Yamaç evlerin ardından Zeugma antik kenti gün yüzüne çıkarılıyor

Roma ile Doğu'yu birbirine bağlayan bir köprüydü Zeugma antik kenti. Farklı medeniyetlerin geçiş noktasında yer alması nedeniyle köprü anlamına gelen Zeugma adını alan antik kentteki kazılar hız kazanıyor.

Kültür Sanat 29 Haziran 2024
Bu haber 5 ay önce yayınlandı
Yamaç evler Zeugma antik kentinde ziyarete açık tek alan.

Gaziantep, dünyada sürekli yerleşimin bulunduğu en eski 10 şehirden biri. Tarihi kadar mutfağıyla da insanı büyüleyen bu kadim kent, zenginliğiyle göz kamaştırıyor. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunması nedeniyle kervansarayları ve hanlarıyla büyük bir mimari zenginliğe evsahipliği yapan kent, geçmişe dair çok güçlü referansları da yaşatıyor. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz Zeugma.

Türkiye’nin Mona Lisası Çingene Kızı

Kentin neresine giderseniz gidin Gaia ya da nam-ı diğer Çingene Kızı mozaiğini görmek mümkün. Kebabçı, katmerci, baklavacı, kahveci, bakırcı. İnsanlar merkezdeki Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenen bu yapıt için “bizim Mona Lisamız” diyor. Haksız da sayılmazlar. Da Vinci’nin başyağıtından 1500 yıl daha eski olan bu tarihi güzellik günümüzde müzede hak ettiği gibi özel bir odada ziyaretçilerini karşılıyor. Peki ya bu muhteşem mozaiğin çıkarldığı antik kent? Şehir merkezinden 50 dakika uzaklıkta Nizip ilçesi sınıarları içerisinde kalan Belkıs köyü yakınlarında tarihe ışık tutan Zeugma antik kenti bölgenin olduğu kadar Türkiye’nin de gözbebeği.

Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenen Çingene Kızı mozaiği, Türkiye’nin tanıtımlarında da sıklıkla kullanılıyor.

Tarihi İpek Yolu’ndan başladığımız yolculuğun ardından yaklaşık bir saatte Zeugma antik kentine varıyoruz. Burası Roma döneminde yüzlerce yıl boyunca Doğu’nun başladığı yer, imparatorluğun en uç noktası. Bir sınır kenti olması nedeniyle hem ticari açıdan hem de askeri açıdan büyük öneme sahip Zeugma bu nedenle hızlı bir şekilde gelişmiş ve zenginleşmiş. Öyle ki bir benzerine Efes’te rastladığımız Yamaç Evler burada da karşımıza çıkıyor. Şehrin zenginlerinin yaşadığı bu evler, antik kentin günümüzde ziyarete açık tek bölümü. Burada ve hemen yanı başında sular altında lana kıyılarda yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan mozaikler, Gaziantep merkezindeki Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergileniyor. Sanko, Gaziantep için Zeugma’nın ne kadar önemli olduğunun farkında. Bunun için kazıları destekyerek Zeugma’nın zenginlinin daha da ortaya çıkması için çabalıyor

Fırat nehri kıyısındaki Yamaç Evler, Zeugma antik kentinde ziyarete açık tek alan.

Gaziantep’in dört bir yanında izlerine rastlayabileceğimiz Sanko Holding 120. yaşını kutladığı şu günlerde Zeugma antik kentinde genişleyen kazıların da sponsorluğunu üstlenmiş durumda. Zira gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen daha onlarca tarihi yapı var. Bunlardan bazıları da her antik şehrin olmazsa olmazı antik tiyatronun yanı sıra agora, çeşmeler ve tapınaklar.Burada sıcak havanın haziran ayında dahi tahammülleri zorladığını düşünecek olursak bölgede kazı yapan arkeologlara sadece geçmişi gün yüzüne çıkardıkları için değil, sabırları için de teşekkür etmek gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olan dolayısıyla da Müze Kart ile ücretsiz bir şekilde ziyaret edebileceğiniz antik kentin pek çok noktasında tabelalar karşımza çıkıyor. Bu tabelar gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen antik yapıların konumunu ve tarihçesini anlatıyor. Ancak bundan çok daha etkileyicisini antik kentin girişindeki devasa makette görmek mümkün.

Fırat nehrinin ikiye ayırdığı Zegma antik kenti bir zamanlar onbinlerce insana evsahipliği yapıyordu.

Zeugma’nın bir kısmı 2001’de sular altında kaldı

Üstü çatıyla örtülü yamaç evler dışında daha nice tarihi yapının gün yüzüne çıkarılacağı Sanko Holding sponsorluğundaki arkeolojik kazıların tamamlanmasını merakla bekliyoruz. 2001 yılında Birecik Barajı’nın yapımı nedeniyle bir kısmı sular altında kalsa da bu antik kentte gün yüzüne çıkarılacak tarihi yapılar ziyaretçilere çok şey vaat ediyor. Milâttan sonra 1. yüzyılda nüfusu 80 bini geçen şehir, bölgenin en kalabalık kentlerinden de biri konumundaydı. Roma hakimiyetinin perçinlendiği dönemde yönetimi Kommagene Krallığı’na sınır güvenliği sağlanması şartıyla bırakılan antik kentte yeni tapınaklar da inşa edilmişti. Bunlardan biri şanslıyız ki şehrin sular altında kalmayan kısmında.

Zeugma antik kentinin varlığı 18. yüzyıla kadar unutulmuştu.

Milâttan sonra 250 yılında Sasani Kralı Şapur, Roma İmparatorluğu ile giriştiği savaşta Zeugma antik kentini yakıp yıktı. Yüzyıllar boyunca kalıntıları toprağın altında gömülü kalan antik kent, 1783 yılında İngiliz bir seyyah tarafından bulunmuştu Kentteki ilk kazılar ise 1917 yılında bölge işgal altındayken Fransızlar tarafından yapıldı. Bu dönemde antik kente ait tarihi eserlerden bazıları ne yazık ki yurtdışına kaçırılmıştı. Bu eserlerden bazıları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimleriyle ABD’den Türkiye getirilmiş ve Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergileniyor.

Roma'dan Osmanlı'ya uygarlıkların kenti Sillyon gün yüzüne çıkarılıyorRoma’dan Osmanlı’ya uygarlıkların kenti Sillyon gün yüzüne çıkarılıyor

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.