Bayramın ikinci günü büyükanne ve büyükbabaların gözdesi torunlar oluveri. O torunlar illa şımartılacak ve sevgiye doyurulacak. Torunlar da dünden razı bu duruma. O zaman büyükanne ve büyükbaba ve torun ilişkisini anlatan filmler gelsin.
Geldik bayramın ikinci gününe bugün büyükbaba ve büyükannelerin torunlarıyla doyasıya zaman geçirecekleri bir gün. Yani bayram toplaşmalarındaki genel durum öyle aslında. Bayram vesilesiyle yapılan büyükleri ziyaret malum hemen bitmez. Büyüklerin de yumuşak karnı torunlardır. İlla ki o torunlar şımartılacak ve sevgiye doyurulacak.
Zamane çocukları da büyükanne ve büyükbaba ilgi ve sevgisinden pek memnundur. O kadar memnundur ki hatta huy değiştirirler. Torunlar, aile büyüklerinin her istediklerini yapacaklarını bildikleri için şımarmaya da pek teşnedir. Lakin böyle zamanlarda filmler yine imdanıza yetişir.
Çağan Irmak’ın mübadil olan dedesinin hikayesine odaklandığı ‘Dedemin İnsanları’ yönetmenin kıymeti az bilinen filmlerinden biri. Ama hem dede-torun ilişkisini hem de 1920’lerdeki mübadelede göç etmek zorunda kalan insanların yaşadıklarını anlatması açısından önemli bir yapım. Çetin Tekindor’un canlandırdığı Mehmet Bey hem nezaket sahibi hem de prensipleri olan bir insandır ama torunu söz konusu olunca akan sular durur. Ona karşı son derece şefkatlidir. Ki Çağan Irmak da zaten o sevgi ve şefkat dünyası içinde büyür. Ama Türkiye gerçekleri o dedenin bir noktada elini kolunu da bağlayacaktır. Zengin bir oyuncu kadrosuna sahip filmde Çetin Tekindor ile birlikte Hümeyra, Gökçe Bahadır, Mert Fırat, Yiğit Özşener gibi isimler rol alıyor.
Atıf Yılmaz’ın çektiği için biraz da pişman olduğu filmlerden. Nedeni de vakti zamanında seyircinin ilgi göstermemesi. 12 Eylül gerçeğini bir dede-torun üzerinden anlatıyor film. Annesi tutuklanınca küçük Metin dedesiyle yaşamak durumunda kalıyor. Tarık Akan’ın canlandırdığı dede ise bir yandan kızı için endişelenirken bir yandan da torununun yaşananlardan etkilenmemesi sağlamak durumunda kalıyor. Tabii kolay olmuyor bu. Lakin Mehmet için dedesiyle olmanın tadı bir başka.
Öğretmen emeklisi Adviye Hanım’ın fazlaca huysuz kişiliği çocuklarına hayatı zorlaştırıyor gibi görünse de torunu Barış’ın hayatındaki en anlamlı ve değerli şey anneannesidir. Aile buluşmalarını da anneannesini göreceği için iple çeker. Ve kavuştukları zaman artık Adviye Hanm ve Barış için her şey çok daha güzel olur. Handan İpekçi’nin yönettiği film büyükanne-torun ilişkisini ele alan ender filmlerden biridir. Yeni dönem aile ilişkilerini, kuşak çatışmasını masaya yatırması açısından da önemli olan filmde Celile Tolon, Nurgül Yeşilçay, Nejat İşler, Erol Keskin, Settar Tanrıöğen, Julide Kural gibi oyuncuların rol alıyor.
İstanbul’un farklı semtlerinde yaşayan, her biri diğerinden farklı sorunun ve hayat standardının içinde sıkışıp kalmış, birbiriyle pek iletişimi olmayan üç kardeşe doğup büyüdükleri Batı Karadeniz dağlarındaki köylerinden gelen bir telefon gelir. Yaşlı anneleri Nusret Hanım kaybolmuştur. Üç kardeş annelerinin Alzheimer olduğunu öğrenince mecburen iletişim halinde kalmak durumundadır. Lakin Nusret Hanım’ı anlayan tek kişi büyük ablanın oğlu Murat’tır. Ve anneanne-torun ilişkisinin en güzellerinden birini izleriz biz de filmde.
Yeşim Ustaoğlu’nun San Sebastian Film Festivali’nde Altın İstiridye Ödülü kazanan filmi gerçekçi bir atmosferiyle seyircinin önüne samimi ve bir o kadar da etkili bir aile tablosu ortaya koyuyor.