Paris’teki ‘İstanbul Evi’ iktidarın hedefindeydi: Masrafları sponsorlar karşılıyor
Şehircilik Bakanlığı ve MEB, 'Belediyeler kreş adı altında eğitim kurumu kuramaz, bunlar kapatılsın' diye yazdı, ortalık çok karışıp eleştiri yağınca da, 'Biz kreşleri kastetmedik, ana okullarını kastettik' diye açıklama yaptı.
Çalışan anne babasınız, henüz 3 yaşında bile olmayan 30 aylık da bir çocuğunuz var. Çocuğunuz gün boyu güvenli bir ortamda olmadıkça içinizden biri çalışmaya devam edemez. Bu da aile gelirinin düşmesi demek.
Çözüm ne? Geleneksel ailelerde bir aile büyüğü, çoğunlukla da anneanne veya babaanne gündüzleri toruna bakar, anne baba da çalışır. Bir çözüm yolu bu.
Ama ya anneanne veya babaanne aynı şehirde değilse, yakında oturmuyorsa veya yoksa? Maddi durumu iyi aileler bakıcı tutuyorlar. Ama artık bakıcı tutmak gerçekten çok büyük bir lüks; çünkü bakıcı fiyatlarını karşılamaya herkesin gücü yetemez.
Bir üçüncü yol daha var: Küçük çocuğunuzu gündüz bakımevi veya kreşe bırakmak. Ama bunların sayısı da hem çok sınırlı, hem güvenmek zor, en önemlisi bu özel kurumların ücretleri de öyle herkesin karşılayabileceği kadar ucuz değil.
Bu çok önemli bir sorun. Çünkü küçük çocuğun nasıl bakılacağı belli olmadığında Türkiye’de daha çok anneler işi bırakıyor, onun yerine çocuğu en azından belli bir yaşa gelene kadar ona bakıyor. Bu da kadın istihdamının azalması, aile gelirinin düşmesi, kadınların ana görevinin evde oturup çocuk bakmak gibi düşünülmesi anlamlarına geliyor.
Bu sorun son derece önemli bir sorun olduğu için devlet çalışma yasalarına özel maddeler koymuş, belli bir sayının üzerinde eleman çalıştıran bütün iş yerlerine kreş açmayı emretmiş.
Yani yasaya göre aslında çocuğunuzu iş yerinde açılan bir kreşe emanet etmelisiniz. Ama bu yasanın pek uygulanmadığı, Türkiye’de parmakla sayılacak kadar işverenin işyerinde kreş açmaya yanaştığı bilinen bir şey.
Bu kreş ve gündüz bakımevi meselesi, 2019’da yapılan yerel seçimde CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun başlıca seçim vaatlerinden biriydi. İmamoğlu, seçilmesi halinde her mahalleye bir kreş açacağını söylüyordu.
Nitekim seçildi ve kreşleri açmaya başladı. Ama henüz hala her mahallede bir kreş açma hedefinden bir hayli uzakta. Bu yıl yapılan yerel seçimde de bu kreş açma meselesi hem İmamoğlu’nun vaatleri arasındaydı hem de onun başlıca rakibi olan Ak Parti adayı Murat Kurum’un. Murat Kurum, İmamoğlu’nun vaadini yerine getiremediğini söylüyor, ‘Her mahalleye kreşi ben açacağım’ diyordu.
Seçimi bir kez daha İmamoğlu kazandı, kreş açma vaadini yerine getirmeyi sürdürdü, aslında hala her mahalleye bir kreş açılmış değil ama belediye tarafından açılan kreşlerin sayısı 100’ü geçti. Sadece İstanbul da değil, kreş açma uygulaması Türkiye’nin dört bir yanındaki CHP’li belediyeler tarafından hayata geçirilmeye başlandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in dün söylediğine göre CHP’li belediyelerin açtığı kreş sayısı Türkiye çapında 653 oldu ve bu sayı hızla artıyor.
İstanbul’da aileler belediyelerin açtığı kreşlerden ayda 1200 lira karşılığı yararlanabiliyor, çocuklarına gündüz bakımı sağlayabiliyor. Belediyeden verilen bilgiye göre İstanbul’daki kreşlerden 10 bin civarında çocuk yararlanıyor.
Ancak dün ortalığı fena halde karıştıran bir gelişme yaşandı. CHP’li bir isim, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan belediyelere gelen bir resmi yazıyı sosyal medya hesabında paylaştı.
Yazıya göre, Milli Eğitim Bakanlığı 1 Kasımda bir inceleme yapmış ve belediyelerin ‘kreş adı altında özel eğitim kurumu kurduklarını’ saptamıştı. Şehircilik Bakanlığı, belediyelerin ‘özel eğitim kurumu kurma haklarının olmadığını’ hatırlatıyor ve ‘Kreş adı altında’ kurulduğunu iddia ettiği bu eğitim kurumların yenilerinin açılmasını yasaklıyor, mevcutların da bakanlığa devrini istiyordu. Yani hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de Şehircilik Bakanlığı belediyeleri ‘izinsiz eğitim kurumu kurmak’la suçluyordu.
Adalet ve Kalkınma Partisi, 2007 yılında belediyelerin başta yuva ve ana okulları olmak üzere özel eğitim kurumları kurmasına izin vermek istedi, bu amaçla bir de yasa çıkardı. Dönemin ana muhalefet partisi CHP ise bu yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürdü, AYM de belediyelere özel eğitim kurumu açma iznini iptal etti.
Yani Türkiye’de belediyelerin örgün eğitim kurumu açma izni yok. Ama belediyelerin yine de bazı eğitim kurumları var. Bunlar meslek kursları şeklindeki kurumlar ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınan izinle çalışıyorlar.
Kreş açmak ise MEB’in değil Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın iznine tabi. Bu konuda 30 Nisan 2015’te Resmi Gazetede yayınlanmış bir yönetmelik var. Yönetmelikteki şartları yerine getirenler, ‘kreş’, ‘Gündüzbakımevi’ ‘Çocuk kulübü’ gibi kurumlar kurabiliyor. Bunlardan ‘kreş’ler 0-36 aylık, ‘gündüzbakımevleri’ 37-66 aylık çocuklara hizmet veriyor. ‘Çocuk kulüpleri’ ise 6-12 yaş için.
Bu sonuncu kurumlarda bir ‘Çalışma odası’ olabiliyor, normalde okullara devam eden 6-12 yaş arası çocuklar bu odada bir eğitmen gözetiminde ödevlerini yapabiliyor, ders çalışabiliyor. Yani kreşler, gündüzbakımevleri ve ‘Çocuk Kulüpleri’ birer eğitim kurumu değiller ama buralardaki çocuklar belirli aktiviteleri yapıyorlar. Zaten gün de bu aktivitelerle geçiyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ‘kreş adı altında eğitim kurumu kurdunuz’ şeklindeki yazısı dün siyaseti fena halde karıştırdı. Tahmin edileceği gibi en sert tepkiyi CHP verdi. Tepkilerin başını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu çekti, dün Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı Tanıtım Toplantısı sırasında yaptığı konuşmada MEB’in belediye kreşlerinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’ndan kapatılması yönündeki talebine tepki gösterdi.
İmamoğlu “Sen kalkmışsın kreşleri kapatacağım diye yazı yolluyorsun. Senin yazın var ya vız gelir, tırıs gider. Hadi gel de kapat. Gel 150 tane kreşi kapat bakalım. Cesaretin varsa bekliyorum.
“Siz bu yazınızı alın çöpe atın” diyen İmamoğlu şunları söyledi:
“Bizim kreşlerimiz sizin Kanal İstanbul’u yendi. Kent lokantalarımız sizin vicdanınızı alt üst etti. Şimdi diyorsunuz kreşlerinizi kapatın. Şu anda açtığımız 100 kreşte 1500 kişi çalışıyor. Bu kreşlerde çalışanların yüzde 97’si kadın. Şimdi 20 bin annenin yararlandığı kreşleri ‘kapat’ diyorsun. Bu akılla millet önümüzdeki sandıkta git başımdan diyecek. Böyle bir işin siyaseti olmaz.”
CHP’den tek tepki gösteren İmamoğlu değildi. Partinin Genel Başkanı Özgür Özel de kızgındı. Belediye kreşlerinin özellikle dar gelirli ailelerin çocukları için fırsat eşitliği sunduğunu vurgulayan CHP lideri Özgür Özel de şöyle konuştu:
“Siz o çocukların o kreşte gördükleri ilginin, yedikleri yemeğin, arkadaşlığın ne anlam ifade ettiğini bilemezsiniz. Bu millet bu kötülüğün altında kalmaz. Annelerin, babaların, o çocukların eşit hissettiği duyguların ne kadar kıymetli olduğunu anlayamıyorsunuz.”
CHP’li belediyelerin Türkiye genelinde 653 kreş açtığını belirten Özel “Tamamı CHP’li belediyeler tarafından partinin ortaya koyduğu ortak vizyon için açıldı. Hızla da artıyor. Her sorduğumuzda 50 kreş fazla. Emin olun bu sene ocak geldiğinde bu kreş sayısı binin üzerinde diye konuşuyor olacağız. Bunların adı kreş. Bir eğitim kurumu değil. Burası çocuk bakım evi. Çocuğun protein alabildiği, karnını doyurabildiği, hijyenik şartlarda durduğu, sosyalleştiği ortam” dedi.
Tartışmanın büyümesi üzerine öğleden sonra saatlerinde İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi belediyelerin açtığı kreşlerin bakanlık talimatıyla kapatılacağı haberlerini yalanlamayı tercih etti.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezinden yapılan açıklamada “Bazı sosyal medya hesaplarında yer alan ‘Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı belediyelerin açtığı kreşlerin kapatılmasına ve yeni kreş açılmamasına karar verdi’ iddiası doğru değildir. İddialara konu resmi yazıda belediyeler tarafından açılan kreş, gündüz bakımevi ve çocuk kulüplerinin kapatılması değil kuruluş amacı yönetmeliğine uygun faaliyetlerde bulunması gerektiği vurgulanmaktadır” dendi.
Açıklamada “Belediyelere, gerçek kişilere ve özel hukuk tüzel kişilerine ait özel kreş ve gündüz bakımevleri ile özel çocuk kulüplerinin kuruluş ve işleyişlerine ilişkin esaslar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ‘Özel Kreş Ve Gündüz Bakımevleri ile Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik’ ile belirlenmiştir. Bu kuruluşlar okul öncesi eğitim kurumlarının programında yer alan eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunamaz. Yani anaokulu veya anasınıfı gibi faaliyet gösteremez” uyarısı yapıldı.
İletişim Başkanlığı’nın bu açıklamasını Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Bizim belediyelere gönderdiğimiz yazı, kreşlerle alakalı değildir. Kreşlerle alakalı olamaz zaten. 36 ay altında, bakım işlemi yapan kreşleri bizim sorumluluğumuz dışındadır. Bahsettikleri yazı anaokulu ve anasınıflarıyla alakalıdır” açıklaması izledi. ‘Kreş adı altında’ kalıbını kullanmamayı tercih etmişti Milli Eğitim Bakanı.
Yusuf Tekin’in açıklamasının ardından Şehircilik Bakanı Murat Kurum da bir açıklama yaptı. O da belediyelerin açtığı kreşlerin kapatılacağı ve belediyelerin elinden alınacağı konusunu inkar ediyordu. Kurum’un açıklaması şöyleydi:
‘Cumhuriyet Halk Partisi ve partiye bağımlı trollerin yapmaya çalıştığı dezenformasyon trajikomiktir.
1. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak, okul açma ya da kapatma yetkimiz yoktur. Bu bakanlığımızın işi değildir. Bu basit gerçek ortadayken aksini iddia etmek ya cehalet ya da kötü niyettir.
2. Belediyelerimizin okul öncesi eğitim kurumu açabilmesini öngören kanun düzenlemesini AK Parti yapmıştır. Bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götüren ve iptal ettiren CHP’dir. Buna rağmen CHP’nin, AYM kararı nedeniyle yapılan uyarıyı siyasi tartışma malzemesi haline getirme çabası, kimse kusura bakmasın, yüzsüzlüktür.
3. Ortada kreşlerin kapatılmasına ilişkin bir karar ve yazı yoktur. Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin başvurusu üzerine aldığı “Belediyeler anaokulu açamaz.” kararı vardır. Yavuz hırsız, ev sahibini bastıramayacaktır.
Göz bebeğimiz çocuklarımızın eğitimi üzerinden siyasi mühendislik yapılmasına müsaade etmeyeceğiz.’