Özgür Özel cunta deyince Ak Parti alındı, daha önce hiç anmadığı 27 Nisan e-muhtırasını andı

Son günlerde CHP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve iktidarına "cunta" diyor, darbe yapmakla suçluyor. Ak Parti de bu suçlamaya çok alınıyor. Uzun yıllardır adı bile anılmayan 27 Nisan 2007'deki e-muhtıra için Ak Partililerden mesaj yağdı. Başı da parti sözcüsü Ömer Çelik çekti.

Siyaset 27 Nisan 2025
Bu haber 8 ay önce yayınlandı

Cumhuriyet Halk Partisi, cumhurbaşkanı adayları ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart sabahı bir şafak operasyonuyla gözaltına alınıp sonra da tutuklanmasını “darbe” olarak niteliyor; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarını da b”Bu darbeyi yapan cunta” olmakla suçluyor. CHP lideri Özgür Özel’in her konuşmasında diye getirdiği bu suçlama Ak Parti’den de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da tepki görüyor.

Ak Parti her fırsatta darbeci değil darbelere direnen bir hükümet olduklarının altını çiziyor. Tam da bu alınganlık ve kendini savunma güdüsü epeydir kimsenin adını anmadığı, hele sene-i devriyesi bugüne kadar hiç anılmamış olan 27 Nisan 2007 tarihli e-muhtıra birden bire hatırlandı.

Önce Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik 27 Nisan e-muhtırasının yıl dönümünde yaptığı açıklamada 2007 yılında demokrasiye yönelik vesayet girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bertaraf edildiğini söyledi.

Çelik “Ak Parti, sandık siyasetinin, millet iradesinin ve demokratik mücadelenin partisidir. Tarihimiz budur, bugünümüz budur, geleceğimiz de hep böyle olacaktır” ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik’in paylaşımı şöyle:

“27 Nisan” siyasi hayatımızın sembol günlerinden biridir. Demokrasimiz, 2007 yılının 27 Nisan’ında, TBMM tarafından gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde askeri vesayetçi anlayışın bir muhtıra teşebbüsü ile karşılaştı. Askeri vesayetçi zihniyet Cumhurbaşkanı seçim sürecine müdahale etmek amacıyla, “Cumhurbaşkanı Cumhuriyete sözde değil, özde bağlı olmalıdır” diyerek bir kere daha keyfi yaklaşımlar için Cumhuriyetimizi istismar ederek Meclis iradesini ve hukuku hiçe sayma yoluna gitti.

Bütün muhtıralarda olduğu gibi hemen yargı vesayeti devreye girdi ve ardından demokratik iradeye karşı bazı odaklar tarafından mitingler organize edildi. Yine Cumhuriyetimizi sömürerek, Cumhur’un iradesine karşı yapılan bu mitinglere “Cumhuriyet mitingleri” dendi. Demokrasimizi çalmak isteyenler bir kere daha Cumhuriyetimizi kirletmeye kalktılar.

Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakandı. Sözde muhtıra teşebbüsüyle beraber Ankara yine koyu bir karanlığa gömülmüştü ve Hükümetimizin sonunun geldiği kanaati yayılmaya çalışılıyordu.

Hesap edemedikleri şey ise Cumhurbaşkanımızın bedeli ne olursa olsun “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine bağlılığı ve tüm kadrolarımızın bu mücadeleyi vermek için dimdik ayakta ve hazır oluşuydu. Ankara’ya koyu bir karanlık gibi çöken o geceyi sabaha dek tüm zerrelerine kadar hatırlıyorum. Cumhurbaşkanımızın cesareti ve kararlılığının önderliğinde o geceyi tüm demokratik mücadele gücümüzü yeniden inşa ederek geçirdik.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Başbakan ve hükümet muhtıraya direndi. O gece demokrasi tarihimiz yeniden yazıldı.

Cumhurbaşkanımızın talimatıyla muhtıra teşebbüsüne verilen cevapta, “Başbakan’a bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez” açıklaması yapıldı. Böylece Cumhuriyetimizi, demokrasimizi ve kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’mizi sömürmeye çalışanlara geçit verilmedi.

Bu direniş, demokrasimiz için devrim niteliğinde bir siyasi kararlılıktı. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleştirdiğimiz demokratik devrimlerin “Milli İrade” lehine en dönüştürücü duruşlarından biri budur.

Bu duruş sayesinde muhtıra teşebbüsü kâğıt parçasına dönmüştür.

Ak Parti, sandık siyasetinin, millet iradesinin ve demokratik mücadelenin partisidir. Tarihimiz budur, bugünümüz budur, geleceğimiz de hep böyle olacaktır.”

Ömer Çelik’in bu paylaşımının ardından hükümetten ve Ak Partililerden açıklama üstüne açıklama yağdı.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin siyasi tarihindeki müdahaleler silsilesinin bir parçası olan 27 Nisan e-muhtırasının üzerinden 18 yıl geçtiğini hatırlattı.

Bakan Tekin, şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2002’den bugüne dek, millet adına ve her alanda daha güçlü bir Türkiye için yürüttüğümüz mücadelelerle, Türkiye’de vesayetin, cuntanın, millete rağmen iktidar olmanın kapısı bir daha açılmamak üzere kapandı. Her türlü vesayete karşı dik duruş sergileyen milletimizle birlikte, karanlığa karşı aydınlığın, umudun ve geleceğin tarafında olduk, olmaya da devam edeceğiz.”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, muhtıranın yıl dönümüne ilişkin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:

“27 Nisan e-muhtırası, millet iradesine parmak sallayan vesayet zihniyetinin son çırpınışlarından biriydi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye tarihinde bir cuntaya karşı dimdik duran ilk siyasetçi olarak, vesayet anlayışının tarihe gömülmesine öncülük etti. Bu dik duruş sayesinde milletin seçtiklerine, demokrasiye ayar vermeye kalkışanlar, bugün tarihin tozlu raflarında ibretlik birer vesika olarak yerini aldı.”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde, her zaman demokrasinin ve milli iradenin safında yer aldıklarını, milli irade bayrağını asla yere düşürmediklerini vurguladı.

Hukuk devleti ilkelerinden taviz vermeden, darbecilerin, cuntacıların ve demokrasi düşmanlarının, bağımsız ve tarafsız yargı önünde hesap vermelerini sağladıklarını belirten Tunç, şunları kaydetti:

“Demokrasimizin kara lekelerinden biri olan 27 Nisan e-muhtırasını, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve hükümetimizin dik duruşu, aziz milletimizin sarsılmaz desteğiyle tarihin çöplüğüne attık. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizle omuz omuza yürümeye devam edecek, birlik ve beraberliğimize kasteden vesayet odaklarına asla geçit vermeyeceğiz. Demokrasimizin standartlarını daha da yükseltmek, temel hak ve özgürlükleri güçlendirmek, hukukun üstünlüğünü esas alarak adaleti her alanda hakim kılmak için azimle çalışmayı sürdüreceğiz.”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, muhtıranın yıl dönümüne ilişkin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:

“Eski Türkiye’nin vesayetçi, karanlık zihniyetlerinin ürünü olan 27 Nisan e-muhtırası, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde milletimizin gösterdiği dik duruş ile akamete uğratılmıştır. Cumhurbaşkanımızı ve AK Parti hükümetlerini hedef alan, ülkemize ağır bedeller ödetmek isteyen onca antidemokratik müdahale ve darbe girişimi tarihin tozlu raflarında yerini almıştır. Milletimiz, 15 Temmuz gecesi iradesini hiçe sayan askeri darbelere ve cuntacılara bir daha asla geçit vermeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir.”

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.