Sivas’ta merdivenaltı üretilen diz, kalça, omuz protezlerinin üniversite hastanelerine satıldığı ortaya çıktı. Şirketin bir Alman firmasının logosunu taklit ettiği de öne sürüldü.
Birgün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre Sivas’ta bulunan bir şirketin tümörlü kemiklere takılan platini standartlara uygun olmayan şekilde üreterek Ankara merkezli bir firma aracılığıyla hastanelere sattırdığı öne sürüldü. Aynı şirketin öte yandan, kendi tesisinde ürettiği diş implantını, ünlü bir Alman markasının logosunu taklit ederek piyasaya sürdüğü de iddia edildi. Skandal uygulama ile SGK’den haksız ödeme alan ve halk sağlığını tehdit eden şirket ile ilgili savcılığa başvuruldu.
Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturmaya konu olan iddialar “Bu kadarı da olmaz” dedirtti. Sivas merkezli bir medikal şirketinin, insan sağlığını hiçe sayan uygulamalara imza atarak, SGK’den haksız kazanç sağladığı savunuldu.
Skandal iddia bir medikal şirketi sahibinin emniyete yaptığı şikâyet ile açığa çıktı. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçeye göre, Sivas Merkez Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren bir şirket, AB standartlarına uygunluğu gösteren CE belgesi ve teknik yeterliliği olmayan implantlar üretti.
Teknik yeterliliğe ve gerekli sertifikalara sahip olmadan üretilen implantların, Ankara’da faaliyet gösteren bir şirket ile anlaşılarak hastanelere satıldığı kaydedildi. Suç duyurusu dilekçesinde, aralarında büyük üniversite hastanelerinin de bulunduğu hastanelere satılan ürünlerin hastaların sağlığını olumsuz etkileyecek nitelikte olduğu vurgulandı. Standartları karşılamadığı belirtilen ve “Merdivenaltı üretildiği” öne sürülen ürünlerin diz, omuz, dirsek ve kalça protezleri olduğunun da altı çizildi.
Skandal, burada da sınırlı kalmadı. İddiaya göre aynı şirket diş implantı başta olmak üzere, dental ürünler üretmeye de başladı. Dental ürünlerin, bilinen bir Alman firmasının logosunun, hologramının ve ambleminin taklit edilmesi ile satıldığı da suç duyurusundaki iddialara eklendi. Suç duyurusu dosyasında ayrıca, şikâyetçinin Alman şirketle yaptığı yazışma da eklendi. Alman şirketten alınan yazıda, “Ürünlerimiz sadece Almanya’da üretilmektedir” denildiği kayda geçirildi. Skandalın boyutu, kriterleri karşılamayan ürünleri piyasaya sürdüğü, Alman firmasının logosunu taklit ettiği öne sürülen şirketin bir çalışanının ifadesiyle de ortaya konuldu. Çalışan, şirkette birçok pozisyonda görev aldığını belirterek, ifadesinde özetle şunları söyledi: “Üretilen bu ürünlerde markalama işlemi yapılmamaktaydı. Markalama işleminin yapılmaması için çalışanlara özellikle talimat veriliyordu. Ürünler, specar olarak ÜTS’ye bildirim yapılarak Ankara’daki bir firmaya gönderiliyordu. Ürünler, danışman hekim olan kendi saflarındaki M.Ş.A. aracılığıyla hastanelere satılıyor ve hastalara uygulanıyordu.”
Çalışanın iddiasına göre, Ankara’da bir üniversite hastanesinde çalışan doktor, hastalara takılmak için satın alınan ürünün markasız ve mukavemetsiz olduğunu fark etti. Doktorun ürünlerin satışına aracılık eden kişilerin hastaneyle ilişkilerini kestiği anlatıldı. Savcılığa yapılan suç duyurusunda “Kalitesiz ve CE belgesi olmayan ürünü farklı yollarla piyasaya sürerek halkımızın sağlığıyla oynayan, devletimizi dolandıran firmadan (E…) davacı ve şikâyetçiyim” dendi.