Son 53 yılın en sıcak nisan ayıydı
Kavurucu sıcakların vücutta yarattığı sıvı kaybı, böbreklerde taş oluşmasına ya da var olan taşların büyüme riskini de artırıyor. Böbrek taşı olan hastaların özellikle dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Üroloji Uzmanı Dr. Serkan Akıncı, sıvı tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.
Böbrek taşlarının yüzde 80’i kalsiyumdan oluşuyor. Mesane ise yazın, artan sıcaklara bağlı olarak çok daha fazla kalsiyum üretiyor. Kavurucu sıcakların gelmesiyle beraber vücutta artan sıvı kaybı, böbrek taşını da tetikliyor. Türk Böbrek Vakfı (TBV) Böbrek Nakli ve Üroloji Uzmanı Dr. Serkan Akıncı, böbrek taşıyla yaşayan hastaların risk altında olduğunu söyleyerek, “Hem var olan taşların boyutu büyüyor hem de yerinden hareket ederek ağrı ve diğer komplikasyon riskleri artıyor. Böbrek taşı olmayan kişilerde ise aşırı sıcaklara bağlı olarak böbrek taşı gelişme riski artıyor. O nedenle yeterli sıvı tüketimi çok önemli” dedi.
TBV Başkanı Timur Erk ise yazın artan sıvı ihtiyacında, maden suyu ve soda tüketimine işaret ederek soda ile maden suyunun aynı şey olmadığını söyledi ve uyardı: “Sodada sodyum bikarbonat var ve doğal değil. Maden suyu hem daha sağlıklı, hem de içindeki mineraller bakımından sıcaklarla artan mineral kaybını da engeller. Ancak böbrek ve tansiyon hastaları başta olmak üzere maden suyu tüketiminin çok da abartılmaması gerekiyor. Günde üç küçük şişeyi geçmemeli” diye konuştu.
Dr. Serkan Akıncı, ülkemizde böbrek taşı yaygınlığının çok sık olduğuna dikkat çekerek şu bilgileri verdi: “Yüzde 12-13 oranında böbrek taşı görülüyor ülkemizde ve bu son bir haftadır özellikle tüm dünyayı etkileyen aşırı sıcaklarla beraber, aslında böbrek taşı mevsimi de açıldı diyebiliriz. Çünkü hem sıvı tüketimi yeterli gelmiyor hem de terlemeyle birlikte sıvı kaybı oluşuyor. Böbrek taşı hastalarında risk artıyor. Böbrek taşı olmayanlarda ise böbrek taşı oluşması açısından tehlike artıyor. Zaten yaz dönemlerinde böbrek taşı olan hastaların semptomlarında artışları hep görüyoruz, polikliniklerimize de bugünlerde yansıyor bu artış. Böbrek ağrısı ile gelen hastaları daha sık görüyoruz. Çünkü hastalar sıvı kaybettiği zaman idrarları daha konsantre hale geliyor. Mineraller birleşmek için daha büyük bir fırsat buluyorlar bu ortamda. Var olan taşlar büyüyebiliyor veya yeni taş oluşumu mümkün oluyor bu kristallerin çökmesiyle.”
Sıvı kaybının artması ve yeterli sıvı tüketmemenin var olan böbrek taşlarının böbrek kanallarında hareket etmeye başlamasına da neden olduğunu anlatan Dr. Akıncı, “Taşlar böbrek içerisinde hareket ederek şiddetli ağrıya neden olabiliyorlar. Böbrek taşları normalde böbreğin içinde sessiz sakin dururken ağrı yapmazlar. Ancak böbrek kanalına düştükleri zaman ağrıya sebep oluyorlar. Yaz dönemlerinde su tüketiminin azalması ile birlikte böbrek taşlarının yerinden oynama riski de artıyor. Biz hastalarda özellikle yan ağrısı dediğimiz belin arka tarafında, kaburgaların altında ve kasığın ön tarafına doğru ve kasıkların altına doğru yayılan şiddetli ağrılar görüyoruz. Şiddetli bulantı ve kusmalar da taş ağrılarına eşlik edebiliyor. İdrar renginde değişikliklere sebep olabiliyor, hastaların idrar alışkanlıkları değişebiliyor, daha sık idrara çıkar hale gelebiliyorlar, idrarda kanamalara sebep olabiliyor. Yaz döneminde bu semptomların arttığını biliyoruz ve hastalarımızı daha fazla su tüketmeye sevk etmeye çalışıyoruz” dedi. Böbrek taşlarının idrar kanalında bazı minerallerin çökmesi ve birleşmesiyle oluştuğuna da işaret eden Dr. Akıncı, bazı gıdalarda bulunan oksalatın da taşa neden olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle noktaladı: “Yüzde 80 oranında kalsiyum oksalat yapıda taşlar bunlar. Oksalat da daha çok diyetle aldığımız yeşil yapraklı sebzeler, çikolata, pancar, fındıkta yüksek miktarda var. Böbrek taşı hastalarının bu gıdalardan da uzak durması gerekiyor.”
TBV Başkanı Timur Erk ise yaz sıcaklarında su tüketiminin artırılması gerektiğini vurguladı ve sudan sonra en sık tüketilen içeceklerin başında gelen maden suyu ile sodalar hakkında önemli uyarılarda bulundu. Erk, şunları söyledi: “Terleme ile atılan mineral miktarını yerine koymak, dengelemek gerekiyor. Bunun için de su içeceğiz, maden suyu içeceğiz. Ama sodadan uzak durmamız gerekiyor. Çünkü içinde sodyum bikarbonat yani sodyum, yani tuz miktarı daha fazla. Sodyum bikarbonatın özellikle yapay olarak enjekte edildiği bir içecek soda. En ideal olanı vücut kitle indeksine göre (örneğin 80 kilo bir kişi 2,5 litre yaz günlerinde 3 litreye kadar da çıkılabilir) su tüketilmesi lazım. Maden suyunu tüketirken ise günde 1 litreden daha fazla olmayacak şekilde, yani 3 tane küçük şişeyi geçmemek gerekiyor. Yüksek tansiyon hastaları, yani böbrek hastalığından bir önceki süreçte olan hastaların özellikle dikkat etmesi gerekiyor. Maden suyunun içerdiği tuz nedeniyle. Ama içerdiği mineraller açısından da maden suyunun faydaları var. Ben mesela yaz aylarında iki küçük şişe maden suyunu mutlaka içerim. Diyaliz hastaları açısından yaz sıcakları ise çok daha dikkat gerektiren bir durum. Çünkü diyaliz hastaları zaten 48 saatte bir diyalize girmek zorunda kalıyorlar ve bu süre zarfında 3-4 litreden fazla sıvı alamıyorlar. Terlemeyle beraber ekstra sıvı kaybı olduğunu da düşünürsek, diyaliz hastalarının kesinlikle terlemeden uzak kalmaları, direkt güneş ışığı altına çıkmamaları, mümkün olduğunca serin ortamlarda bulunmaya dikkat etmeleri gerekiyor.”