Yeni bir şarap daha geliyor. Şükran ve Gökhan Aydın Bodrum Yahşi'de şarap müzesi, kütüphane, sanat galerisi, yazar evi ve restorandan oluşan tam teşekkülü bir kompleks kuruyor.
Şükran ve Gökhan Aydın çiftiyle Bodrum Kızılağaç’ta yeni açılan bir şaraphane sayesinde tanıştım. Türkiye’de son 10-15 yıldır açılan ufak aile işletmelerinin romantizmine kapılmamak, bir içerik üreticisi olarak o fermente kokunun peşinden gitmemek mümkün değil, tahmin edersiniz ki.
Dolayısıyla Ege Winery’nin Denizli’deki bağlarından topladığı üzümleri şarap yapmak için Bodrum’a getirdiklerini öğrendiğimde Şükran ve Gökhan Aydın çiftini yakından tanımak istedim.
İtiraf edeyim; hikaye şaraba düşkün bir ailenin hobisini işe dönüştürmesi bakımından alışılagelmiş gibi görünse de buz dağının görünmeyen kısmını dinleyince tek kelimeyle büyülendim. İşte şimdi sizi o büyülü dünyaya davet ediyorum.
Gökhan Bey bir sanayici, Ankara’da havai fişek üretiyor uzun yıllardır. Hatta 90’ların ortasında Türkiye’ye havai fişeği ilk getiren o. Aydın ailesi bundan dokuz sene önce büyükşehirde yaşamaktan vazgeçerek bir Ege turuna çıkıyor. Çanakkale – Kaş arasında yaptıkları bu 15 günlük seyahatin son durağı Bodrum oluyor.
Nedeni basit aslında; sosyal hayat, eğitim, sağlık ve vesair tüm maddelerin yanına tik işareti atılacak tek bölge Bodrum. Ve böylelikle “küçük yer” hayatları başlamış oluyor. Başlayan tek şey yeni bir yerde yeni bir hayat da değil üstelik. Gökhan Bey’in yana yakıla hayata geçirmek istediği en önemli şey şarap yapımı. Şükran Hanım da bu konuya epey ilgili olunca, evde küçük denemeler yapıyor. Eş zamanlı olarak Denizli’nin Güney ilçesinden üzüm bağları satın almaya başlıyor aile. Nihayetinde evlerinin çalışma odasına kadar giren şarap tanklarında ufak ufak üretime geçiliyor.
“Bir gün bir baktık evin her yerinde şarap tankları, şişeler, şarap üretimiyle ilgili alet edevat… Bu böyle olmayacak, dedi Şükran. O zaman, Şelçuk’taki arkadaşlarımız 7 Bilgeler şaraplarının sahipleri, onları aradık ve üzümlerimizi oraya götürüp şarap üretmeye başladık. 2019’daki ilk hasatla başladık, 2021’e kadar üç sene orada üretildi ve şişelendi Ege Winery şarapları. Şimdi 2022’nin hasadını burada, Bodrum’da üretiyoruz.”
Şarap serüvenini dinlerken bir yandan da tadım da yapmak lazım fikrinde birleşiyoruz ekip olarak. Önolog Çağlar Boynueğri bize dört farklı şarap tattırıyor. Emir ve Öküzgözü dışında tüm üzümler ailenin Denizli Güney’deki bağlarından geliyor. Emir Nevşehir, Öküzgözü de Elazığ bağlarının mahsulü. Biz tadım kadehlerimizi dibine kadar yudumlarken Gökhan Bey anlatmaya devam ediyor.
“Burası bir sentez şaraphane. Ben yıllardır Avrupa, Güney Afrika, Avustralya ve Güney Amerika’da pek çok şaraphane gezdim. Farklı teknikler öğrendim. Tüm bunların bir karmasını uyguluyoruz burada. Üretim tekniğimiz için kav şarapçılığı diyebiliriz. Beyaz şaraplarımız için azot tankı kullanıyoruz, okside olmaması için. Kullandığımız sistemi zaten Türkiye’de topu topu üç marka daha kullanıyor. Ayrıca özel buhar makinemiz var; ısı kontrollü tanklarımızı kimyasalla değil, 100 derece buharla dezenfekte ediyoruz.”
Her şey güzel hoş ama esas size en başta vadettiğim buz dağının görünmeyen kısmına gelelim artık… Aydın ailesi bir yönüyle hayallerini gerçekleştirmiş olsa da yapmayı kafalarına koydukları şey çok daha büyük. Bazı prosedürel pürüzleri aştıkları anda Yahşi’de aldıkları 24 dönümlük alanda bir şarap cenneti kurmaya hazırlar.
Ege Winery’nin Bodrum düşünde; şarap müzesi, kütüphane, sanat galerisi, yazar evi ve restorandan oluşan tam teşekkülü bir kompleks var. Muhtemelen çok kısa bir süre sonra, Bodrum’da yaşayanlar veya tatile gelenler şarap ve şaraba dair her şeyle ilgili merak ettiklerini bu kapının ardında bulabilecek. “Elimde şarap müzesi için 7 bin parça ürün var. Bunlar neler derseniz; mesela 3bin 500 parçalık bir tirbuşon koleksiyonuna sahibim. Çoğu da 100 yaş ve üzeri…
Dünyanın pek çok şehrinden topladığım parçalar, kapanan şaraphanelerden aldıklarım; original şarap şişeleri, şarap yapımında kullanılan aletler, fıçılar, fıçı kantarları, kitaplar, bağcılıkla ilgili her şey, aklınıza ne gelirse!” Seçkisini sergilemek ve bir sanat & şarap & gastronomi evreni yaratmak için sabırsızlıkla bekliyor Gökhan ve Şükran çifti.
Ve bu ümitsiz bir bekleyiş de değil. Bir yandan hazırlıklar sürüyor. Örneğin, her ne kadar Bodrum’da şaraplık üzüm üretmeyi gündemlerine almış olmasalar da, Yahşi’deki arazilerinin bir bölümünü Bornova Misket ve Shiraz dikimi için hazırlamışlar. Yani tüm bunlara ilaveten, bağbozumu deneyimi için de yeşil ışık yakıyorlar şimdiden.
“Şarap yaşayan bir organizma ve 9 bin yıldır tüketilen bir içki” diyor Gökhan Bey şaraphaneden ayrılmak üzereyken. Bu işi ticari bir yatırım olarak görmediğini, hobisini işe değil de aşka çevirdiğini söylüyor. Zaten son gelen bir takım düzenlemelerle kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkiye’deki 60’a yakın butik şarap üreticisini düşünecek olursak; bu rüyaya para kazanma hırsıyla girmenin mümkün olmadığını hemen anlıyorsunuz.
Velhasıl Gökhan ve Şükran Aydın bugün Denizli’de sahip oldukları 270 dönüm civarındaki bağlarında Cabernet Sauvignon, Cabarnet Frank, Merlot, Shiraz, Sauvignon Blanc, Chardonnay ve Malbec üretiliyor. Şimdilerde Bodrum’daki şaraphanede 2023 hasadını üretip şişeleyecekler ve Bodrum Kafası ismini verdikleri yeni şarap markalarının lansmanını yapacaklar. Ardından Yahşi’ye kuracakları şarap vahasını şahlandıracaklar. Bu tutku dolu, kültür kokulu ve leziz hikayeye ortak olmak için kendilerini takibe alın…