Büyükelçi Musa’dan çağrı: Türkiye ile Çin arasında kültürel ve akademik işbirliği geliştirilmeli
17. kez düzenlenen Metin Altıok Şiir Ödülü töreni Beyoğlu Ses Tiyatrosu’nda yapıldı. 'Kâğıdın Ölümü' kitabıyla kazandığı ödül Şeref Bilsel'e takdim edildi. Törende Gezi Direnişi'ne selam gönderildi, Sivas Katliamı anıldı.
Şair Metin Altıok’un anısına düzenlenen 17. Metin Altıok Şiir Ödülü’nün sahibi Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkan ‘Kâğıdın Ölümü’ kitabıyla Şeref Bilsel olmuştu. Ödül töreni Beyoğlu Belediyesi işbirliğiyle Beyoğlu Ses Tiyatrosu’nda yapıldı. Bilsel’e ödülünü Eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş ile şair yazar Şükrü Erbaş takdim etti.
Tören şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok’un konuşmasıyla başladı. Altıok yıllardır Metin Altıok Şiir Ödülü’ne ev sahipliği yaptığı için Kırmızı Kedi Yayınevi’ne ve törenin Beyoğlu Ses Tiyatrosu’nda yapılmasına vesile olan Beyoğlu Belediyesi’ne, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’e teşekkür etti. Konuşmasında Gezi Direnişi’ni anıp “tutsaklara selam” gönderen Altıok törenin Beyoğlu’nda olmasının ne kadar kıymetli olduğunu vurguladı:
“İnsanca ve eşit yaşam hakkı, adalet, barış, kardeşlik ve dayanışma yolunda Beyoğlu’nda demokrasi mücadelemiz sürüyor. Babam Metin Altıok’un adını yaşatacak bir ödül töreni tasarlarken onun bu ülkenin karanlığında yiten yaşamını acıyla ve o karanlıkla değil; şiiriyle, sözüyle, ilkesiyle, duruşuyla ve çok sevdiği ülkesinin insanları için toplumsal mücadelesiyle bıraktığı izle anılmasını istemiştim. Metin Altıok bugün Beyoğlu’nun kültür ve sanat anlamında kıymetli ve simge mekanlarından Ses Tiyatrosunda şiiriyle ve sanatıyla parlıyor. Beyoğlu yeniden kültürün ve sanatın kalbinde yer alacak.”
Tören Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve Kırmızı Kedi Yayınevi kurucusu Haluk Hepkon’un konuşmalarıyla devam etti. Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney Sivas Katliamı’nda katledilenleri de andı:
“30 yıl sonra sizleri Beyoğlu’nda, Metin Altıok’un anmasında ağırlamaktan, ev sahipliği yapmaktan duyduğum mutluluğu ve gururu ifade etmek istiyorum. 31 yıl önce tarihler 2 Temmuz’u gösterdiğinde benim de memleketim olan Sivas’ta 33 can insanlık düşmanları tarafından katledildi. Ateş utandı, toprak utandı, vicdanlar sustu, insanlık sustu ve yedi saat maalesef takip edilerek orada insanların katledilmesi izlendi. Ben 16 yaşındaydım, Okmeydanı’ndaydım. Kanatlarım olsa da uçsak Sivas’a ateşi söndürsek diye 16 yaşında bir genç olarak çırpınıyordum.
Maalesef gidemedik. Bugün içimizde Sivas’ın ateşi hala yanıyor. Bugün yine kanatlarımız olsa demokrasi, insan hakları, vicdan nereye gerekiyorsa oralara uçup insanlığa götürsek diye yine çırpınıyoruz. Bugün belediye başkanı olarak Beyoğlu semalarında, Beyoğlu halkına daha güzeli, daha iyiyi, kültürü, sanatı, insanlığı, vicdanı taşımak için Beyoğlu semalarında çırpınıyoruz. Yaşadığımız müddetçe, nefes aldığımız müddetçe ne Sivas’ı unutacağız, ne orada can veren aydınlarımızı unutacağız ne de katillerini unutacağız.”
Şükrü Erbaş’ın konuşmasından sonra ödülünü teslim alan Şeref Bilsel ise Metin Altıok’u, Sivas Katliamı’nda kaybettiklerimizi ve Nazım Hikmet’i andı, jüri üyelerine teşekkür etti.
Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle ödülünü teslim alamayan Selahattin Yolgiden’e de ödülü bu yıl verildi. Haydar Ergülen’in konuşmasından sonra ödülünü alan Yolgiden 2011 yılında yayımlanan ‘lacivert bir oyundu ikimiz arasında’ kitabında yer alan Metin Altıok’a yazdığı şiiri okuyarak kendisini ödüle değer gören tüm jüri üyelerine teşekkür etti. Ödüllerin verilmesinin ardından tören Harun Güzeloğlu’nun uyarlayıp Cansu Fırıncı’nın oynadığı Metin Altıok’un oyunu ‘AHKER’le devam etti.
Törenin devamında da Erdal Güney, Özge Metin ile bir müzik dinletisi sundu.