Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en büyük arzusu ve duasının arkasından ‘Bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, ahlaklı, mert, vicdanlı, merhametli adamdı, milletine ve memleketine çok sevdalı adamdı denmesi’ olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Yarın arkamızdan bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, ahlaklı, mert, vicdanlı, merhametli adamdı denmesi en büyük arzumuz, duamızdır” dedi. Erdoğan ‘Türkiye Yüzyılı’nın Emektarları’ programında konuştu.
“Bulunduğumuz makamlar bize mülk değil, tapulu malımız hiç değil” diyen Erdoğan en büyük arzusu ve duasının arkasından ‘Bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, ahlaklı, mert, vicdanlı, merhametli adamdı, milletine ve memleketine çok sevdalı adamdı denmesi’ olduğunu söyledi.
Erdoğan konuşmasında ’emeklileri desteklemeyi güçlü bir şekilde sürdürecekleri’ni belirtirken diğer taraftan bugün (16 Aralık) CHP’li altı belediyenin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçları nedeniyle hesaplarına bloke konulmasıyla ilgili “Şişirilmiş konser faturaları üzerinden yandaşları zengin etmeye gelince paraları var, SGK prim borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan kısımlar özetle şöyle:
-Tayyip Erdoğan olarak yarım asırdır siyaset sahnesinde olan ülkeme ve milletime siyaset yoluyla hizmet etmeye çalışan kardeşinizim. Bugüne kadar farklı görevlere geldik aziz milletimizin takdiriyle. Türkiye’nin hizmetindeyiz. Halkın teveccühünü kazanarak Hak’ın rızasına ulaşmanın çabasındayız. Gayemiz geride hayırla yad edilecek eserler ve örnek bir siyasi miras bırakmaktır.
-Bulunduğumuz makamlar bize mülk değil, tapulu malımız hiç değil. Bunların tamamı önce Allah’ın sonra da milletimizin bizlere emanetidir. Tüm görevler aynı zamanda imtihan vesilesidir. Biz de emanete hakkıyla sahip çıkmanın peşindeyiz. Yarın ruzi mahşerde Rabbimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik, gönlümüz mutmain bir şekilde çıkmanın derdindeyiz. Kastımız milletimize olan minnet ve vefa borcumuzu ödemektir. 2002 yılında milletin umudu olan başladığımız bu yolculuğu hedeflerimize kamilen ulaşmış bir şekilde tamamlamaktır. Türkiye’yi her alanda müreffeh, muktedir, muteber ülke haline getirmektir.
-Yarın arkamızdan bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, ahlaklı, mert, vicdanlı, merhametli adamdı. Milletine ve memleketine çok sevdalı adamdı, Allah ondan razı olsun denmesi en büyük arzumuz, duamızdır. Rabbimizden en samimi niyazımızdır.
‘Emeklilerimizi bir yük olarak görmedik’
* Sizlerin şahsında tüm emeklilerimize Türkiye Yüzyılı’nın emektarlarına bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum. Sizlere olan vefa borcumuzu göreve geldiğimiz günden itibaren yoğun ve samimi gayret içindeyiz. 2002 yılında emeklilerimizin sayısı 6,5 milyondu. Bugün 16,6 milyon emeklimiz var. Emeklilerimizi sosyal güvenlik sistemimiz için asla bir yük olarak görmedik, bugün de görmüyoruz. Kuşatıcı ve kolaylaştırıcı sosyal devlet anlayışıyla emeklilerimize dönük hizmet ve faaliyetlerimize bir yenisini ekledik.
* Emekli vatandaşlarımızın sağlık ve ulaşım imkanlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı. 22 yıllık iktidarlarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi yaşamaya başladığı ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik. Emeklilerimiz için daha çok çalışmaya devam edeceğiz. Bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi, onlarla birlikte güçlü bir şekilde yol yürümeyi sürdüreceğiz. Tayyip Erdoğan olarak yarım asırdır siyaset sahnesinde olan ülkeme ve milletime siyaset yoluyla hizmet etmeye çalışan kardeşinizim. Bugüne kadar farklı görevlere geldik aziz milletimizin takdiriyle. Türkiye’nin hizmetindeyiz. Halkın teveccühünü kazanarak Hak’ın rızasına ulaşmanın çabasındayız. Gayemiz geride hayırla yad edilecek eserler ve örnek bir siyasi miras bırakmaktır.
‘Muhalefet 31 Mart’ı emeklilerimizi kışkırtmak üzere kurguladı’
* 31 Mart seçimleri emeklilerimizin ,sıkıntıların ve beklentilerin en fazla istismar edildiği dönem olmuştur. Muhalefet seçim propagandasını emeklilerimizi hükümete karşı kışkırtmak üzere kurgulamıştır. Uçuk vaatler üzerinden kelimenin tam anlamlarıyla vaat panayırı düzenlediler. Kim ne veriyorsa 5 fazlası mantığıyla Türk siyasetine popülizm hastalığını bulaştırdılar. Bundan ne yazık ki netice aldılar. Biz emeklilerimizle gönül diliyle konuştuk. Daima dürüst olduk. Vaat yarışına girmek yerine, muhalefetin bol keseden vaatlerinin hiç geçerli olmayacağını anlattık.
’40 dereden 40 kova su getiriyorlar’
* 31 Mart akşamı sandıklar kapandı, muhalefetin emeklilere verdiği sözlerin neredeyse tamamı unutuldu. Bugün konsere harcadıkları para emeklilerden daha fazla. Reklam amaçlı göz boyama dışında hiçbir iş yapmadılar. Şimdi emeklilerimizle yan yana gelmek bile istemiyorlar. Bırakın sözlerini tutmayı SGK’ya olan prim borçları dahi ödemiyorlar. Bunu da matah bir şeymiş gibi övünerek anlatıyorlar. Kaynağı karanlık paralarla kule dikmeye gelince paraları var. Şişirilmiş konser faturaları üzerinden yandaşları zengin etmeye gelince bunların paraları var. Ama SGK’ya olan prim borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar.
‘Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeme prensibimize bağlıyız’
Ana muhalefet partisi genel başkanının fotoğrafın tamamını ortaya koymadan yaptığı her hesap çarpıtmadır, milleti açıkça kandırmaya çalışmaktır. Türkiye ve Türk demokrasisi böyle bir siyaset tarzını asla hak etmiyor. Siyasetin limanı ahlaktır, tutarlılıktır, dürüstlüktür. Siyasetçi ya göründüğü gibi olacak ya da olduğu gibi görünecek. Seçim meydanlarında başka göreve gelince çok başka davrananlardan siyasetçi olmaz. Bunlardan ülkeye hayır da gelmez. Ülkemizin bu siyasetçi profilinden, umut sömürüsünden eninde sonunda ama mutlaka kurtulacağına inanıyorum. Elbette her şey güllük gülistanlık demiyoruz. Emeklilerin yaşadığı sıkıntıların bir kardeşiniz olarak farkındayım. Fahiş fiyat artışlarının özellikle emeklilerimizi zorladığını çok iyi biliyorum. Toplumun tüm kesimleri gibi emeklilerimizi de enflasyona ezdirmeme prensibimize bağlıyız, bu vaadimizin sonuna kadar arkasındayız. İnşallah önümüzdeki süreci bu hassasiyetle sürdüreceğiz. Enflasyonda düşüş eğilimi inşallah bundan sonra hızlanarak sürecek.