Amerika’da ilk isyan: Harvard Trump’a direndi, “Teslim olmayacağız” dedi

ABD’de Trump yönetiminin üniversitelere boyun eğdirme çabasında ilk direniş Harvard’dan geldi. Yönetim üniversitenin 2 milyar dolarını dondurdu, üniversite kendisinden istenenleri yapmayı reddeden çok sert bir mektup yazdı. Amerika'da Türk öğrenciler dahil çok sayıda vize iptali var.

Popüler 15 Nisan 2025

Amerikan Başkanı Donald Trump, 2023’teki bir etkinlikte, “Amerikan mirasımıza ve Batı medeniyetinin kendisine yönelik Marksist saldırıya yardım eden okullara giden parayı keseceğiz,” demiş ve eklemişti: ”Komünist öğretiyi üniversitelerimizde destekleme günleri yakında sona erecek.”

Nitekim dediğini yapıyor, başkan olarak resmen koltuğuna oturur oturmaz Amerikan üniversitelerine tarihlerinde az rastlanır türden bir saldırı başladı.

Saldırıların bahanesi, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü vahşi savaş nedeniyle çok sayıda üniversitede yaşanan Filistin yanlısı protesto gösterileri. Bu gösterilerde İsrail’in eleştirilmesi veya Filistinlilerin “Nehirden denize özgür Filistin” sloganının kullanılması “anti-semitizm” olarak, Hamas’a destek verilmesi ise “terörizm” olarak niteleniyor.

Ve bu nitelemelerden hareketle yönetim özellikle seçkin üniversiteleri hedef tahtasına oturtmuş durumda ve üniversitelere bazı emirler gönderiyor, bu emirler yerine getirilmezse okulları federal hükümetten aldıkları araştırma fonları dahil paralarını kesmekle tehdit ediyor.

Fakat Beyaz Saray’ın üniversitelerden istedikleri sadece anti-semitizm veya terörizm tanımını genişletip Filistin yanlısı gösterileri baskılamak değil, talepler bunun çok ötesine gidiyor, yönetim üniversitelerin kimi işe alıp kimi almayacağından akademik hırsızlıklarla ilgili soruşturmaların yapılma biçimine, okullardaki trans sporculardan yine okullardaki DEİ diye adlandırılan programların sona erdirilmesine kadar pek çok alana yayılıyor. 

Amerikan muhafazakar sağının önde gelen gazetesi The Wall Street Journal’da dün yayınlanan bir habere göre Trump yönetimi adına bütün bu operasyonu düne kadar çok az bilinen ve tanınan bir bürokrat, Sean Keveney isimli biri yürütüyor.

Bu bürokratın yağdırdığı emirlerle New York’taki seçkin üniversite Columbia ağır bir tehdit altına girdi, üniversitenin bizdeki “rektör” benzeri bir karşılığı olan ‘başkan’ı Katrina Armstrong merkezi hükümetten gelen 400 milyon dolarlık fonu kesme tehdidi karşısında boyun eğmesine rağmen görevinden ayrıldı.

Merkezi hükümetin hedefine sadece Columbia girmedi. UPenn, Cornell, Duke, Brown gibi doğu yakasının diğer seçkin okulları da çeşitli seviyelerde tehditlere maruz kaldı, hükümetten onlara mektuplar gitti, bu mektuplarda istenenleri yerine getirmemeleri halinde paralarının kesileceği bildirildi.

Amerikan üniversitelerine yönelik yegane tehdit bu mektuplarla da yapılmıyor. Çok sayıda üniversitede okuyan yabancı öğrencilerin eğitim vizeleri toplu halde iptal edilmeye başlandı. Yüzlerce Türk öğrencinin de vizesi, işledikleri öne sürülen küçük suçlar nedeniyle iptal edildi, bazı vize iptallerine gerekçe bile gösterilmedi, bazı iptallerde yanlış yere park cezasını ödememek, aşırı hızlı araç kullanmak, dur işaretinde durmamak gibi trafik suçları bile vize iptali gerekçesi oldu. Bu muameleye sadece Türk öğrenciler uğramıyor, neredeyse bütün yabancı öğrenciler vize iptalleri korkusu içinde. Üniversiteler kayıt yenileyip yenilememekte tereddüt geçiriyor, yaz tatili yaklaşırken pek çok aile çocuklarının yeniden Amerika’ya girebileceğinden emin olmadığı için onların tatil için ülkelerine gelmesine izin vermiyor.

Bu yoğun baskı ortamında Trump yönetimin son hedefi, uzun yıllardır bütün sıralamalarda ‘Dünyanın en iyi üniversitesi’ olarak birinci sırada çıkan Boston’daki Harvard Üniversitesi oldu.

11 Nisan günü Amerikan merkezi hükümeti Harvard Başkanı Alan Garber’a ve Harvard’ın sahibi olan Harvard Corp. adlı şirketin önde gelen yönetim kurulu üyesi sıfatıyla Penny Pritzker’e bir mektup yazarak çok sayıda talebi art arda sıraladı. (Mektubun tam metnini buradan okuyabilirsiniz.)

Mektupta sıralanan talepler arasında üniversitede yönetim reformu yapılmasından işe alımların ve öğrenci alımlarının sadece liyakate dayalı olmasına, alacağı yabancı öğrencilerin “Amerikan değerlerine” ve Anayasasına karşı olmayan insanlardan seçilmesine, işe alımlarda farklı görüşlerden insanlara da şans verilmesine, öğrencilerin daha disiplinli olmasının sağlanmasından üniversitenin yanlış uygulamalarını ihbar edecek muhbirlerin korunmasına kadar üniversitenin özerk yönetimini doğrudan ilgilendiren şeyler vardı.

Mektup bir hayli emredici tonda yazılmıştı.

Harvard Başkanı Alan Garber ve yönetim kurulu üyesi Penny Pritzker bu mektuba avukatları aracılığıyla 14 Nisan günü oldukça sert bir cevap yolladı. (Bu cevabın tam metnini de buradan okuyabilirsiniz.)

Cevapta bir yandan üniversitenin anti-semitizm konusunu çok ciddiye aldığı ve anti-semitizmle mücadele için aktif tutum içinde olduğu söyleniyor ama sonrasında “Sizin mektubunuz sadece bizim bu çabalarımızı görmezden gelmekle kalmıyor, bize Amerikan Anayasasının ifade özgürlüğünü garanti altına alan ek birinci maddesine açıkça aykırı şeyler yapmamızı emrediyor, böylece üniversite özgürlüğünü sona erdirmemizi istiyor” deniliyor.

Mektubun sonunda Harvard’ın yönetimle diyaloğa açık olduğu ama bu yönetimin veya herhangi bir yönetimin yasadışı yetkiler kullanıp taleplerde bulunmasına izin vermeyeceği söyleniyor.

Böylece Harvard, Trump yönetiminin taleplerine açıkça direnişe geçen ilk üniversite oldu. Ama cevap mektubunun gönderildiği 14 Nisan günün akşamında Beyaz Saray Harvard’ın 2,2 milyar dolarlık bir bağış fonunu dondurdu ayrıca federal hükümetin üniversiteyle yaptığı 60 milyon dolarlık bir kontratı da iptal etti.

Harvard Üniversitesi Başkanı Alan Garber, Pazartesi günü üniversiteye yaptığı duyuruda, “Hangi parti iktidarda olursa olsun hiçbir hükümet, özel üniversitelerin ne öğretebileceğini, kimi kabul edip işe alabileceğini ve hangi çalışma ve araştırma alanlarını sürdürebileceğini dikte etmemelidir” dedi. 

Harvard’a Beyaz Saray adına mektubu yazan ‘General Services Administration’ adlı devlet kurumu da dün bir açıklama yapıp, “Harvard’ın bugün yaptığı açıklama, ülkemizin en prestijli üniversiteleri ve kolejlerinde yaygın olan rahatsız edici hak sahibi olma zihniyetini güçlendiriyor” dedi.

İlgili bir gelişmede, dokuz büyük araştırma üniversitesi ve üç üniversite derneği Pazartesi günü Trump yönetimine Enerji Bakanlığı’nın geçen hafta kestiğini söylediği 400 milyon dolarlık fonu geri vermesi için dava açtı.

Davaya katılan okullardan biri olan Cornell Üniversitesi’nin başkanı Michael I. Kotlikoff yaptığı açıklamada, söz konusu araştırmanın “ulusal güvenlik, Amerikan imalatı, ekonomik rekabet gücü ve enerji bağımsızlığına doğru ilerleme için hayati önem taşıdığını” söyledi.

Davacı olarak listelenen diğer okullar arasında Brown Üniversitesi, Caltech, Illinois Üniversitesi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Michigan Üniversitesi, Michigan Eyalet Üniversitesi, Princeton ve Rochester Üniversitesi yer aldı. Enerji Bakanlığı, hibelerle ilişkili genel giderleri veya “dolaylı” maliyetleri önemli ölçüde azaltacağını söyledi.

Harvard da baskılara boyun eğdi, Cemal Kafadar'ı görevden aldıHarvard da baskılara boyun eğdi, Cemal Kafadar’ı görevden aldı

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.