Yeni yıl başladı ama eski yılın muhasebesi bitmedi. İngiliz The Guardian gazetesi yılın en iyi dizilerini seçti. Onlar 50 tane seçmişler biz ilk 10’u aldık. Bakın bakalım kaçını izlediniz, sizin fikriniz ne?
Bu Netflix romantik komedisi, yazarı ve yaratıcısı Erin Foster’ın kendi hayatına dayalı. Bir Yahudi din adamı olan Noah (Adam Brody) bir sex podcasti hazırlayıp sunan Joanne’e (Kristen Bell) aşık olur ama bir sorun vardır: Joanne Yahudi değildir. Ve olaylar gelişir.
BBC2’nin bu romantik komedisi bütün Britanya’yı esir almış durumda. O kadar ki, dizide gözüken ikinci karakterler bile çok komik bulunuyor. Örneğin kendine bile faydası olmayan bir doktor, kendi köpeğine tuhaf bir isim takan köpek eğitmeni gibi.
Disney+’ın dizisi, aynı anda hem komik hem dramatik. İngiltere’de hayali bir özel televizyonun kendine lisans alma çabası, arka planda Margaret Thatcher, 80’li yılların kaygısız seksi, her şey bir arada.
Bir BBC2 dizisi daha. Kanser… Bağımlılık… Kötü sağlık sistemi… Bütün bunların ortasında bir kadın ve her seferinde lafı öyle bir gediğine oturtuyor ki, kahkahadan yerinizde duramıyorsunuz.
Bu sefer dizi BBC1’den. Britanya tarihinin en çok romanı yazılmış, en çok filmi yapılmış döneminden bir Thomas Cromwell öyküsü daha. Başrolde Mark Rylance inanılmaz bir oyunculuk performansı gösteriyor.
Bu kez bir HBO dizisi. Üstelik üçüncü sezonu. Müthiş bir finans sektörü draması. Heyecan dorukta.
AppleTV+ dizisinin dördüncü sezonundayız ve meraklıları şimdiden beşinci, hatta altıncı ve yedinci sezonu da istiyor. Garry Oldman’ın müthiş oyunculuğu ve ona yazılan inanılmaz karakter bu casus dizisini sahiden müthiş yapıyor.
Netflix tarafından David Nicholls’un çok satan romanından uyarlanan bu dizi, üniversiteden arkadaş bir çiftin 20 yıllık arkadaşlığın ardından ilişkiye girmesinin öyküsü. Güzel bir aşk hikayesi.
Bir Netflix dizisi daha. Bazen komik, çoğunlukla korkutucu bir takıntılı takipçi hikayesi. Hikayeyi farklı yapan, bu kez kurbanın kadın değil erkek olması.
Disney+’ın bu ödül rekortmeni dizisi, Türkiye’de yaşı belli bir sınırın üstündekilerin gençliklerinde “Anjinsan” diye konuşmasına neden olmuş bir romanın ve o romandan uyarlanmış TV dizisinin yeniden (ama tamamen farklı biçimde) yapılmış hali. Sadece Mariko’yu ve onun müthiş oyunculuğunu izlemek, giysilere ve ekrandaki görüntülerin her zaman olağanüstü estetiğine bakmak için bile izlenir. Kaldı ki müthiş sürükleyici de bir hikaye.