Kılıçdaroğlu’ndan sonra Davutoğlu’ndan ‘Sünni’ videosu
CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2014 yılındaki sözleri nedeniyle dün hakim karşısına çıktı. Düne kadar üç ayrı parça gibi gözüken CHP bu dava nedeniyle Kılıçdaroğlu ile dayanışma için Adliye kapısında toplandı.
CHP son dönemlerde iç polemiklerle gündeme geliyor. CHP lideri Özgür Özel’in bir önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan farklı bir politika izlemesi, özellikle de iktidarla başlattığı normalleşme adımları parti içinde tartışmalara neden oldu. Normalleşmeye karşı çıkan partililerle bunu doğru bulanlar arasındaki polemikler kimi zaman kamuoyuna da yansıyor. Bunun son örneği CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın Twitter’dan Özel’i eleştirdiği paylaşımıydı. Salıcı Kurultay’ı net olarak dile getirmişti, Özel de sokağın gündeminin farklı olduğunu söylemişti. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimizi okumak için bu linke tıklayın.
Öte yandan Kılıçdaroğlu da Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinden sonra, partinin yeni politikasından rahatsız olduğunu sık sık dile getiriyordu. Ancak isim vermiyordu. Üstelik onun adı CHP içindeki cumhurbaşkanı adaylığı gerilimiyle de sık sık anılıyor. Çünkü İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla ABB Başkanı Mansur Yavaş arasında adaylık gerilimi var. İki başkan da adaylığa yeşil ışık yaktığını belli ediyor. Bu noktada Özel’in genel başkan seçildiği Kurultay’a gidiş sürecinde değişimcilerin başını çeken İmamoğlu’yla Kılıçdaroğlu’nun arasının açık olduğu konuşuluyor ama ikisi de görüşmelerini sürdürüyor. Şimdi bütün bu polemikleri yeniden canlandıran bir gelişme var: CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şikayeti üzerine açılan hakaret davası.
Aslında bu hakaret şikayetinin ve Kılıçdaroğlu hakkında açılan dosyanın geçmişi oldukça eski, uzun yıllar öncesine, 2013 sonundaki 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına kadar dayanıyor. Bu operasyonlar sonrası Kılıçdaroğlu’nun bazı sözleri üzerine o zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan hem hakaret iddiasıyla kişisel dava açmış hem de suç duyurusunda bulunmuştu. Ama 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu dahil pek çok kişi hakkında açtığı kişisel hakaret davalarından vazgeçmişti. Bu dava da onlardan biri. Ancak Erdoğan’ın o dönemdeki şikayeti üzerine Erdoğan’ın şahsi davası dışında kamu hukuku da Kılıçdaroğlu için kamu davası açmak üzere harekete geçmiş, ne var ki Kılıçdaroğlu milletvekili dokunulmazlığına sahip olduğu için bu dosya ilerlememiş öylece kalmıştı. CHP’nin eski lideri 14 Mayıs 2023 seçiminde milletvekili adayı olmayıp dokunulmazlığını yitirince bu kamu davası dosyası tozlu raflardan indi ve Kılıçdaroğlu birkaç kez savcılığa ifade vermeye davet edildi. O ise bu ifadeyi vermeyi reddetti. Bir sefer sırf bu sebeple hakkında yakalama kararı alındığı haberleri de geldi ama bu zorla getirme işlemi yapılmadı, sonuç olarak dava Kılıçdaroğlu’nun kendini savunan ifadesi olmadan açıldı. İşte dünkü duruşma bu davanın ilk duruşmasıydı.
Davanın CHP saflarında önemsenmesinin sebebi 18 Kasım’da Kılıçdaroğlu’nun bu davayla ilgili sosyal medyadan paylaştığı videoydu. Kılıçdaroğlu “Safları sıklaştırın” başlıklı videoda “Savunma yapmaya gidiyorum dedim ama sanmayın ki kendimi savunacağım. Ben oraya Erdoğan’dan yaptığı ve yaptırdığı yolsuzlukların hesabını sormak için gidiyorum” diyordu. Bu paylaşımın ardından çok sayıda siyasetçiden destek mesajı geldi. Ama çağrı aynı zamanda CHP içindeki ayrılıkları da ortaya çıkardı. Örneğin Genel Başkan Özgür Özel çağrıya hiç tepki vermedi.
Buna karşılık Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da duruşmaya katılacağını söyleyip destek verdi: “7. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hapis ve siyasi yasak istemiyle açılan haksız, hukuksuz davanın 22 Kasım’daki duruşmasına ben de katılacağım. Bu dava, sadece Sn. Kılıçdaroğlu’nun davası değil, hepimizin davasıdır. Adalet tecelli edene kadar Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında olacağız.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise ilk tepkisinde Kılıçdaroğlu’nun adını anmadı ve “Bizim safımız belli, bu milletin tam yanı” dedi ve “adil bir demokrasi için” paneline katılmak için Almanya’ya gitti.
Bu da ilginç bir tesadüf. İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldığı duruşmada da Kılıçdaroğlu Almanya’daydı. Kılıçdaroğlu o dönem kendisine yönelik eleştirilere “Karar açıklanırsa beraat ya da ertelenir diye bekliyordum. Ertelense bile beraat çıkacağını düşünüyordum” yanıtını vermişti.
Yani Kılıçdaroğlu’nun dünkü yargılaması, CHP içindeki iç çekişmeler bakımından ilginç kavşak noktalarından biriydi. Peki bu dava CHP’nin içinde ipleri gererken iktidarda atmosfer ne?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kılıçdaroğlu’yla ilgili soruşturma ve kovuşturmalar olduğunu, fezlekelerin düzenlenip Meclis’e gönderildiğini ama dokunulmazlığı olduğu için yargılanmadığını anlattı. Kılıçdaroğlu artık vekil olmadığı için soruşturmaların gündeme geldiğini söyleyen Tunç, haberin konusu olan davayla ilgili çarpıtmalar olduğunu söyledi, süreci “İfade alma” olarak nitelendirdi.
Safları sıklaştırın çağrısına katılacağını söyleyen vekiller olduğunu da hatırlatan Tunç “O soruşturmaların içinde nasıl, hangisi sözler nedeni ile açıldığına bakmak lazım. Cumhurbaşkanımıza karşı ağza alınmayacak sözler bunlar. Mitinglerdeki konuşmalarda cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak, halkın kabul etmeyeceği konuşmalardan dolayı soruşturmalar açıldı. Mersin’deki dava için Ankara’daki mahkemede ifadesi alınacak. İfadelerin suç teşkil edip etmediğine yönelik yargımız karar verecek. Hakaret ile bir yere varılamayacağının en güzel örneği. Yine hakaretlerine devam ediyor. Milletimiz karalama siyasetine hayır diyor. Bunu örnek alırlarsa onların da sonu eski genel başkan gibi olur. Bundan sonra siyasetçilerimizin suç teşkil eden ifadeler değil yapıcı siyaset yaptıklarında kazançlı çıkacaklarını ifade ediyoruz. Kılıçdaroğlu ile ilgili 9 dava ve 5 soruşturma var. Konuşmaların hakaret teşkil edip etmediğine yönelik dosyalar. Yargıyı rahat bırakalım. Türkiye bir hukuk devleti. Suç unsuru olup olmadığına karar verecek olan bağımsız yargıdır” dedi.
İşte dünkü yargılama böyle bir siyasi ortamda başladı. Duruşma saati geldiğinde Ankara Adliyesi’nin önü kalabalıktı, Türkiye’nin dört bir yanından pek çok kişi ve sivil toplum kuruluşu Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısına uymuş ve Ankara Adliyesine gelmişti.
Bu kalabalık aslında CHP içinde en azından ‘birlik’ görüntüsünü de beraberinde getirdi. Çünkü CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel ve çok sayıda milletvekili ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu’nun eşi, çocukları ve öldürülen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş de duruşmayı izlemek, Kılıçdaroğlu ile dayanışma içinde olduğunu göstermek için adliyeye geldi. Düne kadar üç parça gibi gözüken CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ile dayanışma için bir araya gelmiş gibi duruyordu.
Hakim karşısına çıkan Kılıçdaroğlu 25 sayfalık savunma yaptı ve savunma yapmadığını, tarihe not düşmek istediğini söyledi. (Kılıçdaroğlu’nun savunmasının tam metnini buradan okuyabilirsiniz.)
Kılıçdaroğlu, “Sanırım, açılan davaların ve mahkemeye çıkmamın nedeni, Erdoğan’a ‘Başçalan, Hırsız ve Başhırsız’ demiş olmamdır” ifadelerini kullanarak bu sözlerin hiçbirinden pişman olmadığını dile getirdi.
“Karşınıza Sayın Yargıç, ‘hırsıza, hırsız’ dediğim için çıktım” diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bütün görevlerim süresince çok büyük bütçeler yönettim. 10 binlerce memura amirlik yaptım. Ne beytül malın bir kuruşuna el uzattım, ne de bir kişiye müsaade ettim. Bakınız yolsuzluk ve hırsızlık, ülkenin başına ne işler açıyor. Yaptığı hırsızlık, yolsuzluk nedeniyle mal varlığının hesabını veremeyen yöneticiler, egemen güçler tarafından teslim alınırlar. Ve bu sonuçta o ülke için felaketlerin kapısını aralar.
Erdoğan ailesinin mal varlığı dolayısıyla dönemin ve şimdinin ABD başkanı Trump tarafından tehdit edildiğini ve Erdoğan’ın bu tehdide hemen boyun eğdiğini sadece biz değil bütün dünya biliyor. Egemen güçler tarafından teslim alınan bir devlet başkanı ülkesine hizmet edemez. Bu, tarihin önümüze koyduğu bir başka gerçektir.”
Konuşması sırasında isim vermeden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i de eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vasiyet olarak ‘Kılıçdaroğlu’nu aileme emanet ediyorum’ diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı, onlara inandığım için hata ettim. Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargılandığı davada CHP’den gelen dayanışma katılımı, halen Almanya’da bulunan Ekrem İmamoğlu’nu da hareket geçirdi. İmamoğlu, sosyal medya üzerinden bir açıklama yaparak Kılıçdaroğlu ile dayanışmaya katıldı.
İmamoğlu şöyle dedi:
“7. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik açılan davanın hukuki saiklerle açılmadığını tüm toplum biliyor.
Sayın Kılıçdaroğlu bugün mahkemede gerekenleri söyledi. Yargı sopasıyla mesajlar vermek, siyaseti dizayn etmek isteyen akıllara bu millet pabuç bırakmaz.”