Kavgada yumruk sayılmaz belki ama bu kadarı fazla değil mi?
Gazeteci ve 10Haber yazarı İsmet Berkan'ın çocuğuyla aralarında geçen bir konuşma sonrası yazmaya karar verdiği 'İnsan Uygarlığının Kısa Tarihi' The Kitap'tan çıktı. Kitap insanın avcı toplayıcı geçmişinden yapay zekalı geleceğine bir bakış açısı sunuyor.
“İnsanın ilk 2 milyon yılını neredeyse hiç bilmiyoruz.” Gazeteci ve 10Haber yazarı İsmet Berkan’ın The Kitap’tan çıkan yeni kitabı ‘İnsan Uygarlığının Kısa Tarihi’ bu cümleyle başlıyor. Uzayı fethetme hevesindeki insan, geçmişine dair pek çok şeyi henüz aydınlatamadı. Muhtemeldir ki arkeoloji ve paleontoloji ne kadar altın çağını yaşarsa yaşasın pek çok bilinmezlik hep var olacak. Ancak bilebildiklerimiz içerisinde de tarihi soğuk bir kronolojik dizininden kurtarıp bir perspektif sunacak biçimde ele almak geçmişi anlamlandırıp geleceği çizebilmek adına çok değerli.
İnsanın uygarlık yolculuğunu ekonomik ve siyasal kurumlar üzerinden okuma niyetinde ‘Uygarlığının Kısa Tarihi’. Önsözde Berkan kitabı yazmaya iten süreci de anlatıyor:
‘Baba, liberal ekonomi politikası uygulanmasına karar verildi ne demek?’ Soruyu yıllar önce liseye geçiş sınavına hazırlanırken İnkılâp Tarihi dersi çalışan oğlum sordu. İzmir İktisat Kongresi’yle ilgili pasajda böyle bir cümle okumuş, merak etmişti. Bizim ders kitaplarımız hep böyle. Bilgiyi bir tarihi bağlamla birlikte öğrenciye aktarmak yerine test şeklindeki sınavda doğru seçeneği işaretleyeceği bir hap halinde vermeyi tercih ediyor. Tam da bu yüzden çoğumuz okulda öğrendiklerimizi zaman içinde unutuyoruz, bir sürüsünü de hayat içinde yeni baştan öğrenmek zorunda kalıyoruz. Oğlumun liberal ekonomi sorusu aklımdan bütün bunların geçmesine neden oldu ve ona dönüp, ‘Keşke’ dedim, ‘Böyle temel kavramları anlatan, onların kökenlerinden söz eden kitaplar olsa…’ Hemen oturduk internet üzerinden aramaya başladık, hayır bulamadık. Türkçede bulamadığımız kitabı belki İngilizcede bulabilirdik… Onu da aradık, yine bulamadık. Oğlum, ‘E baba sen yazsana’ dedi. İlk tepkim ‘Hayır’ demek oldu, ‘Ben kimim ki böyle bir şey yazayım’ Fakat fikir de düştü aklıma bir kere. Birkaç hafta sonra kendimi elinizde tuttuğunuz bu kitabı tasarlarken buldum.
Berkan insanın oluşturduğu uygarlık serüvenine ilgi duyan herkese hitap ederken, yargılamak yerine olanı anlatmak amacı taşıyor. Lakin Berkan uyarıyor: “Okunurken fark edilecek; tarihte yaşanmış pek çok önemli olaya neredeyse hiç değinilmiyor bu kitapta ama bazı şeylere de değiniliyor. Bunun sebebi benim insanların siyasal ve ekonomik düşünce tarihleri ve tarih boyunca ürettikleri bazı temel kavramları anlatmaya odaklanmam. Yoksa bu bir dünya ve uygarlık tarihi kitabı değil.”
Kavram demişken mesela devrim… Berkan “Belki şanslı bir insandım, Sosyolojiye Giriş ve Antropolojiye Giriş derslerini Prof. Dr. Mübeccel Kıray’dan (ve o zamanlar onun asistanlarından olan, bugünün profesörü Ayhan Aktar’dan) aldım. Ben 18 yaşındaki cahil halimle, 1789 Fransız Devrimi’ni ve 1917 Sovyet Devrimi’ni devrim sanıyordum; Mübeccel Hanım ‘Hayır’ dedi, ‘Kelimenin benim kullandığım anlamıyla tarihte iki devrim oldu: Neolitik Devrim ve Sanayi Devrimi.’
Bugün Mübeccel Hanım’ın verdiği anlamla tarihin üçüncü büyük devriminin içinde yaşıyoruz pek çok kişiye göre.”