Erdoğan çok öfkeli: Gazze’den girdi Paris’ten çıktı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail'e yüklenmeye devam ederek 'Terör örgütü gibi hareket eden ülke' dedi. Erdoğan ayrıca Paris Olimpiyatları açılışındaki gösteride LGBTİ+'lerin yer almasına da tepki gösterdi.

Siyaset 31 Temmuz 2024
Bu haber 2 ay önce yayınlandı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İsrail’e yüklenmeye devam ediyor. Ama yegane gündemi İsrail değil, arada Paris Olimpiyatları’nın açılış törenine de değindi Erdoğan, bu törendeki kimi görüntüleri de sert bir dille eleştirdi.

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Erdoğan Gazze’de yaklaşık 300 gündür son derece ‘vahşi bir soykırım’ yaşandığını söyledi.

Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

-Kuvözdeki bebeklere kurşun sıkacak kadar ileri gittiler. Gıda sırasında bekleyen insanları katledecek kadar alçaldılar. Camileri, kiliseleri, okulları bombalayacak kadar gözlerini kararttılar. Savaşın bile bir hukuku vardı; İsrail bunu bile yok saydı. Geçtiğimiz yüzyılın en lanetli figürü olan Hitler’i gölgede bırakacak bir barbarlığa imza attılar.

‘Eli kanlı katiller Temsilciler Meclisi’nde ağırlanıyor, alkışlanıyor’

-Gazze bugün dünyanın en büyük ‘imha kampına’ dönüşmüştür. Yüreğinde zerre kadar vicdanı olan birinin hangi inanca mensup olursa olsun Gazze’de yaşanan insanlık dramına sesiz kalması düşünülemez. Ama batılı liderler, görevi uluslararası güvenliği sağlamak olan kuruluşlar bu vahşeti neredeyse 300 gündür sadece uzaktan seyrediyor. Gazzeli 40 bin masum ölmemiş, 16 bin çocuk vahşice katledilmemiş gibi eli kanlı katiller Temsilciler Meclisi’nde ağırlanıyor, alkışlanıyor.

‘Daha kaç bin tane çocuğun ölmesi lazım?’

-İslam dünyası birkaç ülke dışında zulmü durduracak, zalime dur diyecek hiçbir irade sergilemiyor. Şimdi soruyorum sizlere… ‘Ben de insanım’ diyen, ‘Ben de Müslümanım’ diyen birinin böyle bir tabloya rıza göstermesi mümkün mü? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bugün sorumluluk almayacaksa, Allah aşkına, ne zaman alacak? İsrail’in istilacı politikalarının tüm bölgeyi tehdit ettiğini görmek için daha kaç bin çocuğun ölmesi lazım?

‘İsrail’in gittiği yol, yol değildir’

-Bakınız bu gidiş, gidiş değildir. Netanyahu yönetimi altında İsrail’in gittiği yol, yol değildir. Bu pervasızlığın, bu hoyratlığın, batının sergilediği bu iki yüzlülüğün sonu, korkarım ki çok kötü bitecektir. Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur. Gazze’de 40 bin masum insanı katlettikten sonra bugün gözünü Lübnan’a dikenlerin yarın pis ellerini başka yerlere uzatmayacağının garantisini kim verebilir?

-Bu soruyu sadece biz sormuyoruz; bölgedeki tüm devletler soruyor. Bölgemizde hudutları halen netleşmemiş tek ülke İsrail’dir. Bölgemizde diğer ülkelerin topraklarını işgal ederek semiren ülke İsrail’dir. Bölgemizde güvenliğini saldırganlıkta, katliam ve toprak gaspında arayan yegâne ülke İsrail’dir.

‘Artık tüm insanlık için, tüm dünya için tehdittir’

-Meşru bir devlet olarak değil, terör örgütü gibi hareket eden ülke İsrail’dir. Hamas, bizim de telkinlerimizle ateşkese ‘evet’ dediği halde savaşı uzatan, kan döken, katliam yapan taraf İsrail’dir, İsrail yönetimidir. Hukuk tanımaz İsrail devleti sadece Filistin için, sadece Lübnan için değil gelinen noktada artık tüm insanlık için, tüm dünya için tehdittir.

-Hitler Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği’nin ittifakıyla geç de olsa durdurulmuştu. Daha geç olmadan, bu soykırım, bu vahşet, bu barbarlık insanlığın ittifakıyla artık derhal durdurulmalıdır. Netanyahu yönetiminin yularını elinde tutanların bu katliam şebekesine bir an önce “dur” demesi gerekiyor.

‘Klavye soytarılarının hadsiz mesajları bizi korkutmaz’

-Biz, Netanyahu denen caninin ne yapmaya çalıştığının, bölgemizi ve tüm dünyayı nasıl bir felakete sürüklemek istediğinin farkındayız. Gazze’deki ateşi tüm bölgeye yayma girişimlerinin arkasındaki asıl niyeti de çok iyi biliyoruz.

-Ne yapıyorsak böyle bir senaryonun önüne geçmek için yapıyoruz. Ne söylüyorsak bölgemizde kanın ve gözyaşının durması için söylüyoruz.

-Daha önce defalarca ifade ettim, biz İstiklal Marşı bile ‘korkma’ diyerek başlayan bir milletiz. Klavye soytarılarının hadsiz mesajları bizi korkutmaz, bizi ürkütmez, bizi sindirmez, inandığımız yolda yürümekten bizi asla vazgeçirmez.’

‘Tayyip Erdoğan’ın hakkı ve hakikati haykırmasına engel olamazlar’

-İstedikleri kadar çirkinleşsinler, istedikleri kadar çukurlaşsınlar. Tayyip Erdoğan’ın ne kavline ne kalbine zincir vurabilirler. Tayyip Erdoğan’ın hakkı ve hakikati haykırmasına engel olamazlar. Biz kimsenin tehditlerine boyun eğmeyiz. Kimsenin zorbalıklarına eyvallah etmeyiz. Eli kanlı canilerin provokasyonlarına da gelmeyiz.

-Şunu herkes çok iyi bilsin ve idrak etsin. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Biz bugünlere çarpışa çarpışa geldik. Biz bugünlere Hakk’ın ve halkımızın desteğiyle geldik. Bize gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu, yanıldılar. Bizi rahmetli Menderes’in ve arkadaşlarının akıbetleriyle tehdit edenler oldu, avuçlarını yaladılar. Bizi terörle, sokak terörüyle, darbeyle devirmek isteyenler oldu, hepsini bozguna uğrattık.

-Üstümüze saldıkları ne kadar piyon varsa tamamını ya meydanlara ya da dağlara gömdük. Neredeyse yarım asrı bulan siyasi tarihimiz boyunca korkuyu yanımıza hiç yaklaştırmadık. Bugün de aynı yerdeyiz, dimdik ayaktayız.

‘Bizim için zalimin de mazlumun da kimliğinin önemi yoktur’

-İsrailli yetkililerin küstah açıklamaları karşısında son iki gündür siyasi parti gözetmeksizin milletimizin fertlerinin sergilediği dik ve dirayetli duruşu çok kıymetli bulduğumu özellikle vurgulamak istiyorum.

-Buradan şu gerçeği bir kez daha ilan ediyorum: Türkiye olarak bundan 500 yıl önce engizisyondan kaçan Musevilere kucak açtıysak, Hitlerin toplama kamplarından kaçan Yahudilere nasıl kol kanat gerdiysek, bugün de mazlum ve mağdurların yanındayız. Bizim için zalimin de mazlumun da kimliğinin bir önemi yoktur. Türkiye tüm imkanlarıyla, tüm kapasitesiyle, elbette hiçbir ihtimali gözardı etmeden mazlum Filistin halkının yanındadır, birileri rahatsız olsa da bu vicdanlı tavrını sonuna kadar koruyacaktır.

“Paris’te yapılmak istenen insanı hayvanlardan dahi aşağı seviyeye çekme projesidir”

-İnsana ve insani değerlere yönelik savaş birçok alanda şiddetini artırarak devam ediyor. Şu bölüm çok hassas, çok önemli. Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarının açılışında sahnelenen ahlaksızlık karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Macron beni davet etti. Ben de gelebileceğimi söyledim. 13 yaşındaki torunum ‘Dede gitme’ dedi. Niye dedim? ‘Orada LGBT gösterisi yapacaklar’ dedi. Çıkardı bana Instagram’dan o görüntüleri. ‘Tamam kızım gitmeyeceğim’ dedim.

-Düşünebiliyor musunuz? İnsanları birleştirmesi gereken bir uluslararası spor etkinliği maalesef insanlığa, fıtrata ve insanı insan yapan değerlere düşmanlıkla açıldı. Bakınız bizim inancımızda insan ‘yaratılmışların en şereflisi’dir. İnsanın bu dünyadaki çabası yüksek bir ahlak üzerine yücelmektir.

-Paris’te yapılmak istenen ise “Eşref-i mahlukat” olan insanı ‘Esfeli safilin’e, yani hayvanlardan dahi aşağı seviyeye çekme projesidir. İlk fırsatta sayın Papa’yı da bununla ilgili arayacağım. Onunla Hıristiyan alemine ve tüm Hıristiyanlara karşı yapılan ahlaksızlığı paylaşacağım.

‘Çocuklarımız iğrenç bir şekilde hedef alınmıştır’

-Olimpiyatlar insan tabiatını bozan, aileyi ifsat eden, nesillerin emniyetini ve bekasını tehdit eden sapkınlığa alet edilmiştir. Olimpiyatların uluslararası etkisi kullanılarak en masum varlıklarımız olan çocuklarımız iğrenç bir şekilde hedef alınmıştır. Paris’teki rezil sahne sadece Katolik alemini, sadece Hıristiyan dünyasını değil, en az onlar kadar bizi de rencide etti, bizde de infial oluşturdu.

‘Karşımızda sadece bir yönelim yok’

-Macaristan Başbakanı Sayın Viktor Orban’ın verdiği haklı tepkiyi takdirle karşıladık. Esasında kutsala yönelik bu apaçık saldırı karşısında daha fazla liderin, daha fazla siyasetçinin sesi çıkması gerekiyordu. Maalesef bunu göremiyoruz. Kimi umursamazlıktan, kimi korkudan, kimi siyasi kariyeri uğruna LGBT lobisine ses çıkaramıyor. CHP çıkarmasa ne yazar, DEM çıkarmasa ne yazar?

-En küçük bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan bu lobi Avrupa ve Batı dünyasını tamamen esir almış durumda… LGBT lobisi giderek daha da pervasızlaşırken eş zamanlı olarak insanlık büyük bir kuşatmayla karşı karşıya bırakılıyor. Küresel ölçekte bir korku iklimi oluşturuyorlar. Burada şunu vurgulamak durumundayım. Karşımızda sadece bir yönelim yok, doğrudan çocuklarımızı hedef alan faşizan bir dayatma var. Normale, fıtrata, aileye, insan nesline yönelik çok boyutlu, çok kapsamlı, çok acımasız bir savaş yürütülmektedir.

‘Paris skandalı bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır’

-İslamofobi’yle İslam’a savaş açanlar LGBT sapkınlığı üzerinden kutsal olan ne varsa hepsine birden savaş ilan etmişlerdir. LGBT sapkınlığını ‘özgürlük’ olarak lanse edenlerin başörtülü sporculara tahammül edememesi bunların kafalarındaki “özgürlük” tarifini de ortaya koymaktadır.

-Fransa, Fransız sporcuların içerisinde başörtülü olanlar varsa onların müsabakalara katılmasını engellemiştir. Nasıl bir anlayış. Ben Fransa’da yaşayan Faslı, Cezayirli, Tunuslu vs. oranın halkına bu konuda niçin tavır koymazlar ya da koymadılar, bunu anlamakta zorlandığımı ifade etmek isterim.

-Bunlar sadece İslam’a ve Müslümanlara değil fıtri olan, kutsal olan her şeye düşman. Paris skandalı bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır.

‘Akıl ve izan sahibi herkesin LGBT zorbalığına karşı direnmesi ulvi bir görevdir’

-Cinsiyetsizleştirmek demek insan soyunu bozmak demektir. Akıl ve izan sahibi herkesin LGBT zorbalığına karşı direnmesi ulvi bir görevdir. Biliyorsunuz AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu konudaki duruşumuzu çok net biçimde ortaya koyduk. 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde birileri sırf iktidara gelmek adına bunlara şirinlik yaparken biz ailenin korunmasından yana çok güçlü tavır aldık. Bugün dünden daha kararlıyız. Bugün dünden daha dikkatliyiz.

-Sapkın akımlarla ve bunları insanlığın başına bela eden küresel güçlerle mücadelemizi tavizsiz bir şekilde sürdüreceğiz.

-Tabii burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Cinsiyetsizleştirme projelerinin ülkemizde hamiliğini bölücü örgütün siyasi uzantılarının ve CHP’li belediyelerin üstlenmesi gerçekten ibret vericidir.

-Türkiye’ye karşı her taşın altından çıkan DEM’i anlıyoruz da CHP’nin bu projeye niye bu kadar hevesle destek verdiğini açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz.

-Paris’te sahnelenen rezaletin herkesin gözlerini açacağına, hepimiz için bir uyanış, bir toparlanma vesilesi olacağına inanıyorum. Rabbim evlatlarımızı bu tür melun akımlardan korusun diyorum. Bu düşüncelerle Mevla yar ve yardımcımız olsun diyor, toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

‘Milletin Meclisi, son derece kritik bir sınavı alnının akıyla vermiştir’

-Yoğun ve yorucu bir mesainin ardından sahipsiz hayvanlara yönelik kanunun teklifini Meclis Genel Kurulu’nda kabul eden tüm milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Muhalefetin tüm kışkırtmalarına, tamamı yalan ve çarpıtma üzerine kurulu kampanyalarına rağmen milletin meclisi bir kez daha milletin sözünü dinlemiş, sessiz çoğunluğun çığlığına kulak tıkamamış, çocuklarımızın feryatlarına bigane kalmamış, son derece kritik bir sınavı alnının akıyla vermiştir. Gerek yasa teklifinin hazırlık aşamasında gerekse komisyon ve genel kurul sefahatinde emeği geçen tüm arkadaşlarımıza, AK Parti grubuyla birlikte MHP grubuna, sivil toplum kuruluşlarımıza, ailelerimize ve medya mensuplarımıza buradan teşekkür ediyorum.

-Milletimizin acil çözüm beklediği konuların başında gelen başıboş köpek meselesini hükümet, yerel yönetimler ve hayvanseverler el ele vermek suretiyle inşallah kısa sürede hal yoluna koyacağız.’

CHP için geçen hafta 'Eskisi gibi değiller' diyen Erdoğan fikir değiştirdi: Türkiye'nin çıkarlarıyla alıp veremedikleri ne?CHP için geçen hafta ‘Eskisi gibi değiller’ diyen Erdoğan fikir değiştirdi: Türkiye’nin çıkarlarıyla alıp veremedikleri ne?

 

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.