Kültür Sanat 16 Nisan 2023
Bu haber 2 yıl önce yayınlandı
Olkan Özyurt

42. İstanbul Film Festivali Günlüğü: 10Haber’den 10 film

42. İstanbul Film Festivali, İstanbul'da üç semte, altı salonda tüm hızıyla sürüyor. 10Haber gün gün festivalin nabzını tutuyor. Onuncu günün öne çıkan filmleri 'Ren Altını', 'Kör Noktada', 'İçerde', 'Kim Mihri' ve 'Kara Kafa'.

David Lynch neden her gün ‘Oz Büyücüsü’nü düşünüyor?

LYNCH/OZ
Atlas 1948 11.00

David Lynch’in ünlü bir sözü vardır: “Oz Büyücüsü’nü düşünmeden geçirdiğim gün yok.” ‘Lynch/Oz’ da meşhur Technicolor masalı ‘Oz Büyücüsü’ ile David Lynch’in nevi şahsına münhasır popüler gerçeküstücülüğü arasındaki büyüleyici ilişkiyi keşfetmek amacıyla işte bu sözün izinden giderek sarı tuğlalı yola düşüyor.

Festivalde jüri üyeliği yapan Alexandre O. Philippe sinema tarihini didikleyen ‘İnançlı Atlayış’, ‘Memory’, ‘Halk George Lucas’a Karşı’ gibi önceki çalışmalarına benzer şekilde David Lynch’in Oz Büyücüsü’ne duyduğu ilgiye (ya da takıntıya) derinlemesine dalıyor. Lynch’in apaçık ya da tahmin edilen referansları, kullandığı gizli imge ve semboller Karyn Kusama, John Waters, David Lowery, Rodney Ascher, Amy Nicholson, Justin Benson ile Aaron Moorhead gibi çağdaş sinemanın saygın isimleri tarafından gösterilip anlatılıyor. Bilet almak için tıklayınız. 

OTEL ODALARINDA BİRİKEN KISKANÇLIK

KÖTÜ YAŞAMAK/ BAD LIVING
Cinewam City’s (Salon 7) 11.00

Portekizli usta yönetmen João Canijo’nun ikili filmleri ‘Kötü Yaşamak’ ile ‘Yaşamak Kötü’ aynı otelde geçiyor ve her ikisi de 2023 Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerlerini yaptı. ‘Kötü Yaşamak’ Portekiz’in kuzey sahillerinde bir otelin işletmecisi olan birkaç kuşaktan kadınları konu ediyor.

Yıllardır birbirlerine içerledikleri için ilişkileri zehirli bir hal almış, otel gibi onlar da içten içe çürümeye başlamıştır. Ailenin en küçüklerinden genç bir kadının bu mekâna varışı ortalığı karıştıracak, birikmiş hasetlerle gizli nefretleri ortaya çıkaracaktır. Filmin ana temasını annelerinin kaygılarına kurban düşen üç kuşak kadın olarak belirten yönetmen João Canijo, bu yıl İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma’nın jüri başkanlığını yürütüyor. Bilet almak için tıklayınız. 

ARAFTA KALAN OTEL MİSAFİRLERİ

YAŞAMAK KÖTÜ/ LIVING BAD
Fransız Kültür Merkezi 13.30

João Canijo’nun ‘Kötü Yaşamak’ ile birlikte çektiği birbirlerini tamamlayan ikili filmin diğeri ‘Yaşamak Kötü’de yine aynı oteli mesken tutuyoruz ve üç aile hikayesini izliyoruz.

Bir adam, eşiyle müdahaleci annesi arasında kalıyor. Bir anne, müstakbel damat olarak gözüne kestirdiği bir adamla kızını evlendirmeye teşvik ediyor. Başka bir anne kendi yaşayamadıklarını kızına yansıtıp onun hayatını kısıtlıyor. Üç aile, artık kabullenme sınırlarının sonuna eriyor. Otelin konuklarının hikâyeleri için yönetmen August Strindberg’den esinlenmiş. Bilet almak için tıklayınız.

Günümüz gençliğine yakın plan

SANKİ HER ŞEY BİRAZ FELAKET
Atlas 1948 13.30

Umut Subaşı ilk filminde İstanbul’da yaşayan yirmilerinde dört gencin yaşadıklarını mercek altına alıyor. Üniversite öğrencisi Zeynep, yalnızlık ve gündelik haberlerin getirdiği endişelerle baş etmeye çalışır. Ev arkadaşı Ayşe, kendine bir gelecek göremediği için Türkiye’den gitmenin yollarını arar.

Evli bir mühendis olan Mehmet, ortalamanın üstü bir hayat yaşamasına rağmen yaşamından keyif alamıyordur. İlkokul arkadaşı Ali, işsiz olduğu için ailesinin evinden ayrılamamanın sıkıntısını çeker. Tesadüfler onları oyunbaz bir şekilde bir araya getirecektir. Ulusal Yarışma’da yer alan, dünya prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde yapan ‘Sanki Her Şey Biraz Felaket’, yeni neslin kaygılarını mizahi bir yolla keşfe çıkıyor. Bilet almak için tıklayınız. 

12 Eylül’ün ‘kaybettiği’ ‘Kara Kafa’ yıllar sonra huzurlarınızda

KARA KAFA
Sinematek/ Sinema evi 16.00

Yıllarca yasaklı kalan ‘Kara Kafa’, Cafer adlı bir işçinin, Türkiye’de geçirdiği tatil dönüşü eşi ve iki çocuğunu Almanya’ya götürüşünü, eşi ve çocuklarıyla Almanya’daki yaşam serüvenini, işsiz kalışını ve siyasal örgütler sayesinde bilinçlenen eşiyle çatışmasını anlatıyor.

Dublajdan montaja yıllarca ses teknisyeni olarak çalışan, 55 filmde yönetmen yardımcılığı yapan, yönettiği ilk filmi ‘Fırat’ın Cinleri’ ile büyük başarı ve birçok ödül kazanan Korhan Yurtsever, ‘Kara Kafa’nın senaryosunu usta senaryocu Bülent Oran ile birlikte yazdı. Çekimleri 1979’da tamamlanan filmin Türkiye ve yurtdışındaki gösterimlerini 1980’de sansür kurulu “dost ülke Almanya’nın onuruyla oynandığı” gerekçesiyle yasakladı. Soruşturma açılan Korhan Yurtsever, yıllarca sürgün yaşadığı Berlin’e yerleşti.

Filmin iade-i itibarı ve dünya prömiyeri 2012’de Antalya Film Festivali’nde yapıldı. ‘Kara Kafa’, İstanbul Film Festivali’nde 2023 Berlin Film Festivali’nde gösterilen, orijinal negatiflerden restore kopyasından gösterilecek. Filmin restorasyonu 2021-2022’de Arsenal – Film ve Video Enstitüsü ile bi’bak / Sinema Transtopia işbirliğinde gerçekleştirildi. Bilet almak için tıklayınız.

Sanat hapishanesinde geçen saatler

İÇERDE/ INSIDE
Cinawam City’s (Salon 7) 16.00
Kadıköy Sineması 19.00

Willem Dafoe’nun muhteşem performansı ile öne çıkan ‘İçerde’, Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan, şaşırtıcı ve kurnazca kurgulanmış, klostrofobik bir psikolojik gerilim. Dafoe, ünlü bir koleksiyoncunun New York’taki çatı katına soygun için giren, ancak burada mahsur kalan sanat hırsızı Nemo rolünü üstleniyor.

İçeride paha biçilmez sanat eserleriyle kilitli kalan Nemo, tüyler ürpertici güzellikte bir hapishaneye dönüşen bu zarif dairede hayatta kalmak için tüm aklını ve kurnazlığını kullanmak zorunda kalıyor. Yunan yönetmen Vasilis Katsoupis’in bu ilk uzun metrajlı filminin senaryosunu ‘Pazar: Bir Ticaret Masalı’ ve ‘Hasret’ filmlerinin yönetmeni Ben Hopkins yazdı. Bilet almak için tıklayınız. 

Her savaşın iki tarafı vardır

DISCO BOY
Atlas 1948 16.00

Franz Rogowski’nin canlandırdığı Belaruslu Aleksei, Fransız pasaportu alabilmek amacıyla Fransız Yabancı Lejyonu’na yazılmak üzere hiçbir belgesi olmadan Avrupa’yı boydan boya geçer. Nijer Deltası’nda, çevre isyancısı Jomo, köyünün tehdit eden petrol şirketlerine karşı savaşırken kız kardeşi Udoka da kaçma hayalleri kurar. Artık bir komando olan Aleksei, bu bölgede görevlendirilir. Sınırların, yaşamın ve ölümün ötesinde, kaderleri kesişecek midir?

Elektronik müzik ritminden destek alan görselliğiyle dikkat çeken ‘Disco Boy’, bilinmeyene, insan ruhunun karanlığına dalarken, “Her iki bakış açısını, her iki tarafı da tümüyle keşfeden bir savaş filmi yapmak istedim” diyen yönetmen Giacomo Abbruzzese’nin ifadesiyle giderek saykodelik, gizemli, şamanik bir hâl alıyor. Bilet almak için tıklayınız. 

Gözden kaçırtılan bir şey var

KÖR NOKTADA/ IN THE BLIND SPOT
Atlas 1948 19.00

Almanya’da yaşayan Ayşe Polat’ın yazıp yönettiği Ulusal Yarışma’daki günün ikinci filmi ‘Kör Noktada’, 2023 Berlin Film Festivali’nin Karşılaşmalar bölümünde dünya prömiyerini yaptı. Almanya’dan gelip Türkiye’nin kuzeydoğusunda ücra bir köyde çekim yapan bir film ekibi, yaşlı bir Kürt kadınla röportaj yapar. Kadın, yıllar önce kaybettiği oğlunun anısını canlı tutabilmek için kadim bir ritüel yürütmektedir.

Alman ekibe Kürtçe çeviride yardımcı olan genç kadın, yedi yaşındaki Melek’in de bakıcısıdır. Melek’in babası Zafer, asıl amacı belirsiz, karanlık bir örgüte mensuptur. Gizemli bir varlık Melek’e musallat olduğunda Zafer örgüte sadakatiyle ailesinin esenliği arasında kalakalır. Tüm bu kişilerin bir araya gelişlerinin sonucu yıkıcı olacaktır. Bilet almak için tıklayınız.

Fatih Akın’ın en zorlu filmi: Hapishaneden müzik starlığına

REN ALTINI/ RHEINGOLD
Kadıköy Sineması 19.00
Atlas 1948 21.00

Fatih Akın yazıp yönettiği ‘Ren Altını’, ünlü Kürt-Alman gangsta rapçi Giwar Hajabi, namı diğer Xatar’ın hayat hikâyesini anlatan bir biyografi filmi.  Yönetmene sorarsak “Yaptığım en zorlu film” diyor. Alman aktör ve müzisyen Emilio Sakraya, 1980’lerin sonunda ailesiyle birlikte Irak’tan Almanya’ya göç eden Xatar’ı canlandırıyor.

Film, Xatar’ın otobiyografik romanı ‘Alles oder Nix/ Ya Hep Ya Hiç’e dayanıyor. Xatar’ın gettolardan müzik listelerinin zirvesine uzanan yolu dramatik olduğu kadar şaşırtıcı da: Irak’taki cehennem gibi bir hapishaneden çıkan Giwar’ın Almanya’da küçük bir suçludan büyük bir uyuşturucu satıcısı düzeyine yükselişi pek hızlı olur. Ta ki bir sevkiyat kaybolana kadar. Uyuşturucu çetesine borçlarını temizlemek için devasa bir altın soygunu planlar. Tam da her şey ters giderken müzik tutkusu sayesinde Giwar’ın önünde başka bir kapı açılacaktır. Bilet almak için tıklayınız.

Sanat tarihinden itina ile silinen Mihri Müşfik’in hikayesi

KİM MİHRİ/ WHO IS MIHRI
Sinematek/ Sinema Evi 21.30

‘Kim Mihri’, ressam Mihri Müşfik Hanım bilinmeyen hikâyesini anlatıyor. Yönetmen Berna Gençalp, Mihri’nin 19. yüzyılın sonunda Osmanlı dönemi İstanbul’unda başlayıp Roma, Paris ve New York’a uzanan hayatını ortaya çıkarmak üzere, “Kim Mihri?” sorusuyla yola koyuluyor.

İmgesi, yapıtları ve hayat hikâyesi yıllarca karanlıkta kalmış olan Mihri, İstanbul’da açılan sergiyle aramıza geri döner. Filmde, arşivden belgeler ve görüntülerin yanı sıra canlandırma da yer alıyor. Antalya Film Festivali’nde En İyi Belgesel seçilen belgesel sayesinde ressamın kimi kayıp tablolarının bulunduğunu da belirtelim. Bilet almak için tıklayınız.