"Benim gerçekten memelerim büyüdü, memem çıktı ya... Kilo da alıyorsun, hormonal olarak paramparça oluyorsun sen de." Bu sözler oyuncu yönetmen Ali Atay'a ait. Yaşadığı ise bazı baba adayı hemcinslerinin deneyimlediği sempatik gebelik.
Yorgunluk, baş dönmesi, sabah bulantısı, kusma, aşerme, ruh halinde hızlı değişimler… Kadınların hamilelik sırasında yaşadığı bu belirtileri partnerleriyle birlikte yaşayan erkekler var. Oyuncu Burcu Biricik ve Hazal Kaya’nın eşleriyle yeniden gündeme gelen sempatik gebelik sendromu nedir? Babalara tam olarak ne yaşıyor? Nedeni ne?
Ali Atay ve Hazal Kaya çifti konuk oldukları İbrahim Selim’in Youtube programında sohbet esnasında ebeveynlik deneyimlerini de paylaştı. Kaya izlediği bir belgeselde kadınların hamileliği ve lohusalığı sırasında baba adaylarının vücudunda benzer değişimler yaşandığına dair bilgiler öğrendiğini anlatırken söze giren Atay “Sempatik hamilelik mi ne, sempatik bir şey. Babalarda da oluyor bu. Benim gerçekten memelerim büyüdü, memem çıktı ya… Kilo da alıyorsun, bir şeyler oluyor. Hormonal olarak paramparça oluyorsun sen de” dedi.
5,5 aylık hamile olan oyuncu Burcu Biricik reklamcı eşi Emre Yetkin ile Kuruçeşme’de restoran çıkışı ‘ayaküstü gazetecilerin sorularını yanıtladı’: “Hamilelik sürecim güzel gidiyor. Fena değil diyelim; aş ermedim, bende öyle şeyler yok, bol bol yiyorum. Emre de bu arada sempatik gebeymiş, bütün semptomları gösteriyormuş” .
Sempatik gebelik halk arasında bilinen ismi; tıbbi adıysa Couvade (Kuvat) sendromu. Aslında halk arasında ne kadar bilindiği de tartışılır. Ancak çok bilinmese de şaşırtıcı şekilde yaygın görülen bir durum. Örneğin ABD’de yapılan bir araştırma babaların yüzde 25 ila 52’sinin bazı semptomları yaşadığını gösteriyor. Ürdün’de yüzde 59, Tayland’da yapılan bir araştırma ise yüzde 61 oranlarını işaret ediyor. 2013’e ait Polonya araştırması ise babaların yüzde 72’sinin hamilelikte en az bir semptom yaşadığını gösteriyor.
Tıbbi olarak tanınmış fiziksel ya da psikolojik bir hastalık olmasa da Couvade (Kuvat) sendromuna dair çok sayıda araştırma var. Bunlardan biri Londra’daki St. George hastanesinde 2005 yılında yapıldı. Baba adaylarında karın ağrısı, şişkinlik, bel ağrısı, halsizlik, sabah bulantısı, diş ağrısı gibi belirtilerin görüldüğü doğrulandı. Psikolojik belirtiler arasında depresyon, ruh hali değişiklikleri, anksiyete, hafıza kaybı, dikkat dağınıklığı var.
Babaları özellikle hamileliğin ilk ve üçüncü üç ayında (trimester) etkileyen Couvade sendromu henüz tıbben hastalık tanımı almış olmasa da ilk bulgular psikosomatik bozukluk olarak tanımlanma eğiliminde.
Sendromun nedenlerine dair farklı disiplinlerde çeşitli açıklamalar var. Psikanalitik teoriye göre, ki bu benim favori açıklamam, sendromun kaynağı erkeğin kadın doğurganlığıyla gelen yaratma kabiliyetini kıskanması.
İkinci bir psikanalitik teori ise baba adayının bazen doğmamış çocuğu annenin dikkatini çekecek bir rakip olarak görebileceğini söylüyor. Ancak bunu sendrom gibi sosyal olarak daha kabul edilebilir şekilde yani şekerle kaplayıp sunuyor. Bu yorum sendromun erkek için koruyucu bir işlevi olduğuna işaret ederek hamile partneriyle özdeşleşmeyi sağlıyor ve partneri ile bebeğe karşı koruyucu içgüdülerini kuvvetlendirdiğini savunuyor.
Psikososyal teori sendromun kökenlerine bakarken sosyal koşulları da göz önünde bulundurarak özellikle ilk kez baba olan erkeklerde kadının hamileliği ve doğumu sırasında marjinalleştirilmesine odaklanıyor. Annelik kadınlar için önemli bir tanımlayıcı özellikken aynı şey babalık ve erkekler için geçerli olmayabiliyor; baba adaylarının aksine, hamile kadınların annelik deneyimleri elbette ideal koşullarda, ticari, sosyal ve tıbbi olarak destekleniyor.
Erkeklerin doğum yapamaması ya da doğumu doğrudan deneyimleyememesi kendilerini marjinal ve bazen de işe yaramaz hissettikleri yardımcı bir role indirgeyebiliyor. Bu yardımcı rol durumuyla başa çıkabilmek için çözmek için erkek Couvade sendromu sergileyerek dikkati bilinçsizce de olsa kendisine çekebiliyor.
Couvade sendromunun hormonlarla ilişkisi de kanıtlanmış durumda ancak bu ilişkiye odaklanan az sayıda araştırma var. Sendromun hormonal bir temeli olduğunu destekleyen iki çalışmanın bulguları gebeliğin birinci ve üçüncü trimesterlerinde erkeklerin prolaktin ve östrojen hormon seviyelerinde önemli artış olduğunu, buna karşın testosteron ve stres hormonu kortizol seviyelerinin düştüğünü gösterdi. Bu hormonal değişiklikler yorgunluk, iştah değişikliği ve kilo alma gibi Couvade semptomlarının sergilenmesiyle ilişkilendirilir.
Erkekleri ilgilendiren bir durumdan bahsederken erkeklere söz vermemek erkeklik yapmak anlamına geleceğinden sözü onlara bırakalım.
2019’da Guardian’a konuşan Couvade sendromundan muzdarip 23 yaşındaki Silas haftalarca her sabah mide bulantısı yaşadığını anlatmış. Yine aynı haberde yer alan 25 yaşındaki Kalu ise özellikle hamlileliğin ilk üç ayında yoğun şekilde anksiyete ve mide bulantısı yaşadığını söylüyor. Günlerce kustuğunu anlatan Kalu sadece sıvı tüketebildiğini anlatıyor.
Daily Mail’e konuşan Harry Ashby ise nişanlısının hamileliği sırasında mide bulantıları, aşerme, memelerinde büyümesi ve karın şişmesinden şikayetçi.
Daha önce bu sayfalardan tanıdığınız gazeteci Burak Kuru kendi deneyimini şöyle anlatıyor: “Baba olacağımı öğrendiğim andan itibaren ruhsal ne tür değişiklikler yaşayacağımı biraz da heyecanla beklemiştim. Deneyimli babalarla konuştuğumda hep ‘Sende henüz bir değişiklik olmaz. Babalardaki değişim asıl doğumdan bir süre sonra başlar’ ifadesini duydum. Couvade kapsamına girebilecek değişiklikler, iştahımın açılması ve artan endişe düzeyi oldu. Tabii doğumu beklerken yaşanan her can sıkıcı gelişme anne baba üstünde aynı yönde etki yaratıyor: Hayata küsmüş şekilde geçirdiğimiz günler oldu. Bunu da couvade kapsamına alabiliriz bence. Doğuma hazırlık kapsamındaki nefes eğitimi ve doğumun tüm süreçlerini detaylı anlatan eğitimlerde ‘Ciddi ciddi oluyor bu iş’ dediğimi, doğumu anlatan eğitimin son videosunu tek başıma izlerken ağladığımı hatırlıyorum. Şu an 15 aylık bir oğlumuz var. Couvade sendromunu düşününce dönüp bakıyorum da babalık asıl post couvade’la başlıyor. Hayat o kadar hızlı akıyor ki ‘Sendromum varmış’ demeye vaktiniz bile olmuyor. Bu da benim deneyimim olarak baba adaylarına nasihatim olsun.”