Sağanak ve fırtınanın İstanbul’a zararı ağır oldu
İstanbul'un Esenyurt ilçesinde belediye başkanı Ahmet Özer'in terörden tutuklanması ve yerine Can Aksoy'un atanmasıyla başlayan kaotik günler devam ediyor. CHP'li siyasetçilerin bir kafeye girmeleri engellenirken kayyım da iki yeni karara imza attı.
Ana muhalefetin 31 Mart 2024’te İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelinde haritayı kırmızıya boyadığı yerel seçimlerde yüzde 49.05 oy alarak megakentin en kalabalık ilçesi Esenyurt’ta belediye başkanlığına seçilen CHP’li Prof. Dr. Ahmet Özer’in terör suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklanması kaotik bir manzaraya yol açtı.
Bilindiği üzere MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kapatılması için bir dönem Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) dahi hedef aldığı HDP ardılı DEM Parti’yle selamlaşması, peşinden 25 senedir İmralı’da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Meclis’te örgütün lağvedildiğini açıklaması, karşılığında da umut hakkından faydalandırılmasını teklif etmesi adı konmamış bir süreci beraberinde getirmişti.
Erdoğan’sa bu süre zarfında ittifak ortağı için sürekli destekleyici açıklamalar yapmış, ancak hiçbir zaman doğrudan “Öcalan” dememişti. Bunun yerine “Bu cumhuriyet hayat tarzı ne olursa olsun kendisini bu topraklara ait hisseden herkesin cumhuriyetidir. Türk’ün olduğu kadar Kürt’ün de cumhuriyetidir” gibi ifadeler kullanmış, Bahçeli’nin ‘cesur çıkışlarla istikamet çizdiğini’ belirtip ‘tarihi bir fırsat penceresi araladığını’ söylemiş, ancak bunun ne olduğu büyük bir gizem olarak kalmıştı.
PKK ve YPG’ye çağrı yapmayacaklarını da sözlerine eklemişti: “Bizim Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütüne ve Kandil’deki baronlarına hiçbir çağrımız yoktur ve olamaz.”
Bu sözlerin ardından DEM Parti’yle sağlanan ‘kent uzlaşısı’nda CHP tarafından aday gösterilip kazanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer terör soruşturmasından gözaltına alınıp tutuklanmış, ‘vekil’ adı altında bir günde Beyoğlu Kaymakamlığı’ndan İstanbul Vali Yardımcılığı’na terfi edip kayyım olarak Can Aksoy atanmıştı.
CHP kanadı Ahmet Özer için önce büyük bir miting düzenlemiş, peşinden de belediye çevresinde demokrasi nöbeti başlatmıştı.
6 Kasım ilçede manzaradaki kaosu anlatabilmek adına içinde spesifik doneler barındıran bir gün olarak kayda geçti.
Önce Özer’in mesajıyla başlayalım. Tutuklu başkanı kişisel X (eski adıyla Twitter) hesabında yayınladığı açıklamada hayatının hiçbir döneminde terör faaliyetleri ya da bunlarla ilişkilendirilebilecek organizasyonlara ilgisi olmadığını söyledi.
“Ben Cumhuriyetin akademisyeniyim. Kürt Sorunu’na dair ise her zaman görüşlerim ve çözüm önerilerim oldu bunları da gizli saklı değil, kitaplarla makalelerle kamuoyu ile paylaştım” dedikten sonra şunları anlattı:
“Benim cezaevine haksızca konulmamın ardından kendilerine gazeteci, araştırmacı, iletişimci vb. diyenlerin arkamdan uydurduğu iftiraları görüyorum. Bu ucuz yalanların hesabını hukuk önünde soracağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Mertlik önemlidir. İtibar cellatlığına soyunanlar, aşağılıkça açıklamalarda bulunanlar gördüğünüz gibi ben cezaevindeyken meydana çıkıyor. Çünkü mertlik ve insanlık bunların kapısından geçmemiştir. Ailelerinden bu terbiyeyi almamışlardır. O yüzden iftiralarının hesabını verecekler.
Son olarak Esenyurt halkına onları çok özlediğimi ve tekrar eski günlerimize dönmek için heyecanlı olduğumu belirtmek isterim. Hiç merak etmeyin, bugünler geçecek. Hak, hukuk ve adalet kazanacak.”
Öğle saatlerindeyse belediye binasının yakınlarında arbede oldu.
Dün nöbet sırası CHP Genel Başkan Yardımcıları Gamze Taşcıer ve Pınar Uzun, İstanbul Milletvekili Engin Altay ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’teydi. Eylem sırasında Engin Altay belediye yakınında bir kafeye geçti. Taşcıer, Uzun ve Çelik de arkasından gitmek istedi.
Polis ekipleri CHP heyetinin önüne kalkanlar yerleştirerek geçişe izin vermedi. Sözlü tartışmanın ardından arbede oldu. CHP’liler “Yaptığınız hukuksuzluk” diyerek tepki gösterdi. Bir süre sonra üç ismin de geçişine izin verildi.
Ayrıca belediye binası ve çevresi polis barikatlarıyla kapatılmış durumdaydı. Haliyle CHP heyetinin geçişine de izin verilmiyordu.
Emniyet yetkilileriyle yapılan müzakereler sonuç vermeyince siyasetçiler durumu alkışlarla protesto etti, sonra da oturma eylemi başlattılar.
Ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’la görüşen politikacıların binaya girmesine izin verildi. Beş kişilik heyet kayyım ve İstanbul Valisi Davut Gül’le görüştü.
Bir saatten uzun süren görüşmede Davut Gül’ün heyetin taleplerini değerlendireceğini söylediği öğrenildi.
Bunlar olurken Özer’in yerine kayyım olarak atanan İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy belediye encümeninin memur üyeleriyle toplantı yaptı.
Engelli çocuk parkları yapılması, pazarlarda dileyen vatandaşın şüphelendiği kilo ölçümlerini yapabileceği tartı aletlerinin yerleştirilmesi, pazar alanlarında kadınların ulaşabileceği sıhhi alanların düzenlenmesi ve “Alo Zabıta” hattı kurularak pazar nizamının sağlanması kararlaştırıldı.