Erdoğan, BM için New York’a gitti, orada Elon Musk’ı da ağırlayacak
Taliban BM tarafından yürütülen aşılama kampanyasını durdurdu. Bu tutumun Afganistan ve Pakistan'da çocuk felcine yakalananların sayısını arttırması bekleniyor. Söz konusu ülkelerden yoğun göç alan Türkiye ne kadar tehlikede?
Afganistan’da üç yıl önce yönetimi ele geçiren Taliban Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yürütülen çocuk felcine karşı aşılamaları askıya aldı. Çocuk felci dünyanın en hızlı yayılan ve en öldürücü virüslerinden biri. Hastalık aynı zamanda Ortadoğu’nun yoksulluk ve savaşla sınanan bölgelerinde de şu sıralar oldukça yaygın. Öyle ki İsrail işgalinin sürdüğü Gazze’de 25 yılın ardından ilk vakanın tespit edilmesi alarma geçilmesine sebep oldu. Ancak hastalık yalnızca Gazze için tehdit oluşturmuyor. Bu yüzden de Pakistan ve Afganistan başta olmak üzere İsrail’in işgali altındaki Gazze’de de yayılma tehlikesi yüksek olan bu virüs için BM kuruluşu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından aşılama yürütülüyor. Buna rağmen Taliban’ın aldığı durdurma kararı da bölge için büyük tehdit oluşturuyor. Özellikle de Afganistan’dan yoğun göç alan ülkeler için. Bunlardan biri de şüphesiz Türkiye.
Taliban’ın BM’nin çocuk felci aşılamalarını durdurması Afganistan’da ve bölgede yüz binlerce çocuğun sakat kalmasına ve binlerce çocuğun ölümüne sebep olabileceği gibi göç ile yayılması muhtemel yerlerde de aynı tehlike söz konusu.
Taliban’ın yasağı BM’nin eylül sonunda başlatmayı hedeflediği yeni bir aşılama sürecinin hemen öncesinde geldi. Afganistan’da aşının çocukları öldüreceğine inanılması bu yasakların en büyük sebebi. Peki bu yasağın çocuk felcinin yaygın olduğu bölgelerden yaygın şekilde göç alan ve aşı karşıtlığının Covid-19 ardından iyice arttığı Türkiye’ye nasıl bir etkisi olur?
Türkiye Ortadoğu ve Avrupa’nın “köprüsü” olması sebebiyle savaş ve yoksulluk sebepli göçlerin de geçiş yollarından biri. 10Haber’e konuşan Gazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol göçün salgın hastalıkların yayılması konusunda önemli bir etken olduğunu söylüyor.
Şenol’un bize bu görüşü verdiği sıralarda da CHP İçişleri Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan Türkiye’nin yeni bir Afgan göçü ile karşı karşıya olduğu yönünde bir uyarı yapmaktaydı. Bakan’a göre İran Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin rakamlarına göre 4 – 4,5 milyon, gayriresmi İran haber ajanslarının rakamlarına göre ise altı ila sekiz milyon arasındaki Afgan’ın iki milyonunu çok kısa süre içinde sınır dışı edecek. Bakan’a göre bu Türkiye’nin yeni bir toplu göçle karşı karşıya kalması demek. Peki hem Afganistan’dan yeni bir göç dalgası gündemdeyken, hem Afganistan’dan zaten göç alırken biz de çocuk felcinden korkmalı mıyız? İşte bunu Prof. Dr. Şenol bizler için anlattı.
Şenol Türkiye’de son kez 1978 yılında görülen çocuk felcinin Suriye İç Savaşı ardından ülkeye gelen göçle tetiklendiğini aktarırken virüsün iyice yayılmasının önüne toparlama programlarıyla geçildiğini de aktarıyor. Şenol aşı altyapısı düzgün bir toplumun göçle gelecek salgın hastalıklarla kolayca baş edebileceğini söylerken İstanbul ve Ankara’da yüzde 10’lara kadar yükselen aşısız çocuk oranının da altını çiziyor. Bunun nedeni artan aşı karşıtlığı. Haliyle tehdit de büyüyor.
Şenol ülkemize göç yoluyla gelecek hastalıklardan korunmanın en iyi yolunun yaygın aşılama olduğunu belirtiyor. Şenol’a göre Gazze’de çocuk felci salgını ihtimaline karşı İsrail’in süreli ateşkeslerle aşılamaya izin vermesi ülkelerin kendini salgın hastalıklardan koruması çalışmalarına “iyi bir örnek.” Şenol Türkiye’de şu ana kadar aktif çocuk felci vakası olmadığını, fakat bu kadar çok göç alan bir ülkede atık suların izlenmesinin de salgın hastalıklara karşı önlem olarak uygulanması gerektiğini söylüyor.
Peki Taliban ve Pakistan neden aşılamayı yasaklıyor? Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) bir yetkili bu yasaklamanın temelinde BM’nin evleri gezerek aşı yapması olduğunu düşünüyor. Aşılama ekiplerinin kapı kapı gezerek aşı yapması daha çok çocuğa ulaşmalarını sağlıyor ama Taliban camiler ve okullar gibi kamusal binalarda aşılama yapılmasını istiyor. DSÖ bu sene Afganistan’da 18 çocuk felci vakası tespit etti, bu sayı geçen senekinden altı kişi daha yüksek.
DSÖ’den bir yetkili “Aşılama politikamızın biçimiyle ilgili tartışmaların farkındayız. Taraflar aşılama politikasını değiştirmek ve bu değişimin etkileri üzerine görüşüyor” dedi. DSÖ’nün çocuk felci aşılamaları aynı zamanda Pakistan’da da sürüyor. Pakistan’daki ekipler çoğu zaman hedef alınıyor. Bunun en büyük sebebi ise bölgedeki güçlerin “Batı’nın aşı yoluyla çocukları öldürmeyi hedeflediği” inancı ve Taliban’ın aşılama trafiği içerisinde yer alan kadınların mobilizasyonundan memnun olmayışı. Yani özetle, Taliban kadınların aşılıma için dahi olsa sokakta görünmesinden rahatsız.
Son olarak ağustos ayında DSÖ, Afganistan ve Pakistan’da “yoğun ve senkronize” şekilde çocuk felci aşılamalarının sürdürdüğünü bildirmişti. Beş yıl sonra bölgede ilk kez bu kadar yoğunlaşan çalışmaların çocuk felcinin yayılmasını durdurması bekleniyordu. DSÖ’nün evleri gezerek aşılama yapamadığı bazı bölgeler de vardı. Bu bölgelerden biri de Taliban’ın lideri Hibatullah Akhundza’nın evinin de bulunduğu ve örgütün merkezi sayılan Kandahar eyaletiydi. Kandahar bu sebeple çocuk felcine yakalanma ihtimalinin yüksek olduğu bir bölge. Gerek evlerin gezilmesine karşı olunması gerekse de bir takım batıl inançlar, çocukların sağlığı önünde büyük bir tehdit oluşturuyor. DSÖ aşılamaya çocuklarını getiren kadınların sayısının yüzde yirmi oranında olduğunu, bunun da aşının yaygınlaşmasının önünde en büyük engel olduğunu bildirdi.
Pakistanlı bir sağlık yetkilisi Anwarul Haq aşılama kampanyasına engel olunursa Pakistan’ın da risk altında olacağını söyledi. Yetkili “Afganistan’dan Pakistan’a sıklıkla kalabalık gruplar geliyor. Diğer komşularımız Hindistan ve İran’la böyle bir trafiğimiz yok” diyerek çocuk felci virüsünün bu yolla yayılabileceğinin altını çiziyor. Haq’a göre, virüsün yok edilmesi için bölgede bulunan tüm güçlerin ortak bir şekilde mücadele etmesi gerekiyor .
Pakistan’da 2024 yılında 32 vakaya rastlandı ve DSÖ bu sayının artmasını bekliyor. Pakistan’ın her gün ortalama 200 bin çocuğun doğduğu bir ülke olduğu düşünüldüğünde bu çocukların tümüne aşının ulaşması oldukça zor. Virüsü bir kere yapmış bir çocuk iki yüz diğer çocuğun da hasta olabileceğinin habercisi. Çocuk felci, zaman zaman birden fazla doz aşılanmayı da gerektiren bir virüs. Haliyle sağlık otoriteleri Taliban’ın bu kararının bir felakete yol açmasından korkuyor.