İstanbul'daki Türkiye İş Bankası Müzesi'nde ve Ankara'da İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nde açılan 'Yaşasın Cumhuriyet Atatürk Döneminde İktisadi Bağımsızlığın İlk Adımları' Cumhuriyet'in 100. yılından geçmişe uzanan bir hafıza yolculuğu.
Ancak Ankara’daki sergiye özel bir bölüm de var. Bu özel bölümde, derme çatma bir kasaba kenti olan Ankara'nın el birliği ve üzerine düşünülmüş bir imar planıyla nasıl düzen ve istikrarın merkezi olduğunun izleri sürülüyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti, dünyanın göz bebeği İstanbul bir yanda; kurak, çorak, Anadolu’nun ortasındaki Ankara bir yanda…
Milli Mücadele’nin merkezi Ankara başkent olduğunda takvimler 1923’ü gösteriyordu, Şehrin nüfusu sadece 20 bindi. Cumhuriyet’in ilk yıllarıyla birlikte şehir, bu genç ülkenin askeri ve sanayi anlamında da merkezi haline getirildi. Ankara imar planı, tarım ve askeri alanlarda merkeze dönüştürülerek tam anlamıyla bir başkent kimliği kazandırılmasıyla birlikte tüm Anadolu kentlerine ilham oldu.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Atatürk’ün “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferle taçlanmazsa sonuç kalıcı olamaz” sözünden ilham alan ‘Yaşasın Cumhuriyet! Atatürk Döneminde İktisadi Bağımsızlığın İlk Adımları’ sergisinin Ankara’daki ziyareti de bu nedenle çok daha anlamlı. Zira sergi, Çok uzun yıllar, Türkiye İş Bankası’nın müdürlük binası olarak hizmet veren 2019’da müzeye dönüşen Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nde kapılarını açtı.
Serginin küratörlüğünü, 19’uncu ve 20’nci yüzyıl Türkiye iktisadi ve sosyal tarihi, ticari denizcilik ve deniz işletmeciliği tarihi, kurum ve girişimcilik tarihi konularında yaptığı çalışmalarla bilinen, Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Murat Koraltürk üstleniyor. İstanbul’da da kapılarını açan sergi, müzenin 100’üncü yaşına basan Cumhuriyet’in coşkulu bir kutlaması.
İlk olarak İstanbul’da kapılarını açan sergi, İstanbul’daki sergi devam ederken aynı konseptle 23 Nisan’da Ankara Ulus’ta Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nde de açılmıştı.
Aslında serginin İstanbul ve Ankara gösterimleri birbiriyle paralel. Ancak Ankara’daki sergi, müzenin fiziksel özellikleri nedeniyle İstanbul’daki sergiden farklılaşıyor. Sergi için Atatürk döneminin üretim ve sosyal hayatını yansıtan fotoğraflar, belge ve nesneler, anı objeleri, ülkemizde o dönemde üretilen yerli malları paylaşmak isteyenlere açık bir çağrı yapılmıştı. Bu farklılaşma çağrı sonrasında gelen materyallerde kendini gösteriyor.
Ancak İstanbul’daki sergide yer almayan, sadece Ankaralı ziyaretçilerin görebileceği buraya özel bir bölüm de var Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nde. Ankara’ya özel bu bölümde şehrin başkent olmasıyla birlikte nelerin değiştiğini gözler önüne seriliyor. Derme çatma bir kasaba kenti olan Ankara’nın el birliği ve üzerine düşünülmüş bir imar planıyla nasıl düzen ve istikrarın merkezi olan bir başkente dönüştüğünün izleri sürülüyor. Kentin planlı büyümesi ve sosyal hayatının zenginleşmesi film ve fotoğraflar eşliğinde anlatılıyor.
Bu bölümdeki en dikkat çekici işlerden biri ise Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Ankara görüntüleri. Video çalışmasında ‘Yaz aylarında Ankaralılar ne yapar?’ sorusunun cevabı veriliyor. “İstanbul, Bursa, İzmir’e giderler” sözü duyulduğu anda ziyaretçilerin hepsi gülüyor. Videonun devamı denize kaçmayan Ankaralıların neler yaptıklarını anlatmaya devam ediyor. Örneğin Paraşüt Kulesi’nden atlayan gençler anlatılıyor. Genç kızların büyük bir cesaretle kuleden paraşütle atladığı görüntüler, “Ankara kızları öylesine korkusuzlar ki paraşütle atlamaktan hiç çekinmiyorlar. Bu kızlar anne olacak, çocukları havada doğup büyüyecek” sözleri duyulunca bir kez daha ziyaretçileri güldürüyor.
Videodan öğrendiğimiz bir bilgi daha. O dönemde Ankaralılar ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyormuş. Ankaralı arkadaşlara şimdiki durumu sorunca, “Yürüyoruz, toplu taşımaya biniyoruz. Bisiklet çok yaygın değil” cevabını aldık (Bu arada İstanbul ve Ankara taksicileri arasındaki farklar konuşulmaya başlanıyor ki bu tamamen ayrı bir yazının konusu).
Atatürk döneminin üretim ve sosyal hayatını yansıtan fotoğraflar, kartpostallar, belge ve nesneler, madalyon ve rozetlerden oluşan bu sergi, Cumhuriyet’in coşkuyla kutlandığı 100. yılından geçmişe uzanan bir hafıza yolculuğu aslında. Bu nedenle 29 Ekim günü de neredeyse 600 bin kişi yolunu Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’ne düşürdü. Cumhuriyet’in kazanımlarına doğru bir hafıza yolculuğuna çıktı.
📌Yolunuz düşerse, “Tarihte örneğine kolay rastlanmayacak büyük adımların atıldığı” bu döneme bir de Ankara penceresinden bakın deriz. Hem İstanbul hem de Ankara’da eş zamanlı devam eden ve yıl sonuna kadar açık kalacak sergiler pazartesi dışında her gün açık ve ücretsiz olarak saat 10.00 ila 18.00 arasında gezilebilir.