Netanyahu, Blinken ile bir araya geldi: Destek verseniz de vermeseniz de Refah’a gireceğiz
14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nde bugün Beyoğlu Sineması'nda 'Sıfır Noktasından-Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri' gösterilecekti. İstanbul Valiliği'nin aldığı yasak kararı nedeniyle festival filmin gösterimini ertelemek zorunda kaldı.
Dünyadaki adaletsizlikleri ele alan filmlerin gösterildiği, 10Haber’in basın sponsoru olduğu 14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında bugün İBB Beyoğlu sinemasında ‘Sıfır Noktasından-Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri’ filmi gösterilecek, film ekibinden olan, festivalin kısa metraj film yarışması jürisinin üyesi Ala Abou Ghoush ile de bir söyleşi gerçekleştirilecekti. Festivalin Filistin ile Dayanışma bölümünde gösterilecek film sözü Gazze’deki mezalimi yaşayanlara bırakıyordu. Festivalin en merak edilen yapımlarındandı.
Saat 19.00’da İBB Beyoğlu Sineması’nda ücretsiz gösterilecek ‘Sıfır Noktasından – Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri’ filmi İstanbul Valiliği’nin bugün için aldığı Beyoğlu ilçesi sınırları içinde yapılacak tüm etkinlikleri yasaklama kararının kurbanı oldu. Valilik yasaklama kararını Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Taksim ve civarında eylem yapılmaması için aldı ama Gazze halkının yaşadıklarını anlatma çabası da kararın kurbanı oldu.
Festivalden yapılan açıklamada ‘Sıfır Noktasından: Gazze’nin Anlatılmamış Hikayeleri’ filminin gösteriminin valilik tarafından alınan yasaklama kararı nedeniyle gösteriminin ileri bir tarihe ertelendiği duyuruldu. Film ve söyleşi 28 Kasım’da saat 14.00’te yapılacak.
Filistinli yönetmen Rashid Masharawi’nin kurduğu Masharawi Fonu’nun projesiydi ‘Sıfır Noktasından – Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri’. Süreleri üç ila altı dakika arasında değişen farklı türlerde 22 kısa filmden oluşuyordu film. Proje Gazze halkının sesini duyurmak ve çoğu zaman duyulmayan deneyimlerini belgelemek için hayata geçirilmişti.
Kuzey Gazze’den görsel sanatçı Neda’a Abu Hasna yıkılmış stüdyosuna geri dönerek sanat eserlerinden geriye kalanları arıyordu. Bashar Al Balbisi dans grubundaki arkadaşlarını arayan bir dansçı kızın peşinden gidiyordu. Mahdi Karirah 10 yıl önceki patlamada hafızasını kaybeden bir babanın yakın zamandaki patlamada hafızasını geri kazanma hikâyesini anlatıyordu. Aws Al-Banna yıkılmış mahallesine geri dönerek gelecek hayalleri kurduğu sevgilisinin enkazında geziyordu. Hana Eleiwa ölüm, kayıp ve yıkımların arasında bir anlık sevinç arıyor, stand-up komedyeni Nidal Damo en sevdiği mekânda gösteri yapmaya hazırlanırken izleyiciyi yakın zamandaki bir katliamın ardından yaşananlara tanık ediyordu.
Etimad Washah çok sevdiği sahibini patlamada kaybeden bir eşeğin sahibini geride bırakamayışını, Alaa Damo güvenli olduğu söylenen bölgelerde enkaz altında kalışının hikayesini anlatıyor. Reema Mahmoud savaşın enkazı altında benliğini kaybetmemeye çalışan bir kadını konu ediyor filmine. Muhammad Alshareef ekipman sıkıntılarına rağmen bir kardeşi enkazdan kurtarma çabasını aktarıyor. Khamis Masharawi birçoğu yeni yetim kalmış çocuklara sanat terapisi sağlayan bir animasyon atölyesine giriyor ve yaşadıkları terörle hesaplaşmalarını anlatıyor. Islam Al Zeriei uçak ve top sesleriyle mücadele etmek için kulaklıkla yaşayan ve dansla yıkıma direnen bir kadının hikâyesini aktarıyor seyirciye.
Karim Satoum bir gece önce yaşadıklarından aklında kalanları, Mustafa Al-Nabih bir kadın romancının çevresindeki medeniyetin çöküşüyle yerinden edilmesini; Wissam Moussa en yakın arkadaşının ailesini kaybetmesine tanık olan 10 yaşındaki Farah’ın savaştan sonraki hayatını; Basel El-Maqousi, filmin sonunda tamamlanacak bir resim üzerinde çalışan bir sanatçının yaşadığı süreci anlatırken Ahmed Al-Danaf çadırlar ve yıkıntılar arasından geçerek artık var olmayan okuluna ve öğretmeninin mezarına ulaşan bir çocuğu takip ediyordu.
Alaa Islam Ayoub 1948’deki Filistin göçünde evini terk ederken yanına alamadığı kitapları için kendini suçlu hisseden genç bir kızı bir kez daha hatırlatırken Tamer Nijim yerinden edilmiş bir öğretmenin en temel ihtiyaçlarını karşılamak için bir kuyruktan diğerine yaptığı günlük yolculuğu perdeye yansıtıyordu.
Rabab Khamis mülteci bir ailenin temel ihtiyacı olan ancak kıt bir meta haline gelen sudan en iyi şekilde faydalanmak zorunda kalışını; Mustafa Kolab Gazze’de bomba sesleri, ambulanslar ve yardım çığlıkları ile dolu Gazze Denizi’ndeki uzun ve karanlık bir geceyi gözler önüne seriyordu. Sinemacı Ahmad Hassouna ise hem kendi ve hem de ailesinin hayatını kurtarmak için yiyecek ve güvenlik arayışıyla çıktığı yolculukta değişmek zorunda kalan öncelikleriyle sinemadan da özür diliyordu.