42. İstanbul Film Festivali, İstanbul'da üç semte, altı salona yayıldı. Film gösterimleri, yarışmalar, söyleşiler, sinema çıkışı sohbetleri.10Haber gün gün festivalin nabzını tutuyor. Dokuzuncu günün öne çıkanları 'Boğa Boğa', 'Şeytan', 'Kavur', 'Yaş 16'...
‘Onun Adı Petrunia’ filminin Kuzey Makedonya doğumlu yönetmeni Teona Strugar Mitevska’nın en yeni filmi, dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nin Ufuklar bölümünde yaptı. Kırklı yaşlarındaki Asja, Saraybosna’da yaşamaktadır. Evli olmadığından, birileriyle tanışmak için bir cumartesi akşamı seri buluşma etkinliğine katılır. Bir şekilde 43 yaşındaki bankacı Zoran ile eşleşir, ama Zoran’ın derdi aşk bulmak değil geçmiş günahlarının nedametidir.
Yaşadığı gerçek bir olaydan esinlenen ortak senarist Elma Tataragic gibi Yugoslavya’nın dağılmasından çok etkilenen yönetmen Mitevska filmi hakkında “Saraybosna’ya yazılmış bir aşk şiiri” diyor. Mitevska, festivalin uluslararası yarışma jürisinde yer alıyor. Bilet almak için tıklayınız.
Uhrevi, hüzünlü bir arafta sıkışıp kalmış adamlar, mantıksız gerçekliğin gerçeküstü, retro-fütürist dünyası… Prömiyerini Karlovy Vary Film Festivali’nin Uluslararası Yarışma bölümünde yapan ‘6-9 Sessizlik’, sırlarla örülü bir aşk hikâyesini anlatan, gizemlerle dolu bir fantastik film.
Film, Aris ile Anna’nın, rüyalardan fırlamış bir sahil kasabasında şafak sökerken karşılaşmalarıyla başlar. Aris, kasabanın kaybolan sakinlerinin seslerini kaydetmek için bir işe başlamak üzeredir. Aris kasabanın tuhaf ritüellerine uyum sağlamaya çalışırken, Anna ile birbirlerine âşık olurlar. Daha önce ‘Köpek Dişi’ ve ‘Sargasso Denizi Mucizesi’nde birlikte çalışan Angeliki Papoulia ile Christos Passalis’in başrollerini paylaştığı melankolik ‘6-9 Sessizlik’, oyuncu Passalis’in ilk yönetmenliği. Bilet almak için tıklayınız.
İki zoolog, soyu tükenmiş olan Anadolu parsına dair bir iz bulabilmek için Anadolu’da bir yolculuğa çıkar. Veysel, halk arasında büyük bir mite dönüşmüş olan bu efsanevi varlığın vahşi bir hayvandan öte Anadolu’nun ve insanlarının kaybettiği ve halen aradıkları bir tarafı olduğuna inanır. Emre ise parsın kırk yıldır çekilememiş fotoğrafını çekebilmenin peşindedir.
Yerleştirdikleri foto-kapanlar gece bir görüntü yakalar. Ama çektikleri karanlık fotoğrafın parsa ait olduğunu kanıtlayamazlar. Görüştükleri yetkililerin makam odalarında karşılarına çıkan pars tahnitleri ise iki arkadaşı şaşırtır, tedirgin eder. Veysel’in Hacıbektaş bozkırında Emre ile paylaştığı sırrı her ikisini de değiştirir. Olmayan bir şeyi aramak onları da mı yok edecektir? Orçun Köksal’ın yönettiği, Ulusal Yarışma’da yer alan yapım geçen yıl kaybettiğimiz oyuncu Sencar Sağdıç’ın son filmi. Bilet almak için tıklayınız.
Çağdaş bir ‘Romeo ve Juliet’ hikâyesini andıran ‘Yaş 16’, toplumsal kısıtlamalar karşısında ilk ve gerçek aşkın gücünü gerçekçi, inandırıcı ve dokunaklı bir yaklaşımla ele alıyor. 16 yaşındaki Nora ile Leo aynı kasabada, aynı banliyöde yaşamakta, aynı liseye gitmektedirler, ancak sosyal çevrelerinden ailelerinin dinlerine ve gündelik yaşamlarına dek her şey karşılarında durmaktadır. Yine de ilk görüşte birbirlerine âşık olurlar.
Bir hırsızlık suçlaması ailelerini karşı karşıya getirdiğinde ise aşkları zorluklar ve türlü felaketlerle sınanır. Filmlerinde sıklıkla aile, toplumsal bağlar ve çiftleri ele alan Philippe Lioret’nin önceki filmleri ‘Hoş Geldiniz /Welcome’ ve ‘Tüm Arzularımız /Toutes nos envies’ daha önce festivalde ve Filmekimi’nde gösterilmişti. Fırat Çelik de filmde kısa bir rolle yer alıyor. Bilet almak için tıklayınız.
Bir genç kadın, yönetmen Ömer Kavur’un filmlerindekine benzer bir yolculuğa çıkarsa tüm sıkıntılarının çözüleceğine inanır. Yolculuk terk edilmiş kasabalarda, harabelerde ve kimsenin kalmadığı otellerde sürerken kadın ile Kavur arasında hayali bir diyalog başlar. Sahipsiz mektuplar, yıllar geçse de değişmeyen ortak saplantılar, hatırlanmayan rüyalar ve kayıp bir film onlara aradıkları cevapları bulmalarında yol gösterecektir.
Fırat Özeler’in çektiği belgesel festivalin merak edilen yapımlarından biri. Türk sinemasının en özgün yönetmenlerinden biri olarak çektiği filmlerle sinema tarihimizde özel bir yere sahip olan Ömer Kavur’un kendine dert ettiği meselelere onun sineması üzerinden bir yolculuk. Bilet almak için tıklayınız.
Yaşını başını almış aile babası Ayoub, 40 yıllık eşi Shamsi şüpheli bir şekilde ortadan kaybolunca genç bir kadınla evlenmeye karar verir. Bu dişli ve hadsiz kadını aileden kimse kabul edecek gibi görünmez, çünkü yeni gelin Roya, Ayoub’ün zihinsel yetersizliği olan yetişkin oğlunun bakıcısıdır. Düğün eğlencesi uzadıkça elbette tadı kaçacak, davetsiz misafirlerle tatsız sırların ortaya çıkışı geniş ailenin dengesini ve herkesin asıl niyetini bozacaktır.
Azeri Türkçesiyle ve görünmez bir düğün davetlisi gibi tekinsizce dolanan kamerasıyla tek plan çekilen ‘Bebek’, altında yatan gerilimini karanlık mizahıyla başa baş sürdürüyor. Filminin tamamlanmasının ardından Eylül 2022’de aniden hayatını kaybeden yönetmen Asghar Yousefinejad’ın ilk uzun metrajlı filmi ‘Ev’i 2018’de festivalde izlemiştik. Bilet almak için tıklayınız.
Bu sene 50. yaşına basan William Friedkin’in en popüler filmi ‘Şeytan’ belki de bugüne kadar yapılmış en ünlü korku filmi olmanın yanı sıra hem kültürel hem de sinemasal açıdan etkisi en büyük filmlerden biri. William Peter Blatty’nin 1971 tarihli aynı adlı çok satan romanından yine Blatty tarafından beyazperdeye uyarlanan ‘Şeytan’, iki Katolik rahibin genç bir kızın bedenini ele geçiren şeytani varlığa karşı verdikleri mücadeleyi anlatıyor.
Oscar Ödülleri’nde En İyi Film kategorisinde aday gösterilen, bunu başaran ilk korku filmi olan ‘Şeytan’ın şaşırtıcı eleştirel ve ticari başarısının ardından çok sayıda şeytan çıkarma vakası, devam filmi, yeniden çevrim ve benzer şablona sahip fantastik film ortaya çıktı; iyi “büyücünün” kötülüğe karşı mücadelesi çeşitli özel efektlerle birleşirken türün meşrulaşmasına yardımcı oldu. Bilet Almak için tıklayınız.
İstanbullu bir çift olan Yalın ve Beyza, Assos’ta bir köye taşınır. Yeni bir hayata başlamak üzere buraya gelmişlerdir. Ancak ilk günden itibaren köylüler Yalın’a olumsuz ve tehditkâr biçimde yaklaşır. Çok geçmeden bu tepkilerin şiddeti hızla yükselir ve bir gün Yalın bir gencin saldırısına uğrar. Bu saldırıyla birlikte Yalın’ın gerçekte kim olduğu ortaya çıkacak ve köy halkıyla arasında gizli bir savaş başlayacaktır.
Senarist Hakan Günday yönetmen Onur Saylak işbirliğinin son halkası olan ‘Boğa Boğa’da Kıvanç Tatlıtuğ, Funda Eryiğit, Gürgen Öz, Müge Bayramoğlu rol alıyor. İstanbul Film Festivali’nde ilk defa bir Netflix yapımı Ulusal Yarışma’da yer alıyor. Bilet almak için tıklayınız.
2022’de Hindistan’da yapılmış en popüler filmlerden biri, dünyanın dört bir yanındaki sinema salonlarını sallayan, izleyicileri her sahnesinde dans ettiren, onlara alkış tutturan, aksiyon, müzik ve romantizm dolu sinemasal bir olay…
Görkemli, sinematik ve sürükleyici ‘RRR’, kardeş gibi iki arkadaşın, Hindistan’daki İngiltere hükümdarlığına karşı mücadele eden devrimciler olarak kitleler tarafından benimsenip yükselişlerini anlatıyor. ‘RRR’ melodramından, vatanseverliğinden eğlencesinden ve epik özelliklerinden hiç ödün vermeyen bir film. Bu gösterim de filmi beyazperdede görüp coşmak için bulunmaz bir fırsat. Biletler için tıklayınız.
Portekiz’de, taşrada bir köyde, atalardan kalma yarı pagan bir gelenek, köydeki bir grup gençte acı verici izler bırakır. Üç genç tarafından dövülen Laureano yaralanır. Gençler 25 yıl sonra tekrar karşılaştıklarında geçmiş su yüzüne çıkar ve trajedi başlar. Toplumun her alanında masumiyetin yitirilmesi ve güç yanılsamasını irdeleyen, şiddet ve korku hakkında büyüleyici bir dram olan ‘Rüzgârdan Kalan’, prömiyerini 2022 Cannes Film Festivali’nde özel bir gösterimle yaptı.
Senaryoyu oyun yazarı ve Avignon Festivali’nin yeni direktörü Tiago Rodrigues ile birlikte yazan Tiago Guedes, “Geçmişlerindeki suçları gizleyen, onları sorgulamayan ve kendini affettirmeyenler, gelecekte ortaya çıkacak şiddeti önleyemeyecek, sonsuza kadar lanetli yaşayacaktır” diyor. Bilet almak için tıklayınız.