Béla Tarr’dan ülkesi Macaristan’a: Umut falan bırakmadınız

Yaşayan en önemli sinemacılardan Macar yönetmen Béla Tarr ikonik filmi 'Torino Atı'ndan sonra neden yönetmenliği bıraktığını, 2011'de açtığı sinema okulunda gençlerle nasıl çalıştığını anlattı.

Kültür Sanat 24 Temmuz 2024
Bu haber 2 ay önce yayınlandı
Béla Tarr.

Béla Tarr Macaristan’ın en ünlü yönetmeni. Uzun çekimlerin yoğun kullandığı siyah beyaz ve kasvetli filmleriyle sinema tarihinin de en önemli yönetmenlerinden.

Daha on altı yaşında sekiz mm filmler çekmeye başlayan Tarr Macaristan’daki küçük bağımsız film stüdyosu Béla Balász Stüdyosu’nun desteğiyle ilk uzun metrajlı filmi ‘Családi Tüzfészek / Aile Yuvası’nı, bir yıl sonra da Mafilm’le birlikte çalışarak Szabadgyalog / Yabancı adlı filmini çekti, ardından da ‘Panelkapcsolat / Prefabrike İnsanlar’ geldi.

Dünyaca ünü 80 ve 90’larda filmlerinin İngiltere’de gösterilmesiyle başladı. Sinemaseverler ilk başta sersemlemişti. Zira filmler uzundu, kasvetliydi. Yönetmen kariyerine sığdırdığı ‘Kárhozat / Lanet’, sinema tarihinin unutulmaz filmlerinden 450 dakikalık ‘Sátántangó / Şeytan Tangosu’ ve  ‘Werckmeister Harmóniák/Karanlık Armoniler’ filmleriyle adını sinema tarihine yazdırdı.

‘Torino Atı’, 2011.

Yönetmen takvimler 2013’ü gösterirken Saraybosna’da uluslararası film okulu Film Factory’i açtı. Okulda Film Yönetmenliği, Dramaturji, Fransız Yeni Dalgası, Underground ve Bağımsız Amerikan Sineması, Film Estetiği, İspanyol ve Latin Amerika Sineması, Sinema Tarihi, Sinema Sanatı, Oyunculuk, Kamera, Kurgu ve Belgesel Sinema gibi dersler veriliyor.

Guardian’dan Peter Bradshaw’a gençlerle çalışmasını anlattı Tarr. Dürüsttü. Gazetecinin sorusuna direkt “Hayır” dedikten sonra şöyle cevap verdi: “Film yapımı uyuşturucu gibi. Ben hâlâ bir bağımlıyım! Ama gençlerle çalışmak istiyorum, çünkü onları sadece kendileri olmaya, özgür olmaya,  daha devrimci olmaya zorlamak istiyorum. Sloganım çok çok basit: Eğitim yok – sadece kurtuluş!”

‘İstediğimiz her şeyi yapmıştık’

Tarr herkesin merak ettiği soruyu da yanıtladı. Sinema tarihine geçen filmi ‘Torino Atı’ndan sonra neden yönetmenliği bırakmıştı? Daha sonra neden okul açtı? Bakın nasıl yanıtlıyor yönetmen:

“Basit aslında. İçimde bir his vardı. İstediğimiz her şeyi yapmıştık. İşimiz tamamdı, beğenip beğenmemek size kalmıştı. Gerisi beni bağlamaz. Yeni Macar sinemasında çalışan bir yapımcı olmak istedim. Yapım şirketimiz vardı ama elimdekilere inanamazdınız. En az 10 farklı proje! O insanlarla çalışmayı sevdim. Ama sonra şu sağcı b*ktan hükümet geliverdi. Yeni kurallara uymamız ve beklentileri karşılamamız gerektiğini çok açık söylediler. Ama sonunda ‘S*kerim böyle işi! Tüm işleri, projeleri ve senaryoları geri çevirip ülkeyi terk etsem bundan iyi. Umut falan bırakmadınız’ dedim.”

Tarr Macaristan’ın en önde gelen uluslararası seslerinden biri olsa da ülkesinin siyaset ve sanat kurumları ona hep mesafeli durdu.  Tarr başbakan Viktor Orbán’a atıfta bulunarak “Bay Orbán ülkemizin utancıdır” diyor. Yönetmen Macaristan’daki politik atmosferi de eleştiriyor. Hatta “Çok şükür yurtdışında çalışıyorum, 20-30 yaş arası gençlerle” diyor.

Sinema salonları korku, gerilim ve intikama teslim!Sinema salonları korku, gerilim ve intikama teslim!

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.

İlgili Haberler