Erdoğan’dan Meclis kürsüsünde ilk seçim yorumu: Biz bitti demeden bitmez!
Danıştay üyesi Hicabi Ece, Ak Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın’a TBMM’de düzenlediği ‘hemşehri ziyareti’ etik tartışması başlattı. YARSAV Başkanı, Ece hakkında derhal disiplin cezası verilmesi çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 2011 yılında Danıştay üyeliğine seçilen ve halen Danıştay 1. Daire üyesi olarak görev yapan Hicabi Ece, önceki gün Ak Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın’ı TBMM’de ziyaret etti. Ziyarete ilişkin paylaşımda bulunan Çalkın, “Danıştay üyesi hemşehrimiz Sn. Hicabi Ece’ye nazik ziyaretleri ve hayırlı olsun dilekleri için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
https://twitter.com/Ademcalkin/status/1676917245526548485
Cumhuriyet’in haberine göre Ece, Kars’ta diğer partilerden milletvekili olan isimlerle ise görüşmedi. Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve YSP Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Danıştay üyesi Hicabi Ece’nin Ak Partili vekili ziyaret etmesini değerlendirdi.
Yüksek mahkeme başkanlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’la beraber çay toplamasını hatırlatan Eminağaoğlu, “Görevdeki bir yüksek yargıcın, milletvekili de olsa bir siyasi parti üyesini TBMM’de ziyaret etmesi, yargıdaki etik ve davranış kuralları ile bağdaşmaz. Bu eylem, disiplin sorumluluğunu gerektirir. Danıştay Yasası’nda öngörülen disiplin yaptırımı da, görevden çekilmeye davet disiplin cezasıdır. Asla görmezden gelinmemelidir” diye konuştu.
Eminağoğlu açıklamasının devamında şöyle konuştu:
“Öte yandan tarafsızlık demek, bir yargıcın hem tarafsız olması hem de tarafsız görünmesi demektir. Danıştay, idari yargı alanında görev yapan bir yüksek yargı organıdır. Bakılan tüm davalarda idarenin işlemleri denetlenmekte olup, görevini yaparken bu yargıç için her zaman tarafsızlık tartışması yaşanacaktır.
Yargıda bağımsızlık tarafsızlık tartışmaları ve güven sorunu hiç olmamalı iken, yargıda bağımsızlık ve tarafsızlık tartışmaları bu örnekte de görüldüğü gibi her geçen gün artarak devam ediyor. İktidardaki partilerin toplam oy oranını hatırlarsak, yargıya güvenin ise kendi oy oranlarının da altına yüzde yirmilere düştüğünü görüyoruz. Yani iktidardaki partiler, kendi mensuplarının bile güvenmediği bir yargı yaratmış durumda. Başka ne denilebilir ki…”