İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı aday adayı İmamoğlu, "31 yıl önce alınan diplomayı iptal etme aklı, yarın sizin de diplomanızı alır, malınıza çöker" dedi. İmamoğlu dün Ankara ve Trabzon'daydı.
CHP’nin cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yurt gezileri kapsamında konuştuğu Ankara’da iktidara yüklenirken, “Ülkeyi karıştırmaya hazırlanıyorlar; ’23 Mart’tan önce İmamoğlu’nun işini bitirelim’ derdindeler. Beni hapse atmaktan bile bahsediyorlar” dedi.
İmamoğlu, “Tüm uyduruk iddiaları bir araya getirecekler, İmamoğlu’nun etrafında toplanmış çıkar amaçlı bir örgüt icat etme çabasındalar. Hepsi tek tek denetlenmiş göz önündeki ihaleleri bahane ederek yapacaklar, etrafımdaki kişileri de kurdukları kirli hesap düzeniyle onları suçlu ilan etmeye çalışacaklar. Bunları, kendilerine maşa olarak tuttukları gazeteciler, troller bunları yazıyorlar” diye konuştu.
CHP’nin cumhurbaşkanı aday adayı olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara’da halka seslendi “İktidarın eli kolu yargının içinde” diyen İmamoğlu, “CHP’nin birinci parti olduğu yerel seçimden beri iktidarın yargıya fazla mesai yaptırdığını” savundu. Hakkında açılan diploma soruşturmasına da atıfta bulunan İmamoğlu, “Ben, olan diplomamla ilgili savunmamı verdim, vatandaşın olmayan diplomayla ilgili tek bir sözü yok. 35 yıl önce yapılan bir geçiş ve 31 yıl önce alınan diplomayı iptal etme aklı ne biliyor musunuz? Bunların aklı yarın sizin tapunuzu elinizden alır, yarın sizin de diplomanızı alır, malınıza çöker. Bu akıl öyle bir akıl” ifadesini kullandı.
İmamoğlu, şunları kaydetti:
“Bugün Türkiye’de iki ayrı hukuk geçerli. Birilerinin kanatları altındakiler en ağır suçları da işleseler yargılanmıyorlar, sorgulayan bile yok. Ama başta CHP’liler olmak üzere iktidarı eleştirenlere, hakkını arayanlara, adalet isteyenlere düşman hukuku uygulanıyor. İktidarın eli de kolu da yargının içinde. Bu durumdan şikayetçi olan hâkimler, savcılar üzgün, onlar da büyük baskı altında. O nedenle yargı ülkenin en az güvenilen kurumlarından biri. Yargıya; CHP, Türkiye’nin birinci partisi olduğu günden bu yana fazla mesai yaptırıyorlar. CHP’nin İstanbul’da 3 belediye başkanını gece karanlığında, şafak vaktinde alıp hapse attılar. Ahmet Özer’e, Rıza Akpolat’a ve Alaattin Köseler’e selam olsun. CHP, her haksızlığa uğrayan için mücadele verecek. Sandıkta yenemedikleri ve yenemeyecekleri CHP’ye diz çöktürmek istiyorlar yargı eliyle.
Bu yargı taarruzunun altında tek bir savcı var aslında. O savcı, geçmişte de savcılık yapmıştı, bugün de yapıyor. Ergenekon davalarında… Malum savcı o günlerden bugüne türlü türlü renge boyandı. Birileri tarafından hep aldatıldı, kendisi de milleti aldattı. O günden bu yana siyasi duruşumu ben hiç değiştirmedim. Aynı malum savcıya karşı mücadele ediyorum.
Kamudan ihale alan Türk iş insanlarına sesleniyorum: Çok büyük bir yol açılıyor, bu hukuksuzluk son bulmazsa Türkiye’de ne bir kamu yetkili ne de hiçbir insanının başına ne geleceğini bilemeyeceği günlere gebeyiz. İmamoğlu’nun itibarını zedelemek isteyenler bana kumpas kurmak isteyenler bilsin ki, dönüşü olmayan bir yola giriyorlar. Bu tarihi uyarıyı da Türkiye’nin kalbi Ankara’dan yapıyorum, beni duysunlar. Bu hazırlıkların, bu davaların, soruşturmaların hepsi temelsiz, kanıtsız, zorlama iddialar. Tüm uyduruk iddiaları bir araya getirecekler, İmamoğlu’nun etrafında toplanmış çıkar amaçlı bir örgüt icat etme çabasındalar. Hepsi tek tek denetlenmiş göz önündeki ihaleleri bahane ederek yapacaklar, etrafımdaki kişileri de kurdukları kirli hesap düzeniyle onları suçlu ilan etmeye çalışacaklar. Bunları, kendilerine maşa olarak tuttukları gazeteciler, troller bunları yazıyorlar. Bu ülkeyi karıştırmaya hazırlanıyorlar. Önce ’23 Mart’ta ön seçim olmadan İmamoğlu’nun işini bitirelim’ derdindeler. ‘Turbun büyüğü’ diyerek heybeden, eskiden yaptıkları gibi, sözmona örgüt çıkarmak. İmamoğlu’nu, hapse atmaktan bile bahsediyorlar. Köşe yazılarında bunlar var. İmamoğlu oyun dışı kalacakmış! Burası muz cumhuriyeti değil, bu topraklarda namertlik sökmez! Siyaseten yenemiyorlar, korkutamıyorlar. Dertleri, vatan değil, kendi koltukları!
Ortaya bir diploma meselesi attılar. Ben, olan diplomamla ilgili savunmamı verdim, vatandaşın olmayan diplomayla ilgili tek bir sözü yok. 35 yıl önce yapılan bir geçiş ve 31 yıl önce alınan diplomayı iptal etme aklı ne biliyor musunuz? Bunların aklı yarın sizin tapunuzu elinizden alır, yarın sizin de diplomanızı alır, malınıza çöker. Bu akıl öyle bir akıl. Muhalefetin elini kolunu bağlayarak koltuklarını koruma peşindeler, Ekrem ağrıları var bu adamın! Erdoğan’a karşı kimse seçim kazanamaz zannediyorlar, millet buna inansın istiyorlar, yalnızca göstermelik olan seçimlerin yapıldığı yerlerde böyle rejimler var. Zalimlikleri tavan yapmış bir ortamda o koltuktan kalkmak istemeyen rejimler var. Ama o rejimlerin devirleri bitiyor ve geride devasa sorunlar bırakıyorlar. Vatandaşlarına büyük acılar bırakıyorlar. Tarifi ve telafisi imkansız acılar kalıyor geride. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir tehlikeyle karşı karşıya. CHP’liler her ne şartta olursa olsun, boyun eğmez, doğruyu söyler. Ben de sizin yol arkadaşınız olarak yaşadığım müddetçe nerede olursam olayım, sözümü esirgemeyeceğim, geri durmayacağım.”
Ankara’daki programını tamamlayan CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart Pazar günü yapılacak önseçim çalışmaları kapsamında memleketi Trabzon’a geldi.
Trabzon Havalimanı’nda coşkulu bir kalabalık tarafından karşılanan İmamoğlu’na partililer tarafından yoğun ilgi gösterildi. “Cumhurbaşkanı İmamoğlu”, “Halkın umudu İmamoğlu” sloganları atıldı. Karşılamaya, Trabzon, Rize ve Giresun’dan gelen belediye başkanları ile milletvekilleri de katıldı. İmamoğlu’nu kucaklayan yöresel giysili yaşlı kadınlar ıslık çalarak desteklerini dile getirdi.
İmamoğlu, havalimanında yaptığı kısa konuşmada, Trabzon’da olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “Memleketime geldim. Heyecanlıyım. Güzel insanları Karadeniz’in, Trabzon’un…İnşallah güzel bir gün geçireceğiz. Yolumuza devam ediyoruz Allah’ın izniyle. Güç aldık, güç aldık… Milletimize layık olmak için borcumuzu artırıyoruz” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, “Burada olmak nasıl Başkanım” diyen bir vatandaşa, “Çok duygusal benim için her zaman” yanıtını verdi.
Ardından İmamoğlu iftarını Trabzon’da Faroz Balıkçı Barınağı’nda balıkçılarla açtı. İmamoğlu, “Bugün iftarımızı Trabzon’da, Faroz Balıkçı Barınağı’nda balıkçılarla açtık. Ekmeğini denizden çıkaran tüm emekçilere kolaylık diliyorum. Allah tutulan tüm oruçları kabul etsin” dedi.
İftardan sonra Trabzon’daki CHP’lilerle buluşan İmamoğlu burada bir konuşma yaptı. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
-Ramazan ayında Allah kötülere fırsat vermesin. Ben şanslı bir insanım. Trabzon’da doğdum, büyüdüm, okudum. Benim çocukluk hayalimde Trabzonspor’da olmak Şenol Güneş yerine kaleci olacaktım. Allah nasip etmedi. Ama onun yerine 31 yaşında Trabzonspor’a yöneticilik yaptım, daha sonra basketbol takımımızın kurucularından oldum, başkan yardımcılığını yaptım. Fatih Tekke’ye de başarılar diliyorum.
Şükürler olsun burada doğdum büyüdüm. Şimdi dünyanın en güzel şehrinde belediye başkanlığı yapıyorum. Bu gurur kimin biliyor musunuz? Trabzon’un Akçaabat köyünden Pazarkapı mahallesi’ne, Trabzon’dan Kıbrıs’a, Kıbrıs’tan İstanbul’a götüren duygunun ve ruhun adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Beni o koltuğa oturtan Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyete yüklediği misyondur.
Niçin bu cennet vatanın işsizliği bu kadar yüksek? Karadeniz’in gençleri, çiftçisi, esnafı ne için ayakta duramıyor? Bakın, bunların hepsine derinlemesine bakacağız. Bir avuç insan ne için zenginleşiyor? Karadeniz’in gençleri, çocukları, yaşlıları, engellileri, kadınları, erkekleri ne için zor durumda? Yatırım yok. Bunların umrunda değil. Refah yok. Milletin refahı bunların derdi değil. Karadeniz’in kaynaklarını bile peşkeş çekiyorlar. Trabzon’un, Rize’nin, Giresun’un derelerini HES projeleriyle kuruttular. Uzungöl’ü, Ayder’i ne yazık ki stratejik planlayamadılar. Artvin’in ormanlarını, Bayburt’un vadilerini maden şirketlerine teslim ettiler. Ne toprağı işlediler ne suyu yönettiler. Bu kadim ülkenin en güzel tabiatını perişan ettiler.
“Size peşinen söz veriyorum. Tüm Türkiye’de tabiatımızı mahveden projelere izin vermeyeceğiz. Suyu kamu yararına yöneteceğiz. Yağmur suyu projeleri ile büyük tasarruf sağlayacağız. Karadeniz’in suyu özgür akacak. Suyumuzu bir avuç rantçıya teslim etmeyeceğiz. Rize’nin sanayisini ve işgücünü yeniden ayağa kaldıracağız. Sağlık hizmetlerini ve eğtimi güçlendireceğiz. Karadeniz’in tamamı eğitim başarısında Türkiye’nin en gerilerinde. Bu çok kötü.
Kendi gazetelerine, kendi trollerine söyletiyorlar. Beni oyundan çıkaracaklar. Ellerinden geleni, ellerinden geleni ardına koymayacaklarmış. Kirli işler yapıyorlar. Siyaseten beni yenemiyorlar, benim başımı öne eğdiremiyorlar. Güya polisin eliyle benim başımı öne eğdireceklermiş. Benim polis kardeşlerimin elini kullanacaklar aklı sıra. Yani sözüm ona bizi milletin önünde güya küçük düşürecekler. Kirli hesaplarla ülkeyi karıştırma peşindeler. Hayale sığmayacak şekilde yalan dolan projeleriyle kafasında dönen stratejilerle beni saf dışı bırakmanın peşindeler. Hatta bunu mümkünse 23 Mart’tan önce yapmak istiyorlar. Dertleri ne, vatanı mı düşünüyorlar? Milleti mi düşünüyorlar? Dertleri koltuk koltuk.