Avrupa’nın yıldız bankacısı Andrea Orcel bir süper banka yaratabilir mi?
Berlin'in dış mahallelerindeki bir kalede bulunan eski bir mühimmat deposu istenmeyen heykellere evsahipliği yapıyor. Kant'tan Hitler'e, von Humboldt'dan Lenin'e farklı isimlerin heykelleri Spandau Kalesi'nde muhafaza ediliyor.
Berlin’in dış mahallelerindeki bir kalede bulunan eski bir mühimmat deposu sıra dışı bir sergiye evsahipliği yapıyor. Zira bu Spandau Kalesi’ndeki sergi Ortaçağ’dan Nazilere ve Komünizme kadar uzanan, hasar görmüş, sökülmüş ya da atılmış heykellerden oluşuyor. Sergiyi ilginç kılan bir nokta da aslında sekiz yıldır açık olması. Ancak buna rağmen pek de rağbet gördüğü söylenemez. Hitler’den Lenin’e, Kant’tan von Humboldt’da farklı isimlerin heykellerinin yer aldığı sergiye evsahipliği yapan bina kötü şöhretinin kurbanı.
Hitler’in iktidarında geçmişi 11. yüzyıla uzanan Spandau Kalesi’nde sarin gazı deneyleri yapılmaktaydı. Bu ve buna benzer daha pek çok olumsuz hatıra günümüzde müzeye dönüştürülen yapıyla insanların yakınlık kuramamasına neden oluyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki kırk yıl içinde Spandau, bir kişinin tutuklanmasıyla eş anlamlı hale geldi: Rudolf Hess. 1987’de ölümü sonrası kale arazisi içindeki hapishane yıkıldı. Bulunduğu yerde ise şimdi bir süpermarket var.
Spandau Kalesi’nin müdürü Urte Evert, kimsenin istemediği, saklanan ya da depolarda bırakılan heykelleri topluyor. Kaledeki dokunmatik ekranlı bir harita, anıtların orijinal olarak nerede bulunduğunu gösteriyor. Bunların arasında 3. Friedrich Wilhelm ve eşi Kraliçe Luise’nin -ki sergilenen tek kadın- heykelleri, süslü generaller ya da Immanuel Kant ve doğa bilimci Alexander von Humboldt gibi düşünürler yer alıyor.
Alman müzelerinde Nazi kalıntılarına uyarılar eklemek gelenekseldir. Burada ziyaretçiler kendilerini 1930’ların Berlin’inde hayal etmeye davet ediliyor. Hitler’in en sevdiği heykeltıraş Arno Breker, 1936 Olimpiyatları öncesinde, zafer kazanmış erkek bedeni, Aryan güzelliği içeren Decathlete adlı gerçek boyutlarda bir çıplak heykel yapmakla görevlendirilmişti. Savaş sonrasında İngilizler heykeli kışlalarının bahçesinde sakladılar. Heykelin önemi ancak yıllar sonra, yol çalışmaları için taşınması gerektiğinde anlaşıldı. Kalın harflerle Hitler’e ithaf edilen yazının üzeri kapatılmıştı.
Aralık 1991’de, yeniden birleşen Berlin’in belediye başkanı Lenin’i devasa kaidesinden indirmenin zamanının geldiğine karar verdi. Yirmi yıl önce, Sovyet liderinin doğumunun yüzüncü yıldönümünü kutlamak üzere 19 metre yüksekliğinde dev bir heykel açılmıştı. Bu, Alman Demokratik Cumhuriyeti’nin başkentinin kalbinde, Leninallee’nin başlangıcı olan Leninplatz’daydı. Yıkım işçileri protestocularla mücadele etmek zorunda kaldı. Yetkilileri utandıracak şekilde, müteahhitler onu yıkamadı: beton çok sert çıktı. Başka bir firma bulundu. Lenin yerinden söküldü, 129 parçaya bölündü ve şehrin güneydoğusundaki Müggelheim’da bir ormana gömüldü. Dört ton ağırlığındaki kafası bir süredir Spandau Kalesi’nde sergileniyor. Birçoğu kasıtlı olarak kaidelerinden indirilmiş, bir zamanların güçlü figürleri ziyaretçilerle göz hizasında buluşmaya zorlanmış. Burası aynı zamanda Rammstein şarkısı ‘Deutschland’ın klibine de evsahipliği yapan tarihi bir yapı. Specter Berlin’in yönettiği şarkı sözleri nedeniyle uzun süre tartışma konusu olmuştu.