Erkek penisi veya kadın klitorisinde cinsel uyarılma nasıl oluyor? Bu soru uzun zamandır bilim dünyasını meşgul ediyordu. Şimdi cevabı biliyoruz: Erojen bölgelerde derinin altındaki 'Krause cisimcilikleri' adı verilen sinir hücreleri sayesinde!
Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan sorusu sorulan horozun hayali cevabı meşhurdur: Ben onu bilmem işimi yaparım.
Cinsellik, cinsel uyarılma, sonrasında çiftleşme dünya üzerinde yaşamın sürmesinin yegane yolu. Bir yandan bu yaşam bütün çeşitliliği ile sürdüğüne göre ‘Onu bilmem işimi yaparım’ mantığı elbette çalışıyor.
Ama bilim bu, her şeyi merak ettiği gibi bu mekanizmanın nasıl çalıştığını da merak ediyor ve ‘Cinsel uyarılma nasıl gerçekleşiyor?’ sorusunu soruyor.
Bu sorunun en azından bizim de dahil olduğumuz memeli canlılar için cevabını kısmen biliyoruz. Cinsel uyarılma veya ‘arzu’ ilk olarak beyinde doğuyor. Beyinde bu arzuyu başlatan çeşitli hormonlar var ve bu hormonları harekete geçiren dışsal faktörler. Bu faktörlere kokudan dişinin göz bebeklerindeki büyümeye kadar pek çok şey dahil.
Ancak mesele ‘arzu’ ile bitmiyor. Bir de işin fiziksel tarafı var. Yani erkeğin penisinin sertleşmesi, kadının vajinasının kayganlaşması ve klitorisinin sertleşmesi gerekiyor.
Peki bu fiziki kısım nasıl gerçekleşiyor? İşte bu sorunun cevabı, özellikle insanlar arasında çok yaygın olabildiğini bildiğimiz bir dizi rahatsızlığın çözümünde anahtar rol üstlenebilir.
Ereksiyon bozukluğu, orgazm güçlüğü, yetersiz uyarılma ya da felç nedeniyle cinsel işlevin tamamen kaybı…
Şimdi, cinsel istek ve işlevle ilgili pek çok sorunun sebebini aydınlatan ve tedavi potansiyeli taşıyan yeni bir araştırma yapıldı ve bu araştırmanın sonuçları bilim insanları tarafından ‘çığır açıcı’ olarak niteleniyor.
Harvard Tıp Okulu’nda nörobiyolog Prof. Dr. David Ginty tarafından yönetilen araştırmada cinsel uyarılmadan derinin dermis tabakasındaki Krause cisimciklerinin sorumlu olduğu ve düşük frekanslı titreşimlere yanıt verdiği ilk kez doğrulandı. Sonuçlar Nature dergisinde geçen hafta yayımlandı.
Deneyde farelerin penis ve klitorisleri uyarıldı ve bazı sinir uçları titreşimleri algıladı ve cinsel organlar sertleşti. İşte bu sinirler insan genital organlarında 150 yıl önce keşfedilen Krause cisimcikleriydi. Bunları cilt altında sıkıca sarılmış toplar halindeki sinir uçları diye tanımlamak mümkün.
Krause cisimcikleri insanların parmaklarında ve ellerinde de bulunan ve cilt dokulu yüzey üzerinde hareket ederken titreşimlere yanıt veren, dokunma ile aktive olan cisimciklere benziyor.
Genital cisimciklerin nasıl çalıştığı ve cinsellikte nasıl rol oynadığı tam olarak bilinmiyordu. Duyusal nörobiyolog David Ginty ve meslektaşları uzun zamandır bu gizemli nöron toplarını incelemek istiyordu. Ancak belirli nöronları aktive etmek ve izlemek ancak son 20 yılda moleküler tekniklerin gelişmesiyle mümkün oldu.
Ginty ve diğer araştırmacılar çeşitli mekanik ve elektriksel uyaranları kullanarak erkek ve dişi farelerdeki Krause cisimciklerini aktive etti. Nöronlar 40-80 hertz aralığındaki düşük frekanslı titreşimlere yanıt verdi.
Profesör Ginty bu frekans aralığının birçok cinsel oyuncakta yaygın olarak kullanıldığını belirtiyor. Bu da insanların bilimsel dayanağı olmasa da el yordamıyla Krause cisimciklerini uyarmanın en iyi yolunu bulduğunu gösteriyor.
Araştırmaya göre erkek ve dişi farelerin genital organları yaklaşık aynı sayıda cisimcik içeriyor, ancak organlar gelişirken bu cisimcikler alansal olarak yayılıyor. Klitoris daha küçük olduğu için buradaki cisimcikler penistekilerden 15 kat daha yoğun. Ginty “Klitoris üstünde neredeyse duvardan duvara Krause cisimcikleri var ve her birinin bir titreşim detektörü olduğunu düşünüyoruz” diyor.
Ekip cisimciklerin seksteki rolünü öğrenmek için anestezi altındaki fareleri 40-80 hertz aralığındaki düşük frekansla uyardı ve erkeklerde ereksiyon, dişilerde vajinal kasılma gözlemledi. Bazı farelerin genetiği Krause cisimciklerini işlevsiz hale getirecek şekilde yeniden düzenlendi. Bu fareler normal şekilde çiftleşemedi. Dolayısıyla Krause cisimciklerinin seks için gerekli olduğu görüldü.
Çoğu duyusal nöron doğumdan önce gelişirken araştırmacılar Krause cisimciklerinin fareler cinsel olgunluğa ulaşmadan hemen önce, yaklaşık 4-6 haftalıkken geliştiğini buldu.
Krause cisimciklerinin anlaşılması cinselliğin biyolojik temellerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Böylece cinsel sağlık ve işlev hakkında daha fazla bilgi edinmenin, ereksiyon bozukluğu, felç gibi durumlarda yeni tedaviler geliştirmenin kapısını aralıyor.