İzlanda’dan gelen soğuk hava Müzik Radarı’na yakalandı
Konserlerde telefonununu sessize alamayan dinleyicilerden bıkan müzisyen besteci Huang Ruo, çareyi telefon seslerinden oluşan bir senfoni yapmakta buldu. Ruo konsere gelen seyircilerden telefonlarını kullanmalarını istiyor.
Kural bellidir. Konserde telefonlar sessize alınır, tüm ilgi sahnedeki sanatçılarda olur. Ez kaza biri telefonuyla ilgilenirse, hele sessize de almayı unutmuşsa vay haline… Salonda mimlenmiş bir nefret objesidir artık. Fakat buna rağmen konserlerde telefonlar çalar, müzisyenler de duruma sinirlenir. Hatta Fazıl Say bir konserinde izleyicilerin telefonu çalınca konseri durdurmuştu. Bach çalarken konseri yarıda kesip izleyiciye “Lütfen bu kimse, özür dilesin” diye seslenmişti.
Sosyal medya çağı, telefon bağımlılığı malum… Müzisyenler başta olmak üzere sanatçılar telefonlarından birkaç saatliğine ayrılamayan izleyicilerden mustarip olunca besteci Huang Ruo farklı bir çare düşündü.
Müzisyen ‘Yüzen Sesler Şehri’ isimli konserinin dünya prömiyerine gelen dinleyicilerden bir isteği var. İzleyiciler bir uygulama indirecek ve Manchester sokaklarında belirlenmiş dört başlangıç noktasından birinde duracaklar. Daha sonra uygulama tarafından önerilen rotaları takip ederek konser mekanına doğru yürürken telefonlarındaki senfoninin önceden kaydedilmiş senkronize 11 parçasından birini seçip yüksek sesle çalacaklar.
Fakat burada dikkat edilmesi gereken bazı şeyler var: Örneğin duraklardan birinde oynat tuşuna biraz geç basılırsa duyulanlar diğer telefonlarda zaten oynatılan diğer parçalarla senkronize edilecek. Ruo “Umarım tüm izleyiciler konserin ikinci bölümünde aynı anda konsere gelir” diyerek önden uyarısını yapıyor.
Besteci çoksesli besteleriyle ünlü Gustav Mahler senfonilerinden örnek vererek projesini şu sözlerle anlatıyor: “Bir Mahler senfonisinde bile olabilecek en yüksek icracı sayısı 120’dir. Bu durumda 1000’den fazla kişi hep beraber bir senfoni yaratacak.”
Yağmur ve trafik seslerinin deneyimin bir parçası haline getiren besteci telefonların dikkat dağıtıcı olabileceğini kabul ediyor elbette ama burada telefonları birleştirici bir güç olarak kullanmak istediğini anlatıyor: “Evet, telefonlar dikkat dağıtıcı olabilir. Besteler sahnelendiğinde insanların kameralarını çıkarıp çekmesini istemiyorum. Sesleri dinlemelerini ve üst yazıları okumalarını istiyorum. Ancak bu eser insanları bir araya getirmek için cep telefonlarını kullanmak üzere tasarlandı.”