İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), Rus besteci Piyotr Ilyich Çaykovski'nin 1891'de bestelediği son eseri "Fındıkkıran" balesini Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) sanatseverlerle buluşturacak.
“Yeni yıl klasiği” olarak dünyadaki bütün bale topluluklarının repertuvarında yer alan eser, bu ay ve 2026 Ocak ayında izleyicilerin beğenisine sunulacak.
Reji ve koreografisini Mehmet Balkan’ın üstlendiği, İbrahim Yazıcı ve Zdravko Lazarov’un orkestra şefi olarak yer aldığı gösteri, Lale Balkan tarafından sahneye konuluyor.
“Türkiye’de 6 ilimizde aralık ve ocak ayında ‘Fındıkkıran’ sahnelenecek”
Gösteriye ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan başkoreograf Ayşem Sunal Savaşkurt “Fındıkkıran”ın yeni yıl için hazırlanmış bir eser olduğunu belirterek, “Aslında bütün dünyada, aralık ve ocak ayında yapılan bir eser. Türkiye’de de 6 ilimizde aralık ve ocak ayında ‘Fındıkkıran’ sahnelenecek.” dedi.
Savaşkurt, eserin bu kadar bilinmesinin sebebinin 1940’ta Walt Disney’in “Fantasia” animasyon filminin içinde kullanılması ve 1950’lerin sonunda George Balanchine’in yaptığı koreografinin ABD’de televizyonda yayımlanması olduğunu paylaşarak, eserin daha sonra çok ünlü olduğunu ve gelenekselleştiğini aktardı.
Eserin hikayesinden bahseden Savaşkurt şunları anlattı:
“Yeni yıl arifesinde Clara’nın amcası ona Fındıkkıran oyuncağı hediye ediyor. Bu oyuncak aslında göründüğünden çok fazla bir şey. Clara o gece uykuya daldığı zaman Fare Kral ve fareleri, salona girip saldırıyor. Fındıkkıran ve diğer oyuncaklar da canlanıyor ve farelerle savaşıyor. Kral Fare’yi yendiklerini görüyoruz ve bundan sonra Fındıkkıran prens oluyor. Clara’yı da Karlar Ülkesi’ne ve Şekerler Diyarı’na götürüyor. Aslında konumuz bu.”
“Fındıkkıran, bize her zaman umudu hatırlatıyor”
Savaşkurt, bu yılın Fındıkkıran’ın üçüncü sezonu olduğuna işaret ederek, “2023’te prömiyerini yaptık. Geçen yıl da sahnelendi, bu üçüncü sezonumuz. Bundan sonra da her yıl yapılacaktır. Çünkü bu bir gelenek. Bizim yaptığımız ‘Fındıkkıran’, Mehmet Balkan’ın koreografisi. Kendisi Lale Balkan ile beraber sahneye koydu. Onun versiyonu, yorumlaması bu. Benim de çok büyük bir ekibim var. Repetitör arkadaşlarımla beraber bu eseri her yıl tekrarlıyoruz.” diye konuştu.
Çok heyecanlı olduklarını ve eseri herkesin çok sevdiğini söyleyen Ayşem Sunal Savaşkurt, “Yeni yıl, bir umut. ‘Fındıkkıran’ bize her zaman o umudu hatırlatıyor. O yüzden güzel hislerle devam ediyoruz. Çok seviyoruz.” ifadesini kullandı.
“Bütün dünyayla aynı duyguları, aynı anda yaşıyormuşsunuz gibi”
İDOB baş dansçılarından Batur Büklü, provaların güzel geçtiğini anlatarak, “3 senedir sahnelediğimiz bir eser, hepimiz çok tecrübeliyiz. Ben de kişisel olarak yaklaşık 100-110’dan fazla ‘Fındıkkıran’ temsili yaptım. Bunların yarısından çoğunda Prens karakterini oynadım. Bu sene de aynı hissi, heyecanı tekrar seyirciye yansıtmak için sabırsızlıkla bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Fındıkkıran” eserinin izlenmesinin de sahnelenmesinin de çok keyifli olduğundan bahseden Büklü, şöyle devam etti:
“Sahnede olmak kadar seyirci de izlerken keyif alacaktır. Bu dönemde bunu sahnelemek çok keyif verici. Sanki bütün dünyayla aynı duyguları, aynı anda yaşıyormuşsunuz gibi bir his uyandırıyor dansçıda. Fındıkkıran, Clara’nın rüyasında Prens’e dönüşüyor. O Prens’i de ben canlandırıyorum.”
Büklü, eserin geleneksel olarak her yıl sahneye konulmasına ilişkin ise “Umarım daha uzunca seneler, her aralık ayında bunu devam ettiririz. Bu da geleneklerimizden biri olarak bize yerleşir diye umut ediyorum.” dedi.
“Zorlu ama bir yandan da çok keyifli”
İDOB baş dansçılarından Büşra Ay, her aralık ayında “Fındıkkıran”ın çalışmaları başladığında herkeste bir heyecan olduğunu belirterek, “Üçüncü sezonda buluşmanın heyecanıyla çalışıyoruz. Ben eserde Clara, aynı zamanda Şeker Perisi rolündeyim. İki farklı rol. Clara zaten küçük bir kız çocuğu ve yılbaşı temalı bir hikayemiz var.” bilgisini paylaştı.
Provaların yorucu ama bir yandan da çok keyifli geçtiğini söyleyen Ay, “Seyircinin karşısına en iyi şekilde çıkmak için uğraşıyoruz ve günlerce, haftalarca, hatta bazen aylarca prova yaptığımız oluyor. Bizim için en önemli olan şey sahnede o anda hem duyguyu geçirebilmek hem de teknik anlamda her şeyi düzgün bir şekilde yapabilmek. O yüzden aslında zorlu ama bir yandan da çok keyifli.” sözlerini sarf etti.
Dekor tasarımını Tayfun Çebi, kostüm tasarımını Sevtaç Demirer, ışık tasarımını Taner Aydın, video prodüksiyonunu Ahmet Şeren’in üstlendiği eser, 25, 29 ve 30 Aralık’ta izleyiciyle buluşacak.
“Fındıkkıran” balesi ayrıca 14, 15, 22, 24, 28 ve 29 Ocak 2026’da da sahnelenecek.