edilirler. Türkiye’yi vatanları bilen Meyer ailesi ise her türlü güçlüğe göğüs gererek Almanya’ya gitmeyi reddeder. Ellerinde bir bavulla Çorum’a sürülen Meyer ailesi ve diğer Almanları karşılayan Emniyet Müdürü, şu ifadeleri kullanır:

“Siz burada enterne edileceksiniz, fakat öyle kamp mamp yok! Sizleri kampa kapatmayacağız! Biz sizinle Birinci Dünya Savaşı’nda kader birliği etmiştik! Siz bizim dostlarımızsınız. Sizler burada Çorumlu gibi yaşayacaksınız.”

Bir yıldan uzun süre kaldıkları Çorum’a alışan, dahası orayı da sevip güzelleştiren Meyer ailesi bir ormanda bulup getirdikleri çam ağacıyla Noel’i kutladıktan sonra 1946 yılının başında İstanbul’a dönerler. 1954 yılında vefat eden Emil Meyer’in yerine oğlu Wolfgang Meyer geçer.

Cumhuriyet döneminde saray saatlerini bedelsiz tamir eder

Dedesi ve babası gibi entelektüel bir İstanbul beyefendisi ve saatçi olan Wolfgang Meyer aile mirasına sahip çıkmak için iki şey yapar. Birincisi, bir iş insanı olarak Bahçelievler’de bir saat fabrikası açar. İkincisi de dedesi ve babası gibi o da saray saatçiliği geleneğini devam ettirir ve bir bedel talep etmeksizin saray saatlerini tamir eder. Bunun yanında ‘Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki Saatların Kataloğu’, ‘İstanbul’daki Güneş Saatleri’, ‘Namaz Zamanlarının Belirlenmesi İçin Kullanılan Aletler’ gibi eserlere de imza atmıştır.

‘Sultanın Saatçisi’, entelektüel birikimleriyle olduğu kadar yaşadıklarıyla, emekleriyle ve dürüst karakterleriyle de tutkuyla bağlı oldukları Türk milletine ve memleketine hizmet eden eşsiz bir Alman ailesinin üç nesillik hikâyesini anlatıyor.

Sultanın Saatçisi – Meyer Saatlerinin Asırlık Öyküsü
Serkan Yazıcı
Kronik Kitap, 2023
160 sayfa.

  • 1

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.