İster aşk, ister flört ister arkadaşlık olsun, bütün ilişkiler için geçerli bazı stratejiler var. Yeni yılda ilişkilerinizi güçlendirmek istiyorsanız, The New York Times’ın derlediği bu yedi stratejiyi okumadan geçmeyin.
Arkadaşlarınızla eskisi kadar görüşmüyor musunuz? Eşiniz veya sevgilinizle artık en basit konuşmalar bile kavgaya mı dönüşüyor? Yalnızlıktan çok mu sıkıldınız? Tam birisiyle çıkmaya başladınız ama o eski partnerlerinden şikayet etmeyi bırakamıyor mu?
Bunlar modern hayatın getirdiği, sanki kaçınılmazmış gibi duran irili ufaklı can sıkıcı şeyler. The New York Times gazetesi, 2024 boyunca yayınladığı makale ve haberlerden oturup 2025 için yedi temel tavsiyeyi, hatta ilişki stratejisini derlemiş. Catherine Pearson imzalı bu yazıyı tam metne yakın yayınlıyoruz (Yazı içinde hep The New York Times’ın verdiği, yıl içinde o konuda çıkmış haber veya makaleye linkler var. Onları tıklarsanız okuma deneyiminiz daha de zenginleşebilir).
İlişkiler, ne yediğimiz ve yeterince uyuyup uyumadığımız kadar sağlığımızı etkileyen güzel, zor şeylerdir.
Bu nedenle The New York Times’ın Well bölümü ilişkileri ciddiye alıyor, arkadaşlıklarımızı, evliliklerimizi ve aile ilişkilerimizi neyin güçlendirdiği ve bu bağları neyin tehdit ettiği konusunda rehberlik için dünyanın önde gelen araştırmacılarından ve terapistlerinden görüş ve önerileri derliyor.
Bazen, başarması bir ömür sürecekmiş gibi görünen kapsamlı tavsiyeler veriyor bu uzmanlar. Diğer zamanlarda, basit ama etkili yöntemler sunuyor. Bunu göz önünde bulundurarak, işte geçen yıl uzmanların bize verdiği en sevdiğimiz yedi ilişki tavsiyesini derledik.
1. Arkadaşlıklarınızı ‘yeniden ekin’
Bir psikolog ve “Platonik” kitabının yazarı Marisa G. Franco, arkadaşlarınızla platonik ilişkiye dönüşmeye yüztutan bağlarınızı güçlendirmek için, o arkadaşınızla bağlantı kurma şeklinizi yenileyerek yakınlığı teşvik eden bir strateji olan “yeniden ekmeyi” (ya da yeniden saksılamayı) düşünmenizi öneriyor. Belki bir iş arkadaşınızdan bir sonraki kitap kulübü toplantınıza gelmesini istersiniz. Ya da genellikle happy hour’da tanıştığınız arkadaşınızdan “huşu yürüyüşü“ne çıkmasını isteyin. Yenilik, bağlantınızı yeniden canlandırabilir ve farklı bağlamlarda zaman geçirmek, bir arkadaşınızın kişiliğinin farklı taraflarını deneyimlemenizi sağlar.
2. Flört? ‘Sarı bayraklara’ dikkat edin
Karşı cinsle flört aşamasındaysanız tehlike işareti olan “kırmızı bayrakları” tespit etmede oldukça usta hale gelmiş olabilirsiniz, ancak “sarı bayraklar” – dikkatli bir şekilde ilerlemeniz gerektiğini gösteren davranışlar veya tutumlar – en anlayışlı flörtçüler için bile tanımlanması için daha zor şeyler olabilir. Köşe yazarı Jancee Dunn, potansiyel bir romantik partnerde dikkat edilmesi gereken daha ince sinyallere baktı: Çıktığınız kişi tüm eski partnerlerinin deli olduğunu mu düşünüyor? Yakın çevrenizin yeni ilişkiniz hakkında çekinceleri var mı? Bunlar belki de flörtten vazgeçmenizi gerektiren şeyler değiller ama dikkatinizi çekmeye değer uyarı işaretleri olabilirler.
3. ‘Sen’ yerine ‘Ben’ demeyi sevmeyi öğrenin
Cümlelere ‘ben’ diye başlamak, çoğu ilişki danışmanının önerdiği bir iletişim kurma biçimi. “Ben, x olduğunda y gibi hissediyorum” formülasyonu, örneğin “Yemek boyunca telefonuna baktın” cümlesinden daha yapıcı bir cümle kurma biçimi. Onun yerine “Yemek sırasında telefonuna baktığında kendimi yalnız hissediyorum” demek daha az suçlayıcı, karşı tarafı daha az savunma pozisyonuna sokucu bir söyleme biçimi.
4. Bazı cümleleri hiç kullanmayın
Neredeyse keder-fobik bir toplumda yaşıyoruz ve acı çeken birine yardım etmek için “doğru kelimeleri” bulmak hiç kolay değil. Ancak bazı sözler, mesela başına bir felaket gelmiş birine söylenen “her şeyin bir nedeni vardır” cümlesi feci biçimde küçümseyici. Yıllar önce oğlunu kaybeden ve yas tutma konusuyla ilgili birkaç kitabın yazarı David Kessler, kederin saptırılmaması, tam tersine kedere tanık olunması gerektiğini söylüyor. Bunun yerine, kişiye üzgün olduğunuzu söyleyin veya belki bir veya iki favori anıyı paylaşın. Uzmanlar, varlığınızın klişelerden daha güçlü olduğunu söylüyor.
5. “İlişkisel hesaplaşma”nın gücünü kucaklayın
Bir aile terapisti ve “Us: Getting Past You and Me to Build a More Loving Relationship” kitabının yazarı Terrence Real, yaşlandıkça, çoğumuzun hiçbir romantik ilişkinin bize istediğimiz veya ihtiyacımız olan her şeyi sunamayacağını anlamaya başladığını söylüyor. Bu yüzden ara sıra “ilişkisel hesaplaşma” olarak adlandırdığı bir bağırsak kontrolü öneriyor. “Kendinize şu soruyusorun” diyor Terrence Real: “Bu ilişkiden ne alıyorum ki, üzüldüğüm şeyler üzülmeme değiyor olsun?” Real, “birbirlerinin insani kusurlarını görmek ve bunları içe sindirmek, uzun vadeli yakınlığın çok önemli bir parçasıdır” diyor.
6. Kıyaslamaların cinsellikten aldığınız keyfi çalmasına izin vermeyin
Seks terapistleri ve eğitimciler, insanlara cinsel yakınlık söz konusu olduğunda “normal” diye bir şey olmadığı konusunda güvence vermek için çok zaman harcıyorlar. British Columbia Üniversitesi’nde psikolog ve profesör olan ve “Better Sex Through Mindfulness” kitabının yazarı olan Lori Brotto, insanların özellikle ilişki sıklığına ve “tipik” miktarda seks yapıp yapmadıklarına takıldığını söyledi. Ancak böyle kıyaslamalar cinsel yaşamınızı iyileştirmez. Daha belirgin bir soru: Yaptığınız seksten ne kadar keyif alıyorsunuz?
7. Siz başkalarını davet etmeyi sürdürün
Hayatının sonuna doğru, Amerika’nın en tanınmış seks terapisti Dr. Ruth Westheimer, odağını cinsellikten yalnızlık krizine çevirdi. 96 yaşında ölümünden aylar sonra yayınlanan son kitabında Dr. Ruth Westheimer yalnızlık krizine karşı 100 ders verdi. Bunlar arasında neler mi vardı? Örneğin, her seferinde sizin plan yaptığınız, sizin ilk adımı attığınız buluşmaların muhasebesini tutmaktan vazgeçin ve ilk adımı siz atıpsevdiklerinizi etrafınızda toplayın çünkü bu size memnuniyet getirir. Bu tavsiyeyi Dr. Westheimer karşılığında bir davet beklediğin için yapmadı. Siz de karşılık beklemeyin.