Heyecan dorukta: Nobel Edebiyat Ödülü’nü kim alacak?
Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandığını onu uykusundan uyandıran kızından öğrenmişti. Şiirleriyle 2020 yılında Nobel kazanan Amerikalı şair Louise Glück, 80 yaşında hayata veda etti. Hayatı boyunca bir düzine kitap yayımlayan şairin şu anda Türkçede basılı sadece bir kitabı bulunuyor: 'Seçme Şiirler'
Amerikalı şair Louise Glück’ün Nobel Edebiyat Ödülü kazandığı “Glück’ün başka herhangi bir şeyle karıştıralamaz şiir yazımı bireysel varlığın güzelliğini evrensel hale getiriyor” sözleriyle duyurulmuştu. 2020’de, üç yıl önce 77 yaşında Nobelli edebiyatçılar kervanına katılan Glück 80 yaşında yaşamını yitirdi.
Şairin hayatını kaybettiğini yayıncısı Jonathan Galassi dünyaya duyururken ölüm nedeni hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı. Şiirlerinde otobiyografik öğelerin yanı sıra mitlere de yer veren Louise Glück’ün sanatını, ona Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık gören komite, “Sade güzellikle bireysel varoluşu evrensel kılan kusursuz şiirsel ses” sözleriyle tanımlamıştı. Travma ve hayata dair duyduğu üzüntüleri tüm samimiyetiyle dizelerine yansıtmaktan çekinmeyen şairin bu tavrı, onu özel kılan bir diğer unsur oldu.
Louise Glück, Nobel Edebiyat Ödülü kazandığını onu uykusundan uyandıran kızından aldığı haberle öğrenenmişti. Yazdıklarıyla ülkesinde ses getiren şair, 1993 yılında ‘Wild Iris’ adlı Türkçeye henüz çevrilmemiş kitabıyla Pulitzer Ödülü’nü de kazandı. Çok sayıda prestijli ödül kazanan şair, 2015 yılında da Ulusal Beşeri Bilimler Madalyası’nı aldı.
22 Nisan 1943’te New York’ta doğan Louise Glück, hayatı boyunca bir düzineden fazla şiir kitabı yazdı. Her ne kadar Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasına şiirleri vesile olsa da denemeler ve fabllar kaleme aldı. Shakespeare ve T.S. Elliot üzerine düşünen ve yazan Glück’ün Türkçeye sadece bir kitabı, o da 1994 yılında çevrilmişti. Haliyle günümüzde baskısı bulunmayan Yapı Kredi Yayınları’nın çıkardığı ‘Seçme Şiirler’ kitabı, ödüllü şairin dünyasına Türkçeden açılan tek pencere olmaya devam ediyor.
Şairin kitabını Türkçeye kazandıran Güven Turan, Seray Şahinler Demir’e verdiği röportajda Louise Glück’ü şu sözlerle tanımlamıştı: “Glück şiirini ilk kitabından sonra ağır ağır değiştirdi. Doğaldır bu. İlk kitaplarında daha kapalı bir dili vardı. Daha kısa dizelerle yazıyordu. Sonraları dizeler uzadı. Ama temeldeki dil titizliği, yoğunluk, anlatımcı şiirlerde bile kendini belli eden lirizm, “ben” anlatımını çok katmanlı bir varoluş sorunun etrafında kurması her zaman vardır şiirinde. Glück Robert Lowell gibi, Anne Sexton gibi, Frank O’Hara gibi “itirafçı” şairlerden değildir. “Ben” dediğinde bir personanın, bir maskenin ardından konuşuyor olabilir. Bir William Carlos Williams, bir Louis Zukofsky, bir Charles Olson değil kuşkusuz ama özün bir şair”
İlk şiir kitabı ‘Firstborn’u 1968 yılında yayınlayan Glück aynı zamanda girişimci olan mucit bir babanın ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak New York’ta dünyaya geldi. Pek çok New Yorklu gibi ailesi bir kuşak önce buraya göç etmişti. Glück’ün kökleri ise Doğu Avrupa’ya uzanıyordu. Columbia Üniversitesi’nde eğitim alan şairin gençlik yılları hastalıklar geçti; bu dönemde de hayata çok sevdiği şiirlerle tutundu, sonrasında da hayatı boyunca dizelerin peşinden gitmeyi kendisine yol olarak seçti.